Baykuş oymaları
Efe Çapman
Gelişen kültürler ve bu gelişimin bir parçası olan insanlar doğal olarak bulundukları çevrenin karakteristik faktörlerinden etkilenir. Bunları günlük yaşama ve sanat anlayışlarına nasıl yansıtacakları ise genelde değişkendir ancak kimi zaman pek çok örnek karşılaştırıldığında belirli konseptleri ve kökenleri kavramak mümkün olabilir. Daha önceki yazılarımda bu tip ortak noktalar, mitler ve hayvan sembolizmi gibi konuların eski ve modern kültürlerdeki hallerine değinmiştim, ancak bugün ise bazı hayvan formlarının üretilen eserlerde neden tercih edilmiş olabileceklerine farklı birkaç bakış açısıyla yaklaşan yeni bir takım araştırma sonuçlarını ele alacağız.
İspanya ve Portekiz çevresinde tarihi alanlarda arkeologlarca sıkça ve bol miktarda karşılaşılan bir tarihi eser grubunu oluşturan küçük taşlar üzerine yontulmuş baykuş görsellerinin ortalama 5 bin yıl öncesine dayandığı tahmin edilmesine rağmen belli bir amaca hizmet edip etmedikleri sorusu uzun zamandır konuyla ilgilenenleri araştırmaya itmiştir. Bu tip objelerin genellikle ritüel amaçlı olduğu düşünülse de yetkililer baykuş çizimli taşların çevresinde böyle bir kullanıma ilişkin izlere yeterli miktarda rastlamadı. Objelerin bulunduğu bölgelerde 5 bin yıl öncesinde iki tip baykuşun baskın olarak yaşadığının ve bu baykuşların karakteristik özelliklerinin yontulmuş taş eserlerde belirgin bir şekilde yer aldığının anlaşılmasıyla beraber akıllara ilk gelen sorulardan birisi “Neden baykuş?”. Baykuşların yapı ve boyutlarına kıyasla göz ve kafalarının büyükçe olması ve gözlerinin kafasının yanlarında değil ancak önünde bulunması insanların bu kuşu antropomorfik açıdan yani insan biçimine, insan niteliklerine yakın olarak resmedilebilmesinden ötürü seçmiş olabilecekleri durumunu ortaya çıkarıyor. Zıt açıdan antropomorfik eserler Göbeklitepe’deki bazı sütunların kemer ve kol gibi ilk bakışta tüm sütun incelenmeyince gözden kaçabilen bölümler içererek insan formuna benzetilmiş olmasında gözlemlenebilir.
Önceki paragrafta bahsettiklerimiz küçük taşlara baykuş oymaları yapılmasının nedenlerine belli bir bakış açısı sunmakta ancak araştırmacılar ilkokul öğrencilerince çizilmiş yüz civarı baykuş resmini bu baykuş oymalarıyla karşılaştırdıklarında ana hatlar ve bu ana hatların yerleştirilme stilinde büyük bir benzerlik gözlemlediler. Daha kapsamlı analizler sonrası ortaya atılan ana fikir ise o zamanlar çevrede sıkça görülen bu hayvanların küçük taşlara kazınmasının dönemin çocuklarına gereken el becerilerini öğretmek ve aynı zamanda belki de oyuncak olarak kullanılmak üzere ürettirilmiş eserler oluşları. Eğer ki bu objelerin ritüel amaçları vardıysa belki de kendi becerisiyle bu tip bir eseri oluşturmak çocukların yaşadıkları toplumca belli bir statüde kabul görmelerini sağlıyordu. Bu taşların üst taraflarında gözlemlenen ufak deliklerin ise gerçek baykuş tüylere bağlamak için kullanılmış olabileceği tahmin ediliyor ki analizlere göre resmedilen baykuşlara o noktadan tüyler eklendiğinde gerçek forma bir adım daha yaklaşıyor.
Pek çok kültürde gözlemlenen baykuş sembolizmine farklı bir bakış açısı getiren bu çalışma belki de başka alanlardaki eserleri ve varoluş nedenlerini anlamamız için gereken ışığı tutabilir.
Yorumlar