İstanbul'da özel bir okulda müdür olan İbrahim Oktugan'ın Irak asıllı Y.K. tarafından öldürülmesi sonucunda öğretmen sendikaları, 10 Mayıs'ta iş bırakma kararı aldı. Konak'ta bir araya gelen Anadolu Eğitim Sendikası, Eğitim Gücü Sendikası, Eğitim-İŞ, Eğitim-Sen, Hürriyetçi Eğitim Sen, Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası ve Tüm Eğitim Çalışanları Sendikası temsilcileri ortak bir açıklama yaptı. Açıklamayı yapan Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası İzmir Temsilcisi Rabia Akbaş, "Savaşlarda bile hedef alınmayan eğitim emekçileri, okullarda şiddetin hedefi olmaya devam etmektedir" dedi.

Akbaş, öğretmenlerin maruz kaldığı şiddetin sürekli olarak şikayet edildiğini vurgulayarak, eğitimle ilgili yapılan açıklamalarda sadece öğretmenlerin sorumlu tutulduğunu ifade etti. Milli Eğitim Bakanlığı'nın eğitimde yaşanan sorunlar üzerine çözüm üretemediğini belirten Akbaş, "Önceki gün ömrünün büyük bölümünü eğitime ve öğrencilerine adamış olan bir meslektaşımızı hayattan ve öğrencilerinden koparan ne basit bir öfke krizi ne de failin öğrenci oluşu ne de failin uyruğu ile ilgilidir" şeklinde konuştu.

D S C 1014

ARKASINDAKİ ZİHNİYET...

"Azmettiricileri olduğunu biliyoruz" diyerek sözlerine devam eden Akbaş, cinayetlerin arkasındaki zihniyetin öğretmenleri ötekileştirmeye ve tehdit etmeye devam ettiğini belirtti. Akbaş, "Bir toplumun uygarlık düzeyi, öğretmene verdiği değerle ölçülür" ifadelerini kullandı. Milli Eğitim Bakanına seslenen Akbaş, "Okulda şiddeti önlemek için daha kaç eğitim emekçisinin can vermesi gerekiyor? İktidarın ve MEB’in plansızlığı nedeniyle okullarımız güvenlik açısından ciddi risk altındadır. Okullarımızdaki güvenlik açığının faturasını canımızla mı ödeyeceğiz?" dedi.

Akbaş, "Daha önce defalarca yaşadığımız cinayetler gibi bu son bu cinayetin de azmettiricileri; öğretmenler çalışmıyor gibi yanlış bir algıyı toplumda yaymaya çalışanlardır. Bizleri bugün okullarımızda açık hedef haline getirenler; liyakatsiz şekilde atandıkları koltukları bir hükümdarlık alanı gibi kullananlar, her fırsatta bizleri aşağılamaya çalışan mülki amirlerdir. Öğretmenliğin aynı zamanda bir uzmanlık mesleği olduğunu görmezden gelenlerdir. Okullarda şiddeti körükleyenler; eğitime dair eleştiri ve önerilerimize yıllardır kulak tıkamakta ısrar edenlerdir" şeklinde konuştu.

Öğretmenlerin can güvenliği sağlanmadan sorunun çözülemeyeceğini belirten Akbaş, "Okullardaki şiddetin son bulması için MEB’i acilen harekete geçmeye ve önlem almaya çağırıyoruz. Okullarda yaşanan şiddet olaylarındaki korkutucu tırmanışı engellemek için bir an önce eğitimde şiddet yasası çıkarılmalıdır. Eğitim kurumlarının tümünde, şiddetle mücadele etmek için alınması gereken somut önlemleri, ne yapılacağını ve nasıl önleneceğini gösteren bir eylem planı hazırlanmalıdır. Failler toplumun vicdanını rahatlatacak ve yeni olaylar açısından caydırıcı olacak şekilde cezalandırılmalıdır. Özel ya da devlet okulu fark etmeksizin, derhal tüm okulların güvenliği sağlanmalıdır. Ahlak bekçiliğine soyunan RTÜK’ün toplumsal şiddeti başlıca gündemi haline getirip, mafya ve suç temalı TV yapımlarını denetlemesi sağlanmalıdır" dedi.

Muhabir: Doğukan Fikri Fidan