Sürgünün ardından yaşanan trajedilere dikkat çeken Uçar, Stalin döneminde Ahıska Türkleri'nin sadece Türk ve Müslüman kimlikleri nedeniyle sürgüne gönderildiğini ifade etti. Tren vagonlarında Orta Asya'ya sürüldüklerini ve çölde yok olmalarının istendiğini belirten Uçar, bu dramatik olayın hala derin izler bıraktığını dile getirdi.
Sürgün esnasında binlerce insanın hayatını kaybettiğini ve gittikleri ülkelerde de açlık ve hastalıklar nedeniyle can verdiklerini anlatan Uçar, Ahıska Türklerinin Anadolu'nun öz evlatları olduğunu vurguladı. Cumhurbaşkanı tarafından tanınan istisnai vatandaşlık hakkı ile yaklaşık 130 binden fazla Ahıska Türk'ünün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğunu belirtti.
Uçar, Ahıska Türkleri'nin çalışkanlığı ve kültürel bağlılığına da dikkat çekerek, uzun dönem oturum izni alma hakkı gibi imkanlar sağlanması gerektiğini söyledi. Ayrıca Ahıska Türkleri'nin sürgünden dönüş yapamayan tek Kafkas halkı olduğunu ve vatanlarına geri dönmek için verilen sözlerin hala yerine getirilmediğini dile getirdi.
Bugün Ahıska Türkleri'nin torunlarının farklı ülkelerde yaşamlarını sürdürdüğünü aktaran Uçar, Gürcistan'ın Avrupa Konseyine kabul edilirken Ahıska Türkleri için verilen taahhütleri yerine getirmediğini ve vatanlarına dönüş konusunda adımların atılmadığını belirtti.
DATÜB Genel Sekreteri Fuat Uçar'ın bu açıklamaları, Ahıska Sürgünü'nün hala yaşanan etkilerine ve süregelen mücadeleye dikkat çekiyor.
