Tire'ye kadar gelip de Derekahve'yi ziyaret etmeden geçmek olmaz. Ünü Tire'nin dışına taşmış olan Derekahve, gürül gürül akan sularıyla dikkat çekiyor. Hristiyanlık inancına göre, bu sular azizlerin döktüğü gözyaşlarının bir simgesi olarak kabul ediliyor ve kutsal olarak görülüyor. Rivayete göre, Hz. Meryem'in Anadolu'ya geldiği zamanlarda bir süre Derekahve Mahallesi'nde yaşadığı düşünülüyor. Yemyeşil ağaçlar arasında huzurlu bir atmosfere sahip olan Derekahve, saatlerce vakit geçirebileceğin keyifli bir mekân.
AYAZMASI İLE ÜNLÜ
Derekahve Semti'nde bulunan mescid, daha çok ayazması ile ünlüdür. Hristiyanlar tarafından yıllardır ilgi gören bu yapı, ilginç özellikler taşımaktadır. Ayazma, mescidin alt katını oluşturur. Dülgerzade Mescidi olarak da bilinen yapı, Dülgerzade Şemseddin Ahmet Bey tarafından yapılmıştır. Aynı zamanda Hekim Çelebi olarak da bilinen Ahmet Bey'in mescidi, 1501 tarihinden öncesine dayanmaktadır. Mescid, zaman içinde yıkılıp yeniden yapılmış olup orijinal özelliklerini kaybetmiştir.
BÜYÜLEYİCİ GÖRÜNÜM
Derekahve, sonbaharda da büyüleyici bir görünüme sahiptir. Dere üzerine dökülen sonbahar yaprakları, adeta bir kartpostal manzarası oluşturur. Tarihi ve doğal güzellikleriyle ön plana çıkan Derekahve, Tire'nin en çekici bölgelerinden biridir. Yerli halk ve turistler, özellikle sonbaharda bu bölgeyi ziyaret etmeyi tercih ederler.
Derekahve'ye ulaşmak için dar sokakları geçip tepeye doğru ilerlemen gerekmektedir. Burada, suyun kenarında çok sayıda çay bahçesi ve kahvaltı mekânı bulunmaktadır. Tire halkı, genellikle Hıdırellez bayramını bu bölgede kutlamayı tercih eder çünkü Derekahve, baharı simgeleyen bir yer olarak kabul edilir.
