Türkiye’de en son 2004 yılında uygulanan enflasyon muhasebesi, 2021 yılı sonunda gerekli şartların oluşmasıyla yeniden gündeme gelmişti. Ancak, meslek mensuplarının ve sivil toplum kuruluşlarının talepleri üzerine 2021 ve 2022 yıllarında uygulama ertelendi. Bu yılın sonunda ise enflasyon düzeltmesi yeniden gündeme alınacak.
Bakan Şimşek, meslek kuruluşlarının taleplerini dikkate alarak, 2023 yılı sonu itibarıyla cirosu 50 milyon liranın altında olan işletmelerin 2024 yılı ikinci ve üçüncü geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltmesi yapmalarına gerek kalmayacağını belirtti. Bu kapsamda hazırlanan tebliğ taslağı Cumhurbaşkanlığına gönderildi.
Şimşek ayrıca, yatırım yapan mükellefler için enflasyon muhasebesinin olumsuz etkilerini en aza indirmeyi hedeflediklerini vurguladı. Yatırım finansman giderlerinin maliyetlere eklenmesi nedeniyle ilave vergi yükü oluşmaması için yeni modeller üzerinde çalıştıklarını ifade eden Şimşek, yatırım döneminde enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan karların özel bir fona alınarak vergilendirilmeyeceği bir modelin değerlendirildiğini açıkladı.
Enflasyon muhasebesi uygulamasının şirketler üzerindeki etkilerinin hafifletilmesi ve ekonomik büyümeye katkı sağlayan işletmelerin korunması amacıyla yeni düzenlemelerin yapılacağını belirten Şimşek, Ekim ayında Meclis açıldığında bu konuda yasal düzenlemelerin gündeme getirileceğini sözlerine ekledi.
ENFLASYON DÜZELTMESİ NEDİR?
Enflasyon düzeltmesi olarak da bilinen enflasyon muhasebesi, enflasyonun işletmelerin mali tabloları üzerindeki etkisini dikkate alarak, para biriminin satın alma gücündeki dalgalanmaları yansıtacak şekilde mali raporların düzenlenmesi yöntemidir. Bu ayarlama, enflasyonun finansal raporların doğruluğunu bozma riskini azaltmak amacıyla kritik bir öneme sahiptir.
Bu muhasebe yöntemi, şirketlerin ve mali durumlarının enflasyonist koşullar altında nasıl göründüğünü daha doğru bir şekilde yansıtmak için fiyat endekslerini kullanır. Geleneksel maliyet muhasebesine kıyasla daha derinlemesine bilgi sunar. İşletmelerin gelir ve giderlerinin daha gerçekçi bir şekilde temsil edilmesini sağlar ve farklı şirketler ile geçmiş dönem verileriyle daha sağlıklı karşılaştırmalar yapma olanağı tanır. Bu sayede, işletmelerin performansı enflasyonun etkilerini göz ardı etmeksizin değerlendirilebilir.
