Başlığa bakınca hiç etik olmayan bir durumdan bahsedeceğimiz anlaşılıyor. Ama konumuz etik değil, konumuz meslek ruhsatnamesini kullandıran birinin meslekten çıkarma cezasına karşı açtığı davanın sonucu. Hepimizin bildiği üzere meslek ruhsatnamesini kullandırmanın cezası meslekten çıkarma. Ama Danıştay 8. Daire öyle demiyor. Karar metni; “Dava; serbest muhasebeci olan davacı tarafından, hakkında meslekten çıkarma cezası verilmesine ilişkin Konya Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası Disiplin Kurulu'nun … tarihli ve … sayılı kararın iptali istemiyle açılmıştır. İdare mahkemesince, davacının yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırı olarak meslek ruhsatını işyerinde çalışan ve meslek mensubu olmayan … ve … isimli kişilere kullandırdığının saptanması, davacının soruşturma kapsamında verdiği ifadesinde de …'a kendi olmadığı zamanlar için noterden imza yetkisi verdiğini beyan etmiş olması dikkate alındığında, davacının meslek ruhsatnamesini bir başkasına kullandırdığının sabit olduğu sonucuna varıldığından, meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir” diye başlıyor. Disiplin cezalarını da 3568 sayılı Kanun'un "Disiplin cezaları" başlıklı 48. madde olarak anlatıyor. Olayın geçmişini de anlatıyor. Konya Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası Disiplin Kurulu'nun kontrollerini, incelemelerini, tespitlerini anlatıyor. Cezanın veriliş sebebini de “Davacıya verilen meslekten çıkarma cezası, 3568 sayılı Kanunun 50. maddesine dayanılarak çıkarılan ve 31/10/2000 tarih ve 24216 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Disiplin Yönetmeliği'nin meslekten çıkarma cezası gerektiren halleri düzenleyen 9. maddesinin (d) bendinde yer alan “(Değişik:RG-27/09/2007-26656) Meslek ruhsatnamesinin bir başkasına kiraya verilmesi, herhangi bir şekilde bir başkasına kullandırılması veya meslek mensubunun mesleki konulardaki yetkilerini genel vekâletname ve/veya düzenleme şeklinde vekâletname ile veya muvazaa yoluyla yahut da başka kanunlardaki düzenlemeleri kötüye kullanarak, mesleğini bizzat yapmayıp, yetkilerini devamlı ya da geçici olarak meslek mensubu olmayan kişilere kullandırması, kendi adına müşteri kabul etmesine, resmî belgelerde mühür ya da kaşesinin kullanılmasına izin verilmesi” fiilinin işlendiğinden bahisle verilmiştir” diye özetliyor. Mahkemenin kararı ise “Davacıya verilen disiplin cezasının dayanağı yönetmelik maddesinde yer alan "Meslek ruhsatnamesinin bir başkasına kiraya verilmesi, herhangi bir şekilde bir başkasına kullandırılması veya meslek mensubunun mesleki konulardaki yetkilerini genel vekâletname ve/veya düzenleme şeklinde vekâletname ile veya muvazaa yoluyla yahut da başka kanunlardaki düzenlemeleri kötüye kullanarak, mesleğini bizzat yapmayıp, yetkilerini devamlı ya da geçici olarak meslek mensubu olmayan kişilere kullandırması, kendi adına müşteri kabul etmesine, resmî belgelerde mühür ya da kaşesinin kullanılmasına izin verilmesi" fiili ise, Yasada açık olarak belirtilen meslekten çıkarma cezası verilmesini gerektiren fiiler arasında sayılmadığından, bu haliyle dava konusu bireysel işlemin dayanağı Yönetmelik hükmü, Yasada yer almayan bir eylem için meslekten çıkarma cezası öngörmek suretiyle üst hukuk normu olan yasaya aykırılık teşkil etmekte ve hukuka aykırı olduğu saptanan bu hükme dayanılarak verilen meslekten çıkarma cezasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Nitekim Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 15.05.2019 tarih ve E:2018/1513, K:2019/2414 sayılı kararı da bu yöndedir. Öte yandan; davacının meslek ruhsatnamesini bir başkasına kullandırdığı sabit olup, sübut bulan fiilinin, 3568 sayılı Kanun'un "Disiplin cezaları" başlıklı 48. maddesinde yer alan, "Görevini bağımsızlık, tarafsızlık ve dürüstlükle yapmayan veya kusurlu olarak yapan veyahutta bu Kanunda yer alan mesleğin genel prensiplerine aykırı harekette bulunan meslek mensupları için geçici olarak mesleki faaliyetten alıkoyma cezası uygulanır." düzenlemesi gereği geçici olarak mesleki faaliyetten alıkoyma cezası gerektirdiği kanaatine varılmıştır. Sonuç olarak; davacının meslek ruhsatnamesini bir başkasına kullandırdığının sabit olduğu sonucuna vararak meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık görmeyip davanın reddine karar veren mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; ... İdare mahkemesinin temyize konu kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 17/02/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi” şeklinde. Karar kısaca, 3568 Sayılı yasada yer almayan ceza, yönetmelikle verilemez diyor. O zaman şimdi sıra TÜRMOB’da. Böylesi bir suç varken, cezasının da ağır olması kanaatindeyim. Yönetmelikte yer alan meslekten çıkarma cezasının, 3568 sayılı meslek yasamızda da yer bulması için gerekli çalışmaların başlatılması gerekmektedir.