İş Sağlığı ve Güvenliği (İSİG) Meclisi’nin yayınladığı “İş Cinayetleri Raporu” na göre; 2024 yılının ilk ayında Türkiye’de farklı sektörlerden 158 işçi hayatını kaybetti. Oransal olarak ise bu rakam, her gün en az 5 işçinin hayatını kaybettiğini gösteriyor. Yaşanan iş cinayetlerinin yoğunlukta olduğu iş kolları ise, İnşaat, Yol işkolunda 45 işçi; Taşımacılık işkolunda 22 işçi; Tarım, Orman işkolunda 16 emekçi (10 işçi ve 6 çiftçi); Ticaret, Büro, Eğitim, Sinema işkolunda 11 işçi; Metal işkolunda 9 işçi; Konaklama, Eğlence işkolunda 9 işçi; Belediye, Genel İşler işkolunda 9 işçi; Petro-Kimya, Lastik işkolunda 6 işçi; Madencilik işkolunda 5 işçi; Ağaç, Kağıt işkolunda 5 işçi; Gemi, Tersane, Deniz, Liman işkolunda 5 işçi; Sağlık, Sosyal Hizmetler işkolunda 4 işçi; Gıda, Şeker işkolunda 2 işçi; Tekstil, Deri işkolunda 2 işçi; Enerji işkolunda 2 işçi; Savunma, Güvenlik işkolunda 1 işçi; veriler ışığında çalıştığı işkolunu belirlenemeyen ise 5 işçi olarak kaydedildi. Ocak ayında dikkat çeken bir diğer husus ise, iş cinayetine kurban giden kişilerin arasında 18 yaş altında 7 çocuk işçinin ve 18-29 yaş aralığında ise 32 işçinin bulunması. Yani Ocak ayında yaşanan her dört iş cinayetinin birisinde genç veya çocuk işçiler hayatını kaybetti.

6 (4)-2

“İzmir ikinci sırada”

İzmir ise ocak ayında iş cinayetlerinde İstanbul’dan sonra ikinci sırada gelirken, 17 işçinin hayatını kaybetmesi, iş güvenliği zafiyetlerini yeniden ön plana çıkardı.  Sanayi işçileri, hizmet sektörü ve tarımsal üretim yapılan yerlerde ölümlerin arttığı görülürken, özellikle gemi söküm tesislerindeki kimyasal madde sorunlarıyla gündeme gelen Aliağa bölgesinde ölümlerin yoğunlukta olduğu yer alması göze çarptı. Türkiye’de iş sağlığı güvenliği kurallarının doğru bir şekilde hayata geçirilmediğini belirten Birlik Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Birlik Sağlık Sen) Genel Başkanı Ahmet Doğruyol, denetimlerin artırılması gerektiğini vurguladı. Özellikle sanayi, inşaat, tarım gibi ağır iş kategorisinde çalışan işçilerin riskli çalışma şartları olduğunu kaydeden Doğruyol, “İş sağlığı ve güvenliği kurallarının, ülkemizde yeterince doğru şekilde uygulanmadığını düşünüyorum. Özellikle sanayi ve inşaat sektörü gibi ağır iş kollarında asıl olarak dikkat edilmesi gereken güvenlik kuralları pek fazla önemsenmiyor. Diğer yandan bu güvenlik kurallarının denetimleri de yapılmıyor. Bizim ülkemizde denetimler, 6 Şubat depremlerinde de gördüğümüz gibi, sadece görsel olarak yapılıyor. Dolayısıyla da denetimi tam olarak yapılmayan bir binanın çökmesi sonucu can kayıpları yaşıyoruz. Bu örnekte olduğu gibi çalışma hayatında da gerekli denetimler yapılmadığı için bu kayıplar maalesef ki yaşanıyor” dedi.

Ahmet Doğruyol

“Çocuk işçi kayıpları artar”

18 yaş altındaki çocuk ve genç işçi kategorisinde hayatını kaybedenlerin sayısının arttığını vurgulayan Doğruyol, “Bir çocuk, bir genç, okuması gerekirken gidip sanayi gibi ağır şartlarda çalışıyorsa, burada hükümetin bu çocukların elinden tutması gerekiyor. Bir çocuğun çalışması eğer kanunlara aykırı ise, devletin bu kanunları göz önüne alarak, denetimleri yaparak, okul çağındaki bu çocukların elinden tutması gerekiyor. Ancak ülkemizde denetimlerin yeterli ve doğru yapılmamasının yanı sıra, bu işin bir de siyasi ayağı var. Siyaseten iktidar partisine veya güçlü olan bir partiye yakın olan iş kolları veya iş yerleri, bırakın yeterli denetlemeyi, denetlemeden çok uzaklar. Bu zafiyetler giderilmediği sürece çocukların da, çocuk işçi olarak kaybedilmesinin önüne geçilemez” ifadelerini kulandı. 

8 (3)-2

“Aliağa’da sanayi ağı geniş”

İzmir’deki iş cinayeti sayısının Aliağa bölgesindeki yoğunluğunun, o bölgedeki sanayi ağının genişliğinden kaynaklandığını vurgulayan Doğruyol, “Aliağa sadece İzmir’de değil Türkiye’de de sanayi bazında, özellikle petrol sanayi bazında büyük bir bölge. Dolayısıyla bu bölgedeki güvenlik zafiyetlerinin artışı, ölüm sayısını da artırmış olabilir. Aliağa gibi petrol sanayi ve gemi söküm tesisleri gibi kimyasal içerikli maddelerin kullanıldığı bölgelerde iş güvenliğinin en üst düzeye çıkarılması gerekir. Çünkü ölümlerin bir nedeni de kimyasal zehirlenmeleri olabilir. Sağlık açısından sanayi bölgesinde çalışanlar oldukça risk altında. Çünkü çalıştıkları alana göre yüksekten düşme, elektrik akımına kapılma, kimyasal zehirlenmeler, patlamalar gibi yaşanabilecek olumsuzluklara karşı oldukça açık bir hedef konumundalar. Devletin kendisinin koyduğu iş güvenliği kanunlarına uyulmalı, devlet eliyle sıkı bir denetim mekanizması oluşturulmalı ve denetimlerin sadece görsel olarak değil, tüm yapıtaşları ile incelenerek, siyasi çıkarların bir kenara bırakılarak yapılması en doğrusudur” diye konuştu. 

Kaynak: Dilek Çakır