Başlı başına bir bulmaca gibi, Multipl Skleroz (MS), pek çok insanın merak ettiği, ancak çoğunlukla tam olarak anlamadığı bir hastalıktır. Multipl Skleroz nedir? ve Multipl Skleroz belirtileri nelerdir? Peki, bu hastalığın belirtileri nelerdir? Kendini sinir sisteminin çeşitli bölgelerinde gösteren bir dizi semptomla ortaya çıkar. Ancak, herkesin semptomları ve ilerleyişi farklı olabilir. İşte, bu girişimizde, merak edilen tüm bu soruların yanıtlarını bulacaksınız. İşte detayar haberimizde...

Multipl Skleroz nedir?

Çoklu sertleşim veya kısa adıyla MS, beyin ve omuriliği etkileyen bir özbağışıklık hastalığıdır. Nörotravma sonrası genç erişkinler arasında en sık karşılaşılan nörolojik bozukluklardan biridir. Sadece ABD'de 350.000 ila 400.000 arasında kişinin bu hastalığa tanı konmuştur. MS'nin tam olarak neden kaynaklandığı hala net olarak bilinmemekle birlikte, genetik ve çevresel faktörlerin bir araya gelmesiyle ortaya çıktığı düşünülmektedir.

Çeşitli tipleri olsa da MS'nin hepsi merkezi sinir sisteminin (MSS) yangısı ve miyelinsizleşme ile nitelenir. Başka bir deyişle, MS, merkezi sinir sisteminin miyelinsizleşmesi ve yangısını içeren bir özbağışıklık hastalığıdır. Bağışıklık sisteminin kişinin kendi hücrelerini tanıyamaması sonucunda vücuda yabancı madde sanıp yok etmeye çalışması ve sonuç olarak vücudun kendi kendine zarar vermesi olarak açıklanan özbağışıklık mekanizması, MS'de miyelin adı verilen özel proteinlerin hedef alınmasıyla ortaya çıkar. MS hastalığında, bağışıklık sistemi hücreleri arasında en sorumlu tutulanlar T-hücreleri olarak bilinir.

MS'nin tarihi, 1868 yılında Paris Üniversitesi nöroloji profesörü Jean Martin Charcot'un bir tremor vakasıyla tanışmasıyla başlar. Kadınlarda erkeklere göre daha yaygın görüldüğü bilinmesine rağmen, MS geçiren kadınların tarihsel olarak yanlış bir şekilde erkeklerden daha sık histerik konversiyon tanısı aldığı 1920'lerde ortaya çıkan bir yanılgıdır.

Hastalığın adı "Multipl Skleroz"un kısaltmasıdır ve adı iki sözcükten oluşur: "Multipl" bir ya da daha çok bölgede etkin olup bir veya daha çok belirti (semptom) vermesini ifade ederken, "Skleroz" vücudun savunma gözelerinin myelin kılıfına saldırması sonucu, bu kılıfı sertleştirerek işlevsiz duruma getirmesi anlamına gelir.

Hastalık çeşitli tiplerde seyreder ve tanısı birçok yöntemle konabilir. Fiziksel muayene ilk adımdır ve daha sonra ileri inceleme yöntemleri olan beyin MR'ı, BOS (Beyin Omurilik Sıvısı) ve kaydedilmiş potansiyeller gibi yöntemlerle desteklenir.

MS'nin belirtileri kişiye özgüdür ve hastalığın seyrine göre değişiklik gösterebilir. Hastalık genellikle 20-40 yaş arası erişkinleri etkiler ve kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülür. Coğrafi olarak, Kuzey Avrupa'da daha yaygın görülür.

Multipl Skleroz belirtileri nelerdir?

MS'nin belirtileri çeşitlilik gösterebilir ve tedavide genellikle kortizon veya ataklı MS durumlarında kortizon ve beta-interferon gibi ilaçlar kullanılır. Ancak, yeni araştırmalar PPAR-gamma agonistleri gibi yeni tedavi yöntemlerinin umut verici olduğunu göstermektedir. Ayrıca, bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar üzerinde de çalışmalar sürdürülmektedir, ancak bunların etkileri ve yan etkileri hala net değildir.

MS, beyni ve omuriliği tutan özbağışıklık hastalığıdır. Bağışıklık sistemindeki (immün sistem) savunma amaçlı gözelerin, nedeni daha anlaşılamamış bir şekilde, sinir hücrelerinin (nöronlar) çevresinde bulunan miyelin kılıfını vücuda yabancı bir bağıştıran olarak algılamasıyla yok etmeye çalışmasıdır. Bu durum, çeşitli sinir sistemi belirtilerini ortaya çıkarır ve belirtiler hastalığın seyrine göre değişiklik gösterebilir.

MS'in gelişimi alevlenmeler ve iyileşmeler şeklinde ilerler ve hastalığın seviyesine göre bu döngü süreleri değişiklik gösterebilir. Hastalığın kesin tedavisi bulunmamakla birlikte, belirtileri hafifletmek ve seyrini kontrol altında tutmak için çeşitli tedavi yöntemleri kullanılır.

MS, otoimmün bir hastalık olup, merkezi sinir sistemi'nde miyelin antijenlerine karşı anormal bir immun yanıtın varlığıyla ilişkilidir. Bu durum, immün hücrelerin beyin dokusuna saldırması sonucu sinir hücrelerine zarar verir ve hastalığın belirtilerini ortaya çıkarır. Araştırmalar, bu patofizyolojik süreci anlamak ve yeni tedavi yöntemleri geliştirmek için önemlidir.

Kaynak: HABER MERKEZİ