Değişim için değişime imkân veren bir zihne ihtiyaç vardır. Değişime yatkın olan zihin ancak geçmiş ideallere önem vermez, sadece anda kalarak öz ve sezgilerden gelen değişim mesajlarını alır.
Değişim isteyen birey toplumu değil, toplumun kalıplanmalarını, ideallerini, inançlarını, öğretilerini reddeder. Bu yüzden değişime yatkın birey, dünyadan vazgeçmez, aksine dünyayı sever. Çünkü dünya, gerçek yaşam kaynağıdır. Bu yüzden dünyadan vazgeçmek yaşam kaynağından vazgeçmektir. Bu da insanı intihara sürükleyebilir.
Dünyayı sevmeyen yaşamı da sevemez ve yaşamı sevmeyen insan insanları sevemez, insanları sevmeyen ise dünyada yaşayamaz. O yüzden hayatta kalabilmek için yaşamı olduğu gibi kabul etmek gerekir.
İşte gerçek değişimin temelinde bu mutlak kabulleniş vardır. Değişime yatkın olan insan yaşamı olduğu gibi kabullenir, değiştirmeye çalışmaz. O, kendini değiştirerek dünyanın değişmesine katkıda bulunur.
Değişim sayesinde dünya daha sevgi dolu, daha huzurlu bir yere dönüşebilir. İnsan dünyaya ait ve dünyanın bir parçası olduğu için, insan kendini değiştirerek pozitif eylemlerle dünyanın bize sunduğu kaynaklara saygı gösterebilir.
Günümüzün insanı barış içinde olmadığı için mutlu değildir. Değişim sayesinde içsel barış gerçekleşmekte, bu da dışsal barışın ortaya çıkmasını sağlamaktadır. İçsel barışı yaşayan insan mutlu ve huzurlu olur ve tüm insanlıkla barış içinde yaşamaya başlar.
Değişim insanı aydınlatır, çünkü aydınlanma bir değişim sıçramasıdır. Değişim sayesinde insan dünyadaki her tezahüre, tüm doğaya saygı gösterir. Yaşamın her formunu varoluşun değerli bir parçası olarak görür ve şükreder. Varoluşa duyulan minnet değişimsel devrimin ortaya çıkmasını sağlar.
Devrimsel değişim sayesinde yeni bir insan, yani değişim için çabalayan insan ortaya çıkacaktır. Değişimci insan yeni bir insanlığın başlangıcı olacak ve dünyada yeni, değişik, değişime dayanan bir yaşam tarzı meydana gelecektir.
Bu dünyayı kurtarabilmek için her birey değişimci insan olmalıdır. Ancak değişim sayesinde insan, gizli potansiyellerini harekete geçirebilir ve değişmeye başlayabilir.
Değişim için yaşayan insanı her şey mutlu eder; gökyüzü, güneş, bulutlar, ağaçlar, tüm canlılar vb. Bu mutluluk nedensizdir, çünkü değişime dayalıdır. Varoluşun var olma nedeni olmadığı için değişim gerçekleşince her şey nedensiz hale gelir. Varoluşun var olma nedeni var olmaktır.
Değişim içinde olan birey varoluşa her bir değişim için minnet duyar. Değişim için duyulan minnet bir değişim aracıdır.
Dünya Değişim Akademisi öncelikle her bir insanın ve sonra da tüm insanlığın değişimi gerçekleştirebilmesi için gereken değişim organizasyonunu sağlamak ve insanlığın değişim ihtiyacını karşılamak için 2018 yılında kuruldu. Dünya Değişim Akademisi’nde uygulanan yöntem bilim insan beyninin her iki yarımküresinin de aktif ve uyumlu çalışmasını, bütünlük içinde olmasını ve bilincin yükselmesini sağlar. Bu çerçevede insanlığın değişimi için Uluslararası Değişim Federasyonu yani ULUDEF, her yıl 7 Temmuz’da Dünya Değişim Günü kutlamalarını organize etmektedir. Türkiye’de de birçok şehirde halka açık ve ücretsiz olarak bu kapsamda kutlamalar yapılacaktır. Bu senenin teması “Barış için Değişim”!
Gündemdeki haberleri dikkate alırsak 3. Dünya Savaşı’nın eşiğindeyiz. Savaşları ve yıkımı, insan neslinin yok oluşunu önleyebilmek, farkındalığı yükseltmek için hepimiz orada olmalı, varoluşu kutlamalı, dünyaya minnet ve saygımızı göstermeliyiz.
İzmir’de 7 Temmuz Pazar günü Alsancak Gündoğdu Meydanı’nda saat 20.00’de başlayacak etkinlikte değişim nefesi, dans gösterileri, konser ve sürprizlerle dolu zengin bir program bizleri bekliyor.
Tüm şehirlerde etkinliğe katılmak isteyenler için telefon numarası: 0533 2587772.
Etkinlikte görüşmek üzere…