Son zamanlarda, birçok kişi Afet İnan'ın kim olduğunu ve onunla ilgili bir başka önemli soruyu sorguluyor: "Afet İnan kimdir? Afet İnan Atatürk'ün manevi kızı mı?" Bu sorunun cevabını aramadan önce, detaylara bir göz atalım.
Afet İnan Atatürk'ün manevi kızı mı?
Afet İnan, Selanik'te 1908 yılında doğdu ve 1985 yılında Ankara'da vefat etti. Kendisi Türk sosyolog, tarihçi ve akademisyen olarak tanınırken aynı zamanda Mustafa Kemal Atatürk'ün manevi kızıdır.
Cumhuriyet döneminin önde gelen tarih profesörlerinden biri olan İnan, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde Türk devrim tarihi kürsüsünü kurarak önemli bir rol oynamıştır. Türk medeniyeti ve devrim tarihine ilişkin 50'den fazla kitap ve çok sayıda makaleye imza atmıştır. Ayrıca Türk Tarih Tezi'nin öncülerindendir.
İnan, Cumhuriyet'in yeni tarih anlayışının temellerinin atılmasında ve kadın kimliğinin oluşturulmasında önemli bir rol oynamış, bir ideolog gibi hizmet etmiştir.
Afet İnan kimdir?
Afet İnan'ın hayatı, Makedonya'nın Doyran kasabasında 1908 yılında başlamıştır. Babası orman memuru İsmail Hakkı Uzmay, annesi ise Doyran Müderrisi Emrullah Efendi’nin torunu olan Şehzane Hanım’dır. Balkan Savaşları'nın ardından ailesi Anadolu'ya göç etmiştir.
İlköğrenimine Eskişehir'in Mihalıççık ilçesinde başlayan İnan, annesini 1915 yılında verem hastalığı nedeniyle kaybetmiştir. Öğrenimini Ankara ve Biga'da sürdürdükten sonra 1920'de altı yıllık ilkokul diplomasını almıştır. Ailesi 1921'de Alanya'ya taşınmış ve İnan, Elmalı'da öğretmenlik ehliyeti alarak Elmalı Kızokulu'na başöğretmen olarak atanmıştır. Babasının işi nedeniyle sık sık yer değiştirmiştir ve 1925 yılında Bursa Kız Muallim Mektebi'ni bitirerek İzmir'de Redd-i İlhak İlkokulu'nda öğretmenlik yapmıştır. Daha sonra Atatürk ile tanışmış ve onun teşvikiyle öğrenimine devam etmiştir.
1927'de yurda döndüğünde Notre Dame de Sion Fransız Lisesi'nde öğrenim görmüş ve ortaöğrenim tarih öğretmenliği sınavını kazanarak Ankara Musiki Muallim Mektebi’nde tarih ve yurt bilgisi öğretmeni olarak atanmıştır. Öğretmenlik yıllarında, Atatürk'ün isteği üzerine Türk kadınlarının seçim haklarına ilişkin konferanslar vermiş ve kadın hakları üzerinde çalışmıştır.
Atatürk'ün kendisinden Türk Ocakları Yasası'nın açıklanması konusunda çalışma yapmasını istemesi üzerine, 1930 yılında Türk Ocakları Kongresi'nde önemli bir konuşma yapmış ve Türk Tarih Kurumu'nun kurulmasına öncülük etmiştir. Türk Ocakları'nın kapatılmasının ardından Türk Tarih Kurumu'nun kurulması sürecinde etkin rol oynamış ve kurumun başkanlığını yapmıştır.
