Basın Konseyi, 24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı ile ilgili olarak bir açıklama yaptı. Açıklamada, Türk basınının sansür ve otosansür uygulamalarıyla karşı karşıya kaldığı, ifade ve basın özgürlüğünün siyasal iktidarın baskısı altında olduğu belirtildi. İstanbul - Basın Konseyi, bu yıl 24 Temmuz’un, basında sansürün kaldırıldığı 1908 tarihli olayın yıldönümü olarak 'Gazeteciler ve Basın Bayramı' olarak kutlanamayacağını belirtti. Açıklamada, Osmanlı dönemindeki İkinci Meşrutiyet'in ardından özgürlüğe kavuşan Türk basınının, 116 yıl sonra bile sansür ve otosansürle karşı karşıya olduğu ifade edildi.

"Bayram değil, mücadele günü"

"24 Temmuz 1908’de sansürün kaldırılmasının yıldönümünü bu yıl yine 'Gazeteciler ve Basın Bayramı' olarak kutlamaktan çok uzağız. İkinci Meşrutiyet döneminde özgürlüğe kavuşan Türk basını, günümüzde hâlâ sansür ve otosansürle mücadele ediyor. İfade ve basın özgürlüğü, giderek daha fazla 'tek adam' yönetiminin etkisi altında kalıyor. Cumhuriyetin ikinci yüzyılında basın, artan siyasal, ekonomik ve hukuksal baskılarla karşı karşıya."

"İktidar, bağımsız basını susturmaya çalışıyor"

Kamu kaynaklarını kullanarak medyanın büyük bir kısmını kontrolü altına alan iktidar, özerkliğini yitiren RTÜK ve BİK ile siyasallaşan yargıyı kullanarak bağımsız ve özgür basını susturmaya çalışıyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ülkenin ifade ve basın özgürlüğü durumu gün yüzüne çıkmış durumda. Türkiye, Dünya Demokrasi Endeksinde 102’nci, Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 158’inci ve Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde 117’nci sırada yer alıyor. Bu bağlamda, 24 Temmuz’u geçmişte olduğu gibi 'Gazeteciler ve Basın Bayramı' olarak kutlayamıyor, bu günü 'Mücadele Günü' olarak görüyoruz. Kuvvetler ayrılığına dayalı çağdaş demokrasiyi yeniden tesis etme ve medyayı dördüncü kuvvet olarak güçlendirme mücadelesinden vazgeçmediğimizi vurguluyoruz.

Kaynak: HABER MERKEZİ