Müzik alanındaki olağanüstü yeteneği ve prodüksiyon becerileri ile tanınan Quincy Jones, 91 yaşında hayatını kaybetti. Jones'un temsilcileri tarafından yapılan açıklamada, ünlü sanatçının Los Angeles'taki Bel Air'deki evinde, çocukları, kardeşleri ve diğer aile üyeleriyle birlikte olduğu sırada vefat ettiği belirtildi.

Jones ailesi, "Bu akşam, dolu ama kırık kalplerle, babamız ve kardeşimiz Quincy Jones'un vefat haberini paylaşmalıyız," dedi. "Bu, ailemiz için inanılmaz bir kayıp, ancak onun yaşadığı büyük hayatı kutluyoruz ve bir daha asla onun gibi birinin olamayacağını biliyoruz. O gerçekten biricik ve onu çok özleyeceğiz. Onun varlığının özünü oluşturan sevgi ve neşenin, yarattığı her şeyle dünyayla paylaşıldığını bilmekten büyük bir mutluluk ve gurur duyuyoruz. Quincy Jones'un kalbi, müziği ve sınırsız sevgisi sayesinde sonsuza dek atacak."

Quincy Jones, hem caz hem de pop müziğinde tanınan bir sanatçı olmasının yanı sıra, farklı müzik türlerinde düzenlemeler yapan, orkestra şefi, plak şirketi yöneticisi ve sivil haklar savunucusu olarak da biliniyordu. Sanatı ve azmi, onu eğlence dünyasında benzeri görülmemiş bir kariyere taşıdı.

Ray Charles ile yakın arkadaşlık kurdu

1933 yılında Chicago’da, marangoz bir babanın ve akıl sağlığı sorunları olan bir annenin çocuğu olarak dünyaya gelen Jones, müziğe olan sevgisini erken yaşlarda geliştirdi ve piyano çalmaya başladı. Ailesi, Washington’a taşındığında, ünlü trompetçi Clark Terry’den ders almaya başladı. Aynı zamanda, o dönemlerde pek tanınmayan piyanist Ray Charles ile yakın arkadaşlık kurdu. Bu ikili, yaşam boyu sürecek bir dostluk geliştirdi.

Genç yaşta caz gruplarında sahne almaya başlayan Jones’un besteleme ve düzenleme konusundaki yeteneği, ünlü grup lideri Lionel Hampton'ın dikkatini çekti. Jones, yalnızca 15 yaşında iken Hampton tarafından grupta tura çıkması için davet edildi; ancak Hampton'ın eşi Gladys, bu durumu hemen durdurdu. Jones, bu olayla ilgili olarak, “Bando otobüsüne hemen bindim, Gladys geldi ve 'Hamp, bu çocuk ne yapıyor otobüste?' dedi,” diye hatırlıyor.

Eğitimine devam eden Jones, 1951 yılında Berklee Müzik Koleji'nden mezun olduktan sonra Hampton ile birlikte tura çıktı. Kariyerine, Count Basie, Duke Ellington, Sarah Vaughan ve Ray Charles gibi efsane isimlerle düzenleme yaparak başladı. 1961 yılında Mercury Records'a sanatçı ve repertuvar müdürü olarak işe alındı ve burada tarih yazdı. Üç yıl sonra, beyaz müzik şirketinde başkan yardımcısı olarak atanarak, bu pozisyona sahip olan ilk Afro-Amerikan oldu.

Abd Muziginin Dev Yapimcisi Quincy Jones Neden Oldu

1963 yılında Leslie Gore'un "It's My Party" adlı şarkısıyla ilk pop hitini yakaladı ve bu parça listelerde bir numara oldu. Aynı yıl, Count Basie Orkestrası'nın “I Can’t Stop Loving You” adlı parçasının düzenlemesiyle ilk Grammy ödülünü kazandı. 1960'ların başında "In the Heat of the Night" ve "In Cold Blood" gibi filmlerin müziklerini besteledi.

Jones, 1982 yılında Michael Jackson’ın en çok satan albümü "Thriller"ı üretmesiyle büyük bir üne kavuştu. Üç yıl sonra, Jackson ve birçok ünlü sanatçıyı bir araya getirerek "We Are the World" adlı yardım single’ını kaydetti. 1985 yılında, Steven Spielberg'in yönettiği "The Color Purple" filminde de büyük başarılar elde etti.

Quincy Jones, aynı zamanda "The Fresh Prince of Bel-Air" adlı televizyon dizisinin de yapımcılığını üstlendi. 1993 yılında müzik ve kültür dergisi Vibe’ı kurdu ve 2006’da sattı. 1974 yılında geçirdiği bir beyin anevrizması, Jones'un iş yükünü hafifletmesine ve ailesiyle daha fazla zaman geçirmesine neden oldu.

Üç kere evlenmişti

Özel hayatında üç evlilik gerçekleştiren ve beş farklı kadından yedi çocuğu olan Jones, 1957'den 1966'ya kadar lise aşkı Jeri Caldwell ile evli kaldı ve bu evlilikten Jolie adında bir kızı oldu. 1967 yılında İsveçli model Ulla Andersson ile evlendi ve bu evlilikten Martina ve Quincy Jones III adında iki çocuğu oldu. 1974 yılında, oyuncu Peggy Lipton ile evlendi ve bu birliktelikten Rashida Jones ve Kidada Jones adında iki kızı oldu. Ayrıca dansçı Carol Reynolds'dan Rachel, oyuncu Nastassja Kinski'den de Kenya Kinski-Jones adında bir kızı bulunmaktaydı.

Son yıllarında da hem kişisel hem de profesyonel olarak hız kesmeden çalışan Jones, 2014 yılında mentorü jazz trompetçisi Clark Terry hakkında "Keep on Keepin’ On" adlı belgeseli üretti. 80. yaş gününde Rolling Stone dergisine verdiği bir röportajda, “80 yaşına bastığımda fark ettim ki, Amerika tarihindeki tüm büyük müzik yıldızlarıyla çalışma şansına sahip oldum,” dedi.

Quincy Jones'un ölümü, müzik dünyasında büyük bir boşluk yaratırken, onun ardında bıraktığı miras ve eserler, gelecekte de müzikseverler tarafından yaşatılmaya devam edecek.

Kaynak: Haber Merkezi