Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sosyal medya platformu X aracılığıyla Filistin'in bağımsızlığının önemini vurgulayarak. Filistin ve İsrail arasındaki gelişmeleri değerlendirerek önemli açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın X hesabı üzerinden yaptığı paylaşım şu şekilde: "Altını çizerek ifade etmek isterim ki… Bölgeye kalıcı huzur ve barış ancak, meşruiyeti BM kararlarına dayanan, 1967 sınırlarında ve coğrafi bütünlüğe sahip, başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasıyla ve tüm dünya tarafından tanınmasıyla gelebilir. Bunun dışında yol aramak, bunun dışında hevesler peşinde koşmak sadece daha fazla yıkım, daha fazla gözyaşı ve can kaybı demektir. Üç semavi dinin kutsal mekânlarını bünyesinde barındıran Kudüs’ün mahremiyetine, Mescid-i Aksa’nın içinde yer aldığı Harem-i Şerif’in statüsüne saygı göstermeyen hiçbir adımı ve tasarrufu kabul etmedik, etmeyeceğiz. İsrail’in bir devlet olarak varlığını sürdürebilmesi ve vatandaşlarının güvenliğini güvence altına alabilmesi ancak bu şekilde mümkündür. Aksi takdirde, geçtiğimiz cumartesi gününden beri yaşanan hadiseler son olmayacağı gibi, bunu çok daha büyük trajedilerin izlemesi de kaçınılmaz hale gelir. Biz ne İsrail’in ne Filistin’in ne de bölgemizin böyle bir kısır döngüye sürüklenmesini asla arzu etmiyoruz. Rabbim ülkemize, bölgemize ve dünyaya daimi huzur, barış, esenlik nasip eylesin."

israil-filistin-g8ii_cover.jpg

Filistin ve İsrail arasında neler olmuştu?

Geçtiğimiz 7 Ekim'de Hamas, İsrail'e karşı tarihi bir saldırı başlattı, Gazze Şeridi yakınlarındaki çeşitli noktalardan İsrail'e sızan militanlar, yüzlerce insanı öldürdü ve onlarca kişiyi rehin aldı. İsrail'in sert yanıtıyla gerilim hızla bir savaşa dönüştü. İşte Hamas, İsrail ve Gazze Şeridi arasındaki bu çatışma hakkında temel bilgiler:

hamas-nedir-hamas-baslattigi-aksa-tufani-nedir-saldirinin-nedeni-ne (2)

Hamas nedir?

Hamas, 1987 yılında İsrail işgaline karşı çıkan ilk büyük ayaklanma dalgası olan Birinci İntifada sırasında Müslüman Kardeşler'in Filistinli üyeleri tarafından kuruldu. İslami Direniş Hareketi olarak bilinen Hamas, Gazze Şeridi'ni kontrol ediyor ve İsrail tarafından işgal edilen topraklarda İslami bir devlet kurmayı hedefliyor. 2007'de Gazze'nin kontrolünü ele geçirdikten sonra İsrail ve Mısır, Gazze'yi abluka altına aldı. Bu abluka hala devam ediyor ve BM ile insani yardım kuruluşları, Gazze halkının yaşam koşullarının kötüleştiğine dikkat çekiyor.

Hamas, bugüne kadar İsrail'e binlerce roket saldırısı düzenledi ve İsrail de defalarca Hamas'a hava saldırıları gerçekleştirdi. ABD, AB, İngiltere ve İsrail, Hamas'ın tamamını veya silahlı kanadını terör örgütleri listesinde bulunduruyor. Hamas'ın en büyük destekçisi İran'dır ve örgüte maddi kaynak ve askeri eğitim sağlamaktadır.

3-soruda-hamasin-7-ekim-saldirilari

Gazze Şeridi nedir?

Gazze Şeridi, İsrail, Mısır ve Akdeniz arasında uzanan 41 kilometre uzunluğunda ve 10 kilometre genişliğinde bir bölgeyi ifade eder. 2,3 milyon kişinin yaşadığı bu bölge, dünyanın en yoğun nüfusa sahip bölgelerinden biridir. İsrail, Gazze'nin hava sahasını ve kıyılarını kontrol ederek malların girişini sınırlıyor ve Mısır da Gazze sınırından geçişleri denetliyor. BM'ye göre, Gazze'deki nüfusun yaklaşık yüzde 80'i uluslararası yardıma muhtaçtır.

İSRAİL - HAMAS ÇATIŞMASI SON DAKİKA  Gazeteciler bölgeden bildiriyor 'Silahlı kontrol noktaları kurulmuş durumda' (4)

Son saldırılar ne kadar ciddi?

Hamas'ın Gazze'den gerçekleştirdiği son operasyon, bir neslin gördüğü en büyük ve cesur adım olarak değerlendirilmektedir. Bu aynı zamanda İsrail'in karşılaştığı en ciddi sınır ötesi operasyondur. Hamas militanları, Gazze'yi İsrail'den ayıran dikenli telleri birçok noktadan aşmayı başardılar. İsrail istihbaratının bu saldırıyı engelleyememesi şaşırtıcıdır, çünkü İsrail Orta Doğu'nun en güçlü istihbarat ağına sahiptir.

İSRAİL - HAMAS ÇATIŞMASI SON DAKİKA  Gazeteciler bölgeden bildiriyor 'Silahlı kontrol noktaları kurulmuş durumda' (5)

Bundan sonra ne olabilir?

Hamas'ın Gazze'den İsrail'i temizleme çağrısına Filistinliler ve diğer Araplar ne kadar yanıt verecekleri belirleyici olacaktır. İsrail, birden fazla cephede savaş açma potansiyelini görüyor ve en kötü senaryoda Hizbullah gibi güçlü Lübnanlı militan grupları da içerebileceği endişesini taşıyor. Bu son olaylar, bölgede ciddi bir krizin fitilini ateşlemiş gibi görünüyor ve uluslararası toplumun bu durumu nasıl yöneteceği önemli bir sorundur.

Kaynak: Görkem Taşdemir