Kültür Sanat

Ağrı'da böyle bir güzellik olduğuna yerliler bile şaşkın! Türkiye'nin en...

Ağrı, Türkiye'nin gözde turistik bölgelerinden biri olma yolunda hızla ilerliyor. Vatandaşlar, bu bölgede keşfedilen olağanüstü güzellikleri öğrenmek için araştırmalar yapıyor. Yerli halk bile, Ağrı'nın doğal ve tarihi zenginlikleri karşısında şaşkınlık içinde. Biz de bu eşsiz keşifleri haberimizde detaylarıyla sizlerle paylaşıyoruz. Türkiye'nin en görkemli yerlerinden birinde gerçekleşen bu güzellikleri kaçırmayın!

Abone Ol

Ağrı, adeta bir cennet köşesi haline gelerek vatandaşları kendine hayran bırakıyor. "Ağrı'da böyle bir güzellik olduğuna yerliler bile şaşkın!" diyen herkesin merak ettiği detayları sizin için derledik. Doğal güzellikleri ve tarihi izleriyle öne çıkan Ağrı'nın sırlarını keşfetmek için hazır mısınız? Haberimizde, Türkiye'nin en etkileyici noktalarından biri olan Ağrı'daki bu benzersiz keşfi sizlerle paylaşıyoruz.

İshak Paşa Sarayı

İshak Paşa Sarayı, Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesinde bulunan büyük bir yapı kompleksidir. 1685 yılında inşasına başlanan ve 1784'te tamamlanan saray, içinde birçok bölümü barındırmaktadır: cami, türbe, kütüphane, mahzenler, koğuşlar, harem ve selamlık gibi. Osmanlı İmparatorluğu dönemine ait olmasına rağmen, genel olarak Selçuklu mimarisinin yanı sıra Batı kökenli barok, gotik, rokoko ve ampir sanat akımlarının izlerini taşımaktadır. UNESCO'nun Dünya Mirası Geçici Listesi'nde 2000 yılından bu yana yer almaktadır.

Tarihçe

İshak Paşa Sarayı, Kürt beylerinden Mahmut Paşa tarafından 1685 yılında başlatılmış ve yeğeni İshak Paşa'nın (1775-1799) zamanında eklemelerle tamamlanmıştır. Harem kapısındaki 1785 tarihli kitabeden dolayı adını İshak Paşa almıştır. Sarayın tarihçesi, bölgede ocaklık olarak kullanılan Bayazid Sancağı'na dayanmaktadır.

Mimari

Osmanlı İmparatorluğu'nun önemli sivil mimari örneklerinden biri olan İshak Paşa Sarayı, inşa sürecinde tek bir mimari üsluba bağlı kalmamıştır. Kapı, pencere ve kemer detaylarında geometrik ve bitkisel taş süslemeler, Türk sanatının yanı sıra batı kökenli sanat akımları ile İran, Gürcistan, Ahıska ve Kafkasya bölgelerindeki geleneksel sanat anlayışlarından etkilenerek üretilmiştir.

Saray, temelde üç ana bölümden oluşmaktadır. İki avlu ve has bahçe arasındaki geçişler büyük taç kapılarla sağlanmıştır. Birinci avluda muhafız koğuşları, zindanlar, arabalık ve tavla bölümleri ile bir çeşme bulunurken; ikinci avluda sarayın selamlık kısmı olan muayede salonu, kütüphane, türbe, cami ve ambarlar yer almaktadır. İkinci avludan açılan bir kapı aracılığıyla da harem, ziyafet salonu, hamam, kiler, mutfak ve bahçe gibi kısımlara ulaşmak mümkündür.

Ziyaretçi Sayısı

İshak Paşa Sarayı, 2022 yılında 226,600 ziyaretçi tarafından ziyaret edilmiştir.

Taç Kapılar

İshak Paşa Sarayı'nın mimarisinde öne çıkan unsurların başında taç kapılar gelir. Farklı boyutlarda ve değişik tarzda süslemelerle inşa edilmiş bu kapıların her biri kendine özgü bir karakter kazanmıştır. Saray taç kapılarında yaklaşık 110 farklı motifin kullanılması, yapının bulunduğu coğrafyanın farklı kültürel bölgelerin kesişiminde yer almasıyla açıklanabilir. İshak Paşa Sarayı'nın kapı detaylarına işlenen bezemeler; Türk-İslam sanatına başta Batı kökenli barok, gotik, rokoko ve ampir üslupları olmak üzere İran ve Kafkasya gibi bölgelere ait yabancı mimari unsurların girmesine de sebep olmuştur.

Cümle Kapısı

Sarayın bölümleri arasında geçişi sağlayan, anıtsal nitelikte dört büyük kapı bulunur. Sarayın doğu cephesinde bulunan cümle kapısı, yapıya dışarıdan erişimi sağlayan tek kapıdır. 10.6 metre genişliğinde, 11.8 metre yüksekliğinde ve 4.8 metre derinliğinde olan bu kapı, tipik Selçuklu kapı mimarisinin etkisinde kalınarak inşa edilmiştir. Cümle kapısının süslemelerinde geleneksel Selçuklu mimarisinin devamı niteliğinde olup, Batılı sanat akımlarından da sıklıkla yararlanıldığı gözlemlenir.

Avlu Kapısı

Birinci ve ikinci avluların arasında kalan avlu kapısı, ana giriş kapısının aksine üzerinde bulunduğu duvar ile kaynaştırılmış bir vaziyettedir. İki katlı olan taç kapının alt kısmı, dikdörtgen bir çerçeve içine alınmış olan basık kemerli bir girişe ev sahipliği yapar. Avlu kapısındaki süslemelerde genel olarak gotik mimarinin etkileri görülür ve cümle kapısı üzerinde bulunan süslemelere göre daha sade motifler tercih edilmiştir.

Selamlık Kapısı

İkinci avluya açılan kapılardan bir diğeri de sarayın kütüphane, muayede salonu ve cami gibi kısımlarını içeren selamlık bölümünün kapısıdır. Selamlık kapısının iç kısmında mukarnaslı kavsarayla birleşen gömme sütunlar yer alır. Kapı boşluğunun birbirine bakan cephelerine simetrik şekilde yerleştirilmiş dikdörtgen nişlerin içine barok tarzda tasarlanmış ve çağdaşı olan başka bir yapıda benzerine rastlanmayan iki ağaç motifi işlenmiştir.

Harem Kapısı

İshak Paşa Sarayı'nın anıtsal nitelikteki son taç kapısı, yine ikinci avludan ulaşılan harem kapısıdır. Kapının dikdörtgen çerçevesinin her iki yanına simetrik şekilde yerleştirilen üç boyutlu ağaç kabartmaları, geleneksel Türk-İslam sanatına barok ve rokoko kökenli yabancı motiflerin dahil edildiği eklektik bir yapı teşkil eder. Harem kapısındaki süslemeler, geleneksel hayat ağacı motiflerinden farklılaşarak kartal veya melek benzeri figürleri içerir.

Cami

İshak Paşa Sarayı'ndaki yapı topluluğunun öne çıkan örneklerinden biri olan cami, tek minareli ve kare planlı olarak inşa edilmiştir. Cami, Osmanlı mimarisinden ziyade Selçuklu dönemindeki cami anlayışından etkilenilmiş gibi görünmektedir. Kubbe örtüsü, iç içe geçmiş iki bölümden oluşan caminin genel özellikleri incelendiğinde Selçuklu geleneğine sadık kalınarak tasarlandığı gözlemlenir.

Türbe

Sarayın ikinci avlusunda, caminin güneydoğu köşesinde yer alan türbe, 1799-1800 yılları arasında inşa edilmiştir. İki katlı ve sekizgen planlı olan türbenin dış duvarlarında yer alan üç boyutlu kompozisyonlar, Batılı sanat geleneklerinin etkisi altında tasarlanmıştır. Türbe, klasik Selçuklu kümbetleriyle benzerlikler taşırken, içeride kullanılan dilimli külah örtü ve Selçuklu geleneğine uygun bezemelerle dikkat çeker.