Sadakat erdemi hem ahlak hem de ruhsal olguların temelidir, kaynağıdır. Sadakat erdemi en üst düzeyde yaşanınca acı, keder kaybolur. Çünkü keder, acı maddi illüzyonun bir parçasıdır.

Sadakat yoksunu olan birey yaşayan ölü gibidir. İnsanlarda sadakat duygusu arınır ve artarsa dünyada barış ve kardeşlik artar.

Sadakat içinde olan insanlar içtenlikle iletişim kurar. Sadakat bencilliği yok eder, egoyu eritir. Bu yüzden ego sadakate karşı çıkar ve onu ortadan kaldırmak ister. Sadakatin yokluğu ise insan psikolojisini bozar, çökmesine neden olur. 

Sadakat duygusu insanı güçlendirir, bağımsız, kendine yeterli, sorumluluk alan, kendine güvenen bir insan meydana getirir. Sadakat içinde olan birey insanları sever, sadık olur, onları bir eşya gibi kullanmaz.

Bir insanın gelecekle ilgili hedefleri, insanda sadakat zenginliğine veya fakirliğine neden olabilir. 

Sadakat fakirliği yüzünden insan hainlik yapar ve hain olduğu için hayatı boyunca tarifsiz acılar çeker.

Sadakat ve hainlik aynı madalyonun iki yüzüdür; sadakat pozitif, hainlik ise negatif olan yüzüdür. Sadakat insani, ihanet ise hayvani ihtiyaçları karşılamak içindir. 

Ebedi özden gelen sadakat, ego ve bencillikle temas edince ihanete dönüşür. Bu nedenle sadakatten ihanete doğru sürüklenmiş birey negatif bir yaratığa dönüşür. 

Eğer bu durumdan kurtulmak istenirse tekrar ihaneti sadakate dönüştürmek için bir yol var: Bu yol tekâmül etmektir!

      Birey tekâmül ederse içindeki ihaneti sadakate dönüştürebilir.  Tekâmül yolunda ilerleyen insan içindeki ihaneti sadakate dönüştürür ve kimseye ihanet etmez, sadakat zengini olur.

Bir insanda öz sadakat yani kendine sadakat duygusu varsa başka insanlara karşı da sadakat gösterir, özgeci eylemlerde bulunabilir.

Bireyin kendisiyle ilgili duyguları, düşünceleri onun benlik bilincini oluşturmaktadır. Sadakat ve koşulsuz sevgi içinde olan insanda pozitif benlik bilinci ortaya çıkar ve insan her durumda kendini kabullenir, kucaklar. Öz sadakat sayesinde kişi benliğini kabul eder ve savunma mekanizmaları kullanmaya ihtiyaç duymaz.

İnsanın ebedi özünde bulunan varoluşsal sadakat, tekâmül sayesinde bireyin özünden tezahür etmeye başlar. Varoluşsal sadakat sayesinde insanda empatik anlayış ve içtenlik gelişir.

Dünya Değişim Akademisi “Tekâmül Sanatı” ve “Hainliğe Son” değişim programlarıyla bizlere bu değişimi gerçekleştirme fırsatı sunuyor. Artan farkındalığın ışığında kendisiyle yüzleşebilen bireyde köklü bir değişim meydana geliyor. Değişim programlarının gücü yeni insanın doğmasını sağlıyor. Dünya gezegeninde yeni insanların sayısı arttıkça, içimizde pozitif yönde değişim umudu çiçekleniyor.

Kendini değiştir dünyan değişsin, dünyanı değiştir dünya değişsin!