Bangladeş'te 1971'deki Bağımsızlık Savaşı'na katılanların ailelerine kamu sektöründe ayrılan kontenjanların kaldırılmasını talep eden üniversite öğrencileri ile polis arasındaki çatışmalar, ülke genelinde büyük bir krize yol açtı. Salı gününden bu yana devam eden olaylarda hayatını kaybedenlerin sayısı 25'e yükseldi.
Protestolar ve Çatışmaların Detayları
Salı günü başlayan protestolar, üniversite öğrencileri arasında yayılan gerilimle birlikte şiddetli çatışmalara dönüştü. Öğrenciler, Bağımsızlık Savaşı'na katılanların ailelerine ayrılan kontenjanların kaldırılmasını talep ederek gösteriler düzenlediler. Ancak, bu talepler, iktidar yanlısı öğrencilerle ve polisle çatışmalara yol açtı. Çatışmalarda polis, göz yaşartıcı gaz, cop ve mermi kullanarak müdahalede bulundu. İlk günün sonunda, şiddet olaylarında 6 kişi hayatını kaybetti.
Çarşamba günü itibarıyla, ülkedeki tüm devlet ve özel üniversiteler süresiz olarak kapatıldı. Üniversite kampüslerinde güvenliğin sağlanması için çevik kuvvet polisi ve Sınır Muhafızları görevlendirildi. Ayrıca, mobil internet bağlantıları kesildi. Ancak bu önlemler, ülke genelinde düzenlenen protestoların şiddetini azaltmada etkili olamadı.
Dün, başkent Dakka başta olmak üzere ülke genelinde yapılan protestolar yeniden şiddet olaylarına sahne oldu. Dakka'da göstericiler, polis araçlarına, bir polis kulübesine ve yollara kurdukları barikatlara saldırarak ateşe verdiler. Ayrıca, devlet televizyonu Bangladeş TV'nin merkez binasına saldıran protestocular, ana kapıyı kırarak binayı ateşe verdiler.
Kamu Sektörü Kontenjanları ve Protesto Talepleri
Bangladeş'te kamu sektöründeki iş alanlarının yüzde 56'sı belirli gruplara ayrılmış durumda. Bu ayrımın yüzde 30'u 1971'deki Bağımsızlık Savaşı'na katılanların ailelerine, yüzde 10'u kadınlara, yüzde 10'u az gelişmiş bölgelerde yaşayanlara, yüzde 5'i yerli topluluklara ve yüzde 1'i engellilere tahsis edilmiştir. Savaşa katılanların ailelerine ayrılan kontenjan, 2018 yılında yapılan bir reformla kaldırılmıştı. Ancak geçtiğimiz ay Yüksek Mahkeme'nin bu kontenjan sisteminin yeniden uygulanmasına karar vermesiyle birlikte protestolar yeniden patlak verdi.
Muhalif öğrenciler, savaş gazilerinin ailelerine ayrılan kontenjanın "ayrımcı" olduğunu savunarak, bu kontenjanların kaldırılmasını ve yerine liyakate dayalı bir sistem getirilmesini talep ediyor. Öğrenciler, kontenjan uygulamasının adaletsiz olduğunu ve eğitimli gençlerin eşit fırsatlara sahip olma hakkını kısıtladığını ileri sürüyor.
