Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Alper Fındıkçıoğlu, akciğer kanserinin erken teşhis edilmesi durumunda tedavi şansının çok yüksek olduğuna dikkat çekti. Modern cerrahi yöntemlerle küçük kesilerden girilerek kanserli dokuların tamamen temizlenebildiğini belirten Fındıkçıoğlu, kapalı ameliyat teknikleri sayesinde hastaların daha hızlı iyileştiğini vurguladı. “Günümüzde kapalı ameliyat yöntemleriyle küçük bir kesiden girilerek kanserli dokular temizlenebiliyor” dedi.

Akciğer Kanseri, Kansere Bağlı Ölümler Arasında İlk Sırada

Dünya genelinde kansere bağlı ölümler arasında akciğer kanserinin ilk sırada yer aldığını belirten Prof. Dr. Alper Fındıkçıoğlu, “Dünyada her yıl 2 milyon kişiden daha fazlası yeni akciğer kanseri tanısı alıyor. Yaklaşık 1 milyon 800 bin kişi akciğer kanseri nedeniyle hayatını kaybediyor. Ülkemizde ise tüm kanserlerin yüzde 21’ini akciğer kanseri oluşturuyor” diyerek, bu hastalığın ciddiyetini vurguladı.

Tütün Ürünleri En Büyük Risk Faktörü

Akciğer kanserinin en büyük nedeninin tütün ve tütün ürünleri olduğunu söyleyen Fındıkçıoğlu, hastalığın genellikle ileri evrelerde belirti verdiğini açıkladı. Erken dönemde öksürük, balgam ve halsizlik gibi hafif belirtilerle kendini gösteren akciğer kanseri, ileri evrelerde ise kanlı balgam, göğüs ve sırt ağrısı, iştahsızlık ve kilo kaybı gibi daha ciddi şikayetlerle ortaya çıkıyor. "Akciğer kanserinin en büyük sebebi tütün ve tütün ürünleri kullanımıdır. Genetik faktörler de bu kanserin oluşumunda etkin rol oynamaktadır" dedi.

Tedavi Yöntemlerinde Yenilikler

Prof. Dr. Fındıkçıoğlu, akciğer kanserinin tedavisinde kemoterapi, akıllı ilaçlar, immünoterapi, radyoterapi ve cerrahi tedavi yöntemlerinin kullanıldığını belirtti. “Akciğer kanseri erken dönemde tespit edildiğinde tedavi edilme şansı çok yüksek bir hastalık. Bu yüzden erken teşhis edilen akciğer kanserlerinde cerrahi tedavi yöntemleri kullanılıyor” ifadelerini kullandı.

Kapalı Ameliyat Yöntemlerinin Avantajları

Kapalı ameliyat yöntemlerinin hastaların iyileşme sürecini hızlandırdığını vurgulayan Fındıkçıoğlu, “Küçük bir kesiden kameralı sistemler ile göğüs boşluğuna girilerek kanserli dokuların tamamen temizlenebildiği video ve robot yardımlı torakoskopik yöntemler, tedavinin önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Kapalı yöntemler için en büyüğü 2-3 cm’lik 1 veya 2 adet minik kesilerden göğüs boşluğuna girilebilen bu yöntemler için özel geliştirilmiş teknolojik cihazlar kullanılıyor. Ameliyat sırasında en az düzeyde doku hasarı oluşuyor, böylece hem iç organlarda hem de kesi yapılan yerde iyileşme daha hızlı oluyor” dedi.

Bu yöntem sayesinde hastaların daha az ağrı hissettiğini ve kısa sürede ayağa kalkarak normal hayatlarına dönebildiklerini belirten Fındıkçıoğlu, yoğun bakım ihtiyacının da önemli ölçüde azaldığını ekledi.

Anestezi Seçenekleri ve Daha Kısa Hastane Süresi

Kapalı cerrahi yöntemlerin genel anestezi altında yapılabildiği gibi lokal anestezi ile hasta tam uyutulmadan da uygulanabileceğini söyleyen Prof. Dr. Fındıkçıoğlu, “Kapalı yöntemler genel anestezi alamayacak durumda olan ileri yaştaki veya genel durumu kötü olan hastalara cerrahi girişimler yapılabilmesini sağlıyor” dedi.

Kapalı ameliyatların hastaların daha kısa sürede taburcu olmasına olanak tanıdığını belirten Fındıkçıoğlu, “Açık cerrahi sonrası 8-10 gün hastanede yatması gereken hastalar, kapalı cerrahi sonrası 3-4 günde taburcu olabiliyor. Ameliyat sonrası ağrı kesici ve diğer ilaçlara olan ihtiyaç da azalıyor. Kısa yatış süresi ve ilaç kullanımının azalması tedavi maliyetlerini de olumlu yönde etkiliyor” diye konuştu.

Muhabir: Murat Beşir Babaoğlu