Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Entitüsü ve Özbekistan Buhara İnovasyon Üniversitesi işbirliği ile İzmir’de, “21.Yüzyılda Ekonomi, Siyaset ve Teknolojide Asya Rönesansı Sempozyumu” düzenlendi. 1-3 Kasım tarihleri arasında düzenlenen sempozyum, Ege Üniversitesi ‘nde “Yüz yüze” ve “Çevrimiçi” olarak gerçekleştirildi. Sempozyuma ABD, Afganistan, Azerbaycan, Kazakistan, Macaristan, Özbekistan, Rusya ve Türkiye’den 82 katılımcı katıldı. Gazetemiz yazarı, Prof. Dr. İbrahim Attila Acar da, sempozyumda “Türk Devletler Teşkilatı Yüksek Öğretim Alanı Oluşturulmasının Bileşenleri” isimli bir bildiri sundu.
Türk dünyası
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hamit Özman, rönesans kelimesinin, yeniden doğuş, yeniden canlanma anlamına geldiğini belirterek, “19. Yüzyıl İngiltere yüzyılı idi… 20. Yüzyıl ABD… 21. Yüzyıl belki de pasifik yüzyılı olacak. Bunun için Asya ekonomilerini siyasi ve ekonomik ve teknolojik olarak gözlemlemek gerek. Satın alma gücü paritesi ile Asya’nın dünya Milli Gelirindeki payı % 60’lara vardı. Bu politik bir gücü de beraberinde getiriyor. Rekabeti de getiriyor. Bunu konuşacağız. Sovyetler sonrasında özellikle 91-97 yılları arasında Türk dünyasındaki devletler ekonomik sıkıntılar yaşadılar ancak bugün güzel ilerlemeler elde ediyorlar. Özbekistan en dikkat çekici ülke yurtdışına gönderdiği 150.000 öğrencisi ile dünyada dışarıya en çok öğrenci gönderen 3. ülke konumunda. Sempozyumun düzenlenmesine katkı sunan Türk Dünyası Araştırmaları Enstitü Müdürümüz Prof Dr. Nadim Macit’e, Özbekistan İnovasyon Üniversitesi akademisyenlerine, Türk Dünyası Sosyal, Ekonomik ve Siyasal ilişkiler anabilim dalı başkanı Prof. Dr. Vefa Kurban’a ve tüm öğretim üyesi hocalarımıza teşekkürler ediyorum. Onur konuğumuz emekli bürokrat Ferit Apaydın Bey’e hem Türk Dünyası ile ilgili çalışmalara verdiği destek hem de katılımları için ayrıca teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
“Yeniden doğuş”
Emekli bürokrat ve yazar Ferit Apaydın, konuşmasında 1980'lerden itibaren Singapur, Güney Kore, Hong Kong ve Tayvan gibi ülkelerin etkili hükümet politikaları ve girişimci ruhlarıyla büyümelerini gerçekleştirdiğini, sosyal ve ekonomik refah düzeylerini önemli ölçüde artırdıklarını belirterek, “21 yüzyılın ilk çeyreği ise Asya'nın giderek artan ve daha da geniş bir coğrafyaya yayılan jeopolitik ve ekonomik öneminin artışına tanıklık etmektedir. Bu bağlamda Asya rönesansı kavramı Asya ülkelerinin kültürel, ekonomik, ve siyasi güçlerini yeniden şekillendirme çabalarını ifade etmektedir. Asya'daki politik dinamikler de bu dönüşümün ayrılmaz bir parçasıdır. Bu kavram Asya'nın kültürel ve bilimsel alanlardaki yeniden doğuşunu simgeler. Asya rönesansı özellikle Türk dünyası için büyük bir fırsat sunmaktadır.
Türk dünyası Türk tarihi boyunca köklü bir geçmişe sahip olan ve kültürel zenginlikleriyle dikkat çeken bir bölgedir. Türk dünyası 2040 vizyon belgesi Türk devletlerinin gelecekteki hedeflerini belirlemek amacıyla oluşturulmuş bir stratejidir. Bu vizyon Türk devletlerinin ekonomik işbirliğini güçlendirmek, kültürel etkileşimi artırmak ve siyasi dayanışmayı sağlamak üzerine odaklanmaktadır. Türk dünyası bu vizyon kapsamında, eğitim, bilim, teknoloji, ticaret ve enerji gibi alanlarda ortak projeler geliştirerek güç birliği oluşturmayı hedeflemektedir.
Bu sempozyumun, Türk dünyasının 2040 vizyonunda yer alan eğitim ve bilim alanındaki hedeflerine önemli bir katkı sunacağına inanıyorum. Asya rönesansının bir parçası olarak Türk dünyasının uluslararası platformda daha etkin bir rol alması hem bölgesel hem de küresel dinamikler açısından büyük önem taşımaktadır. Ayrıca bu işbirlikleri kültürel değerlerin korunması ve artırılması açısından da katkı sağlayacaktır” diye konuştu. Açılış konuşmalarının ardından sempozyum oturumlarına geçildi.
“Refah dolu bir gelecek için”
Buhara İnovasyon Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Dilnoz Ruziyeva, Buhara gibi tarih ve medeniyetin kesişim noktası olmuş bir kentten, katılımcılara seslendiğini belirterek,
“Dün bilim Kültür ve ticaretin canlı merkezi olan Buhara buna ek olarak entelektüel ve ekonomik gelişimin merkezi haline gelmiştir. Bu sempozyum vesilesiyle Asya Rönesansının dinamiklerini özellikle Asya ülkelerinin karşılaştığı fırsatları ve zorlukları daha iyi anlayacağız. Özbekistan Cumhurbaşkanımız Şevket Mirziyoyev’in belirttiği gibi “üçüncü Rönesansın eşiğindeyiz”. Ben bilim insanlarının bu dönüşümün gerçekleştirilmesinde ilk adımları attığına inanıyorum. Asya'nın yükselişini karakterize eden işbirliği ve yenilik ruhu bölgemiz için daha refah dolu ve sürdürülebilir bir gelecek inşa edecektir” dedi.