ABD’de başkanlık seçimlerinin yaklaşmasıyla birlikte dünya genelindeki birçok çatışma bölgesinde, Amerikan politikalarının gelecekte nasıl şekilleneceği merak konusu oldu. Washington, uzun yıllardır sözde “dünya polisi” olarak uluslararası krizlerin yönlendirilmesinde önemli rol oynamakta. Özellikle İsrail-Filistin, Rusya-Ukrayna ve Sudan’daki çatışmalar gibi kritik krizlerde ABD’nin alacağı tutum, bu bölgelerdeki çatışmaların seyrini büyük ölçüde etkileyebilir.
Trump ve Harris’in Yaklaşımları: İsrail-Filistin Çatışmasında Farklı Yol Haritaları
Seçim yarışının önde gelen adayları olan eski Başkan Donald Trump ve Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in İsrail-Filistin meselesine bakışları, iki tarafın da bu konuda benzer bir duruşa sahip olduğunu gösteriyor. Trump, geçmiş başkanlık döneminde Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyarak Filistinliler arasında tepki toplamış, aynı zamanda İsrail’e güçlü bir destek sunmuştu. Harris ise benzer şekilde İsrail’in güvenliğini desteklerken, Gazze’deki insani durumun daha fazla göz ardı edilemeyeceğini ifade ediyor. Ancak iki aday da Filistin sorununa kalıcı bir çözüm için somut bir öneri sunmuş değil. Bu nedenle, Filistinli ve Arap seçmenler her iki adayın seçilmesi durumunda da büyük bir değişiklik beklemiyor.
Rusya-Ukrayna ve Sudan’da Çatışmalar Devam Ediyor
Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşta ABD’nin desteği büyük bir önem taşıyor. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, NATO üyeliğinin savaşta kritik bir adım olduğunu ifade ederken, ABD liderliğindeki ittifak, bu konuda temkinli davranarak davetin savaş sonrası yapılacağına işaret ediyor. Trump ve Harris’in bu konuda net stratejiler belirlememiş olmaları, Rusya-Ukrayna çatışmasının da uzama potansiyelini artırıyor. Diğer yandan Sudan’daki iç savaş ve İsrail’in Lübnan sınırındaki gerginlikler de Washington’un bölgesel tutumuna göre şekillenebilir. Analistler, iki adayın da bu krizleri sonlandıracak radikal bir değişiklik sunmamasının, savaşların kısa vadede sona ermesine yönelik umutları azalttığını belirtiyor.
ABD Seçimlerinin Küresel Etkisi
5 Kasım’da yapılacak seçimlerin sonuçları, yalnızca ABD iç politikasını değil, küresel çatışmaların seyrini de doğrudan etkileyebilir. ABD’nin bölgesel krizlerde nasıl bir yön belirleyeceği, milyonlarca insanın geleceğini şekillendirebilir. Trump’ın sert söylemleri ve Harris’in insani yardımlara vurgu yapan yaklaşımları göz önüne alındığında, ABD’nin dış politikada daha çözüm odaklı mı yoksa çatışmalara daha mesafeli mi yaklaşacağı seçimlerden sonra netleşecek.