Güncel

Ankara'da Kentsel Dönüşüm Davası: Ayfer Dalkıran'ın Zaferi ve Adalet Arayışı

Ankara'nın Çankaya ilçesinde, kentsel dönüşüm sürecinde yaşanan bir dava, mülkiyet hakkı ve adaletin sınırlarını tartışmaya açtı. Ayfer Dalkıran adlı vatandaşın, yıkılan binada kendisine verilen zemin kat daire teklifini reddetmesiyle başlayan hukuki mücadelesi, sonunda emsal bir kararla noktalandı

Abone Ol

Ankara'nın Çankaya ilçesinde bulunan Küçükesat Mahallesi'nde, kentsel dönüşüm kapsamında yıkılan bir binada yaşayan Ayfer Dalkıran, yaşadığı evin değer kaybı nedeniyle açtığı dava sonucunda önemli bir emsal karar elde etti. 2022 yılında riskli bina olarak belirlenen ve yıkılan beş katlı yapı, kat malikleri tarafından üçte iki çoğunlukla yeni bir bina yapımı için müteahhit firma ile anlaşma sağlanarak kentsel dönüşüm sürecine dahil edilmişti.

Dalkıran, yeni projede kendisine zemin kattan daire teklif edilmesi üzerine sözleşmeyi imzalamayı reddetti. Bu kararın ardından Ankara Çevre, Şehircilik ve İl Müdürlüğü, Dalkıran'ın arsa payını diğer kat maliklerine açık artırma ile satışa çıkardı. Bunun üzerine Ayfer Dalkıran, durumu yargıya taşıyarak satış işleminin durdurulması için dava açtı.

Ankara'daki mahkemelerde açılan davalarda, Ayfer Dalkıran'ın avukatları, sözleşmenin adaletsiz olduğunu ve mülkiyet hakkının ihlal edildiğini savundular. Ankara 12'nci Sulh Hukuk Mahkemesi'nde kat maliklerince alınan kararların iptali, Ankara 5'inci Sulh Hukuk Mahkemesi'nde ise arsa payının düzeltilmesi talepleriyle dava açıldı. Aynı zamanda Ankara 17'nci İdare Mahkemesi'nde de söz konusu satış işleminin iptali için başvuruda bulunuldu.

Mahkemeler, dosyayı detaylı bir şekilde inceledikten sonra Anayasa Mahkemesi'nin benzer kararlarına atıfta bulunarak üçte iki çoğunlukla alınan kararların azınlık hissedarların haklarını ihlal etmemesi gerektiğini vurguladılar. İdare mahkemesi, inşaat sözleşmesindeki paylaşımın hukuka uygun olmadığına hükmederek Dalkıran'ın arsa payının diğer maliklere açık artırma ile satışını iptal etti.

Ayfer Dalkıran, süreci şu şekilde anlattı: "Satışa sunulan yerin iptali hususunda idare mahkemesinde dava açtık. Toplam 1,5 yıla yakın süren bir hukuki mücadele sonucunda davayı emsal bir karar olarak kazandık. Bana 1'inci kat daire olmama rağmen, zemin kat teklif edildi. Bu da evimin dörtte iki değerinin düşürülmesi anlamına geliyordu. Büyük bir hak kaybına uğramıştım. Mağdur edilmiştim. Evimin değeri düşürülmüştü. Böyle sunulan bir projeyi kabul etmem olanaksızdı. Daha önce kentsel dönüşüm süreçlerinde idarenin yapmış olduğu bu işlem idari hukukta ya da idare mahkemesinde çok yanıt alamıyor diye duymuştum. 'Kazanamazsın, kaybedersin' şeklinde pek çok yorumlara da maruz kaldım. Ama pes etmedik. Avukatımla birlikte mücadele ettik. Hakkımızı aradık. Yapılan bilirkişi incelemeleri, raporlar doğrultusunda da hakkımız olanı ortaya çıkarttık."

Kentsel dönüşüm süreçlerinde idarenin keyfiyet göstermemesi gerektiğini belirten mahkeme kararı, benzer durumdaki diğer vatandaşların da hukuki olarak haklarını arayabilecekleri bir emsal oluşturdu. Ayfer Dalkıran'ın kararlılığı ve hukuki mücadelesi, kentsel dönüşüm projelerinde adaletin sağlanması adına önemli bir örnek teşkil etti.