Geçtiğimiz gün İzmir’de ‘İş Dünyası Buluşmaları’na katılan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Kacır, sanayiciler için yeni arsalar üreteceklerini söyledi. Üretilecek bu arsaları tıpkı otoyollar, şehir hastaneleri, havaalanları ve köprülerdeki modelle finanse edeceklerini söyleyen Bakan Kacır’a ilk tepki TBMM Sanayi, Ticaret ve Enerji Komisyonu Üyesi İzmir Milletvekili Ednan Arslan ile İzmir Sanayici ve İş İnsanları Derneği (İZSİAD) Danışma Kurulu Üyesi Alaattin Yüksel’den geldi.
“Para bitti, yatırım yok”
TBMM Sanayi ve Ticaret Komisyonu Üyesi Ednan Arslan, Bakan Kacır’ın söyleminin havada kalmasına rağmen bu işin de geçilmeyen köprüden, gidilmeyen hastaneden, uçulmayan havaalanından alınan garantiler gibi yine vatandaşın sırtına yük olacağını söyledi. Sanayi alanlarında doğalgaz, elektrik, su gibi altyapıları yapmanın zaten devletin görevi olduğunu açıklayan Arslan, “Yetkililer bu kadar basit bir işi bile yapamıyor o makamları terk etsinler. Eğer hükümet ‘bizim altyapı yapacak paramız kalmadı; özel sektöre muhtacız’ diyorsa o zaman İzmir’de uygun Hazine arazileri odalara tahsis edilsin onlar en iyi şekilde bunu yapar” dedi.
“İzmirliler yapsın”
Şehir hastanelerini, İstanbul Havaalanını, otoyolları yapıp garantiler veren bir anlayışın asla hayırlı bir işe imza atmayacağını belirten Arslan, “Bunun yerine doğru teşvikler, krediler verilse bizim sanayicimiz kendi başına en mükemmelini yapar. Bu zihni sinir projeler AK Parti’nin bakanlarına ait. İzmir’den 40 alıp 1 verenler, kente ‘Gavur’ diyenler şimdi kendilerince İzmir’e proje yağdırıyor. Enerji Bakanı, Kınık gibi tarım havzası olan bir yere termik santrali vadediyor. Yani bakanın biri İzmirliyi zehirlemeye çalışırken diğeri sanayiciden bir post daha çıkarmaya ve vatandaşı daha da ezmeye gayret ediyor. Zaten İzmirlinin bu projelere karnı tok” diye konuştu.
‘Garantili rant’
İzmir Sanayici ve İş İnsanları Derneği (İZSİAD) Danışma Kurulu Üyesi Alaattin Yüksel ise kamu-özel işbirliği adı altında 5’li çeteleri kalkındıran bir anlayışın gözünü şimdi de sanayi bölgelerine diktiğini vurguladı. Endüstri bölgeleri adı altında ‘garantili rant’ elde edileceğini kaydeden Yüksel, “Aslında bir endüstri bölgesini bile yapamayacaklarının itirafı olan bu açıklama bir yanıyla da ‘kasa bomboş’ demektir. Devlet tamamen yatırımdan, kalkınmadan elini çekmiş durumda. En küçük yatırımları bile kamu-özel işbirliği adı altında devlet arazilerini peşkeş çekerek yandaşlarına yeni kazançlar sağlayacaklar” ifadelerini kullandı. İzmirli sanayicinin bu durumdan olumsuz etkileneceğinin altını çizen Alaattin Yüksel konuşmasına şöyle devam etti: “Çünkü işverenin maliyeti çok yükselecek. Maliyetin artması sonucu üretici bunu imal ettiği ürüne zam olarak yansıtacak olan yine vatandaşa olacak. Devlet sanayiciye destek olmak yerine ondan bir post daha çıkarma peşinde. Bu bölgeleri yapacak firmalar daha sonra kendi hisselerini yabancılara sattığında, stratejik öneme sahip araziler yabancıların eline geçmiş olur. Kendi toprağımızda yabancılar için çalışır hale geliriz. Bu tamamen kapitülasyonlara doğru bir gidiştir.”
Olmayan fabrikadan para
Bu tür projelerde ‘garanti’ verildiğini hatırlatan Yüksel, “Nasıl ki hastanelere hasta sayısı, otoyollarda araç sayısı gibi garantiler veriliyorsa endüstri bölgeleri için de yatırımcı veya yatırım miktarı cinsinden garanti verilebilir. Yani endüstri bölgesi haline getirilen alan 100 fabrikalık ise burada 10 fabrika hayata geçtiyse yapılmayan 90 fabrika için devlet bu işletmeciye para ödemek zorunda kalabilir. Bu paralar da yine vatandaşın vergilerinden karşılanacaktır. Tabi bunun için de vatandaşın sırtına yeni vergiler yüklenecek, mevcut vergilerin de oranları artırılacak. Kazanan ise bu bölgeleri işleten 3-5 şirket olacak” şeklinde konuştu.
Bedelsiz tahsis talebi
İzmir Sanayici ve İş İnsanları Derneği (İZSİAD) Başkanı Hüseyin Cengiz ise, “Sanayii bölgelerinde bedelsiz veya uygun fiyata arazi tahsis edilmesi durumunda yatırımcı kendi sanayii tesisini kurabilir. Yap işlet devret modelinden ziyade üretim yapmak isteyenlere sanayileşmeye uygun arazi tahsis edilerek yatırımcıların önü açılabilir. Kamu-özel sektör iş birliği ile kamu, bazı özel bölge ve sektörlere alım garantisi verirse, müteşebbislerin yatırımı yapma motivasyonu yükselecektir. Para her zaman kendine güvenli liman arar. Yatırımcıya Kendisini güvende hissettirebilirsek yeni yatırımların önü açılacaktır. Öncelikle ekonomik güven ortamı sağlanmalıdır” ifadelerini kullandı.
Ne demişti?
İzmir'de İş Dünyası Buluşması'na katılan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Kacır, " Tıpkı köprü, havayolu ve şehir hastanelerinde olduğu gibi bir sistemi büyük endüstri merkezlerinin kurulmasında da hayata geçireceğiz. Kamu-özel işbirliği ile büyük ölçekli endüstri bölgelerinin oluşturulmasında bu sistemi uygulayacağız. Böylece kamulaştırma, altyapı maliyetlerini hızlıca karşılayacak bir finansman modeli uygulamış olacağız" diye konuşmuştu.
