Güncel

2023 yılında 357 kadın öldürüldü

Türkiye'de artan kadına şiddet olaylarında verilen cezaların caydırıcı olmadığını belirten İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, "İktidarın söylemleri çok önemli. Cezalar caydırıcı değil. Eğer kadınları yeniden eve kapatmak istemiyorlarsa önlem almaları gerekiyor" dedi

Abone Ol

Türkiye'de her saat bir kadın eşinden, babasından, ağabeyinden, çocuğundan veya sevgilisinden şiddet görüyor ve Türkiye'de her gün bir kadın öldürülüyor. 2023 yılının başından bu yana Türkiye'de 357 kadın öldürüldü. Şiddet ve kadın cinayetleri, Türkiye'nin en büyük kanayan yaralarından biri haline geldi. 25 Kasım "Kadına Şiddete Hayır" günü kapsamında birçok dernek, sendika ve barolarda çalışamalar sürerken, kadına şiddete yönelik cezaların caydırıcı olmadığını belirten İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, "Kadınları yeniden eve kapatmak istemiyorlarsa tedbir almalılar" dedi.

Kadına yönelik şiddet davalarını kadın hakları merkezi öncülüğünde takip ettiklerini ve şiddet vakalarının aynı düzeyde devam ettiğini belirten İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, verilen cezaların caydırıcı olmadığının altını çizdi. Yılmaz, "Şiddetle ilgili olarak gelen ihbarlar veya müraacatlar doğrultusunda savcılığın düzenlediği iddianame doğrultusunda dava süreci başlar. Ancak şunu belirtmeliyim ki, şiddetle ilgili verilen cezalar maalesef ki caydırıcı değil. Dava sonucunda ceza alan kişi, cezası bittikten sonra aynı davranışları, tacizi, zorbalığı, sözlü tacizi devam ettiriyor. Daha çok yeni, defalarca tehdit ve taciz edildiğini söyleyen avukat arkadaşımız oldu. Dolayısıyla burada özellikle siyasal iktidarın söylemleri çok önemli" ifadelerini kullandı. 

‘Sorumlu iktidar’

"2011 yılında kabul ettiğimiz ancak 2021 yılında koşa koşa terk ettiğimiz İstanbul Sözleşmesi yürürlükte olsaydı, caydırıcılığı daha yüksek bir uygulama olacaktı" diyen Yılmaz, " Şiddetin devam etmesindeki en büyük sorumlu siyasal iktidardır. Onların söylemleriyle yerini bulmayan adalet, şiddet meraklılarını yüreklendirmektedir. Siyasal iktidarın davranış biçiminin yarattığı düzende eğer kadının toplum içinde yaşamasını istiyorsak tedbir almak zorundayız. Eğer istemiyorlarsa, kadını yeniden evlere kapatmak istiyorlarsa bu tedbirleri zaten almazlar" diye konuştu. 

"Eşitlik ailede başlar"

Kadınların iş dünyasında yerini alması için çalışmalarına devam ettiklerini belirten İzmir İş Kadınları Derneği (İZİKAD) Yönetim Kurulu Üyesi Betül Sezgin, yaptıkları projelerle kadınların el sanatları gibi küçük işlerle uluslararası alana açılmaları için çalıştıklarını belirtti. Sezgin, "Toplumda oturtulması gereken en önemli değer toplumsal cinsiyet eşitliği. Erkekler ataerkil yapı ile birlikte kendilerini kadınlardan daha üst bir düzeyde görerek, kas gücünün beyin gücünden çok daha fazla etkili olduğunu benimseyerek, fiziksel güce başvurma eğilimi gösteriyorlar. Kadına karşı, topluma karşı eşitlik değeri ailede başlar. Küçük yaşlardan itibaren cinsiyet eşitliği çocuğa aşılanmalıdır ki, büyüdüğünde kadınlara karşı fiziksel bir güç kullanma gereksinimi göstermesin. Dolayısıyla bu noktada kadınlarımızın da farkındalığının yüksek olması çok önemli. Toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanırsa şiddet olayları ancak o zaman azaltılabilir" dedi.

"Şiddet her yerde"

Anadoluda 8 dernekle birlikte çalışarak kadınların çalışma hayatına kazandırılabilmeleri için eğitimler verdiklerini dile getiren Sezgin, "Maalesef bizim içimizde de şiddet mağduru kadınlar var. Şiddet sadece küçük köylerde veya yoksul ailelerde gerçekleşmiyor. Bizler ise kadınları iş hayatına kazandırarak en azından kendi geçimlerini sağlayabilme, motivasyonlarını geri kazanabilme konusunda kendilerine rehber olmaya çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.