Aliağa ve Buca

Abone Ol

Pazar günü öğle Aliağa, akşam Buca… İzmir'in birbirine uzak iki ilçesi… Zamanım vardı ve ikisine de gittim. Aliağa FK ve Bucaspor 1928. Biri 3. diğeri ise 2. Lig'de. Öyle olunca yapacağım yorumda biraz zorlanma olacak. Üst ligde kalite farklı, alt ligde farklı. Birbirinden bağımsız değerlendirmem lazım. Yani rakiplerinin kalitesine göre iyiyle kötüyü ayırmam gerekir. Bucaspor'un oyununa bakıp, Aliağa'yı değerlendirmek doğru olmaz.

Aliağa 1 puanla yetindi

İlk kez Aliağa'nın stadına gittim. İnternette haritalara bakarak yerini bulmaya çalıştım, beni sitelerin bahçesine sokmaya kalktı. Şehir merkezinden biraz uzaklaşıldığında olmadık yerlere götürebilir, dikkatli olunuz. Bir keresinde de bisikletimle giderken birkaç kilometrelik çıkmaz yola sokmuştu. 

Mecburen bazı yolları kendim seçtim, bazılarında haritaya uydum, sonunda stadı buldum. Aliağa Şehir Stadı… Sora sora basın tribününe girmeyi başardım. Küçük bir yerdi. Pek basın çalışanı olmayınca bu da yeter de artardı bile. Ama sağ tarafta anons odası vardı ve bazı koltukların görüş alanını kısıtlıyordu. Ben de o koltuklardan birine geçtim. Göremediğim tarafta önemli bir şey olmadığı için pozisyonları kaçırmadım.

***

Çok uzattım, hemen maça geçeyim. Yorum yapacak pek bir şey olmadı. Kötü bir Aliağa FK ve aynı şekilde kötü bir Pazarspor. İki takımın da ne pas kalitesi ne de tekniği yeterli değildi. Çalım atmaya kalkanlar hep kaptırdı. Topu saklamak isteyenler başaramadı. Aynı topa girip, birbirini engelleyen takım arkadaşları oldu. 3 pas üst üste yapılamadı desem bile yanlış olmaz. Sadece çok koş ve savaş sistemini uyguladılar ve bu sayede rakibine rahat oynama izni vermediler. Teknik kapasitelerinin düşük olması sebebiyle de gol atmak için hatayı kolladılar. Hata oldu, gol olmadı.

14. dakikada Oktay Kancı'nın kırmızı kartı sayesinde konuk takım dizginleri ele alır dedim, yanıldım. Buna rağmen arada pek fark oluşmadı. İki taraf da golü atabilecek pozisyonlara girmeyi başardı.

55. dakikada Ali Ekber Öz'ün 2. sarıdan kırmızısıyla sahadaki oyuncu sayıları eşitlendi. Buna rağmen üstünlük bir tarafa geçmedi. Maç golsüz sona erdi.

İlk dakikalarda kaleye pek gidilemedi. Oyuncular dinçti ve yoğun pres buna izin vermedi. Kırmızı karttan sonra Pazarspor hücum etmeye çalıştı, pozisyonlar buldu ancak defansı da orta sahaya kadar çıkınca pozisyonlar verdi. Yorulmaların başlaması da pozisyonların artmasını sağladı.

***

Maçta öne çıkardığım isim Necati Özdemir oldu. Fizik olarak yapılı ve üstelik uzun boylu. Ağır olması beklenir ancak tam tersi o kadar hızlıydı ki, sürekli kademelere girdi, rakiplerinin ayağındaki topu geriden koşarak almayı başardı. 

***

Zemin güzeldi. En azından çimler güzeldi. Top bazı yerlerde sekebiliyordu. Tam düz değildi. Sahada kayanlar da oldu anlamadığım bir sebeple.

Aliağalı taraftarlar birbirine girdi. Maç sonunda da futbolcularla tartıştı. Tel örgüler olmasa meydan savaşına dönecekti az kalsın. 

Buca'da futbol doyurdu

Bucaspor 1928 ile Karacabey Belediye Spor karşı karşıya geldi. İki takım da güzel bir futbol ortaya koydu. Çok koştular, çok savaştılar. Bunun yanında güzel paslaşmalar da vardı. Süper Lig'in bile ötesinde diyebilirim.

Karşılaşmada 5 gol izledik, 3 tanesi ev sahibinden. Önce Karacabey golü bulsa da İlk yarıyı ev sahibi takım önde kapattı. İkinci yarıda fark 2'ye çıktı ama konuk takım pes etmedi. Önce farkı 1'e indirdi ve ardından beraberlik için çabalamaya başladı. Oyunun bir bölümünde tek kaleye döndürdü. Gol atma olasılığı oldukça yüksekti, ancak bunu başaramadı.

***

Yasin Öztekin başlarda saç baş yolduracak acemilikler yaptı. Goller kaçırdı, toplar kaybetti. Sonradan toparlandı biraz olsun, 2 gol atmayı başardı.

Önceki maçların birinde kaleci Efe Doğan yavaş gelen topu kucağından kaçırmış, panikle hemen atlayıp almıştı. Aynısını yine yaptı.

Hakem Halil Erdoğan sertliğe fazlasıyla izin verdi.