Belgrad, Balkanlar’da yer alan Sırbistan‘ın başkenti ve Avrupa’nın en eski başkentlerinden biri. Her yaştan insanın, her saatte sokakları şenlendirdiği, dinç ve yüksek enerjili bir şehir. Sırpça’da beyaz şehir anlamına gelen Belgrad, Doğu ve Batı’nın kesişme noktasında, adı gibi ferah, aydınlık ve huzurlu bir kent.

Şahane doğası, güzel manzarası, yemyeşil parkları, muhteşem mekanları, bar ve restoranları ile insanı baştan çıkaran bir şehir. Yakın zamanda sadece kimlikle ziyaret edilebilen bir şehir olacak.

Nehir kenarına kurulmuş şehirlerin ortak özelliği olan hoş bir manzaraya sahip bir şehir Belgrad. Kent hayatının içerisine yerleşmiş bir yeşil alan kültürü Belgrad’a hakim. Şehrin her yanında parktan ziyade orman havası veren yeşil alanlar var. Önünde iki nehir akıyor ve bu şehre bir kıyı şehri havası katıyor.

Son yıllarda Avrupa’nın hızla yükselen şehirleri arasına girdi. Yemyeşil parkları, hareketli gece hayatı, güler yüzlü insanları, birbirinden şık bar ve restoranları ve vizesiz seyahat avantajı ile son yıllarda Türk gezginlerin önemli tatil rotalarından birine dönüşen Belgrad hakkında detaylı bilgileri rehber’de bulabilirsiniz.

Belgrade_iz_balona

Belgrad Gezi Rehberi

Belgrad, ya da Sırpça ismiyle beyaz şehir anlamına gelen Beograd, Tuna ve Sava Nehirlerinin birleştiği platoda kurulu. Çok eski zamanlardan beri insanlar stratejik bir savunma bölgesi olmasından dolayı Sava ve Danube nehirlerinin birleştiği bu bölgede yaşamışlar. Kelt kabileleri tarafından keşfedilen Belgrad, 878’den bu yana çok sayıda mücadeleye sahne olmuş.

MÖ 3. yüzyılda kurulan Belgrad, ‘Orta Avrupa’nın Kapısı’ olarak tanımlanıyor. İlk olarak İskoçlar, sonra Romalılar işgal etmiş. 44 kez yerle bir edilmiş ve yeniden inşa edilen şehir konumu sebebiyle çok savaş görmüş. Bizans, Bulgar ve Macarlar arasında el değiştirse de on dördüncü yüzyılda Sırp Krallığının başkenti olmuş.

Bugünün Belgrad’ı 1404 yılından beri Sırbistan’ın başkenti. II. Murat ve Fatih Sultan Mehmet döneminde kuşatılan Belgrad, 1521’de Kanuni Sultan Süleyman tarafından Osmanlı topraklarına katılmış. 1918’de Yugoslavya’nın başkenti olan ve 2006’da ülke tamamen dağılana dek bu görevini sürdürmüş.

Çok sayıda medeniyete ev sahipliği yaparak günümüzde kültür, eğitim, ekonomi ve bilim konusunda kendini geliştirmiş bir kent. Belgrad, yakın geçmişte sardığı savaş yaraları ile küllerinden yeniden doğan bir zümrüdü anka kuşu misali günümüzün en güzel Avrupa şehirlerinden.



Tarihi çekirdeğini Kalemegdan’ın oluşturduğu nefis bir konuma sahip. Belgrad’ın karşı yakasında ise 19. yüzyıldan itibaren Novi Beograd kurulmuş. I. Dünya Savaşından sonra da Zemun ve Krnjača ile Ovča gibi yerleşimlerle birleşerek büyümüş. Kent, doğal güzellikler, yeşil alanlar, farklı mimari örnekleri ve çok daha fazlasına sahip.

Tipik Orta Avrupa kenti mimarisine sahip Zemun kent merkezi, modern mimarideki Yeni Belgrad gibi birbirinden farklı mimarinin buluştuğu bir kent olma özelliği taşıyor. 

Göz alıcı Art Nouveau yapılarından, devasa sosyalist bloklara, Osmanlı eserlerinden Habsburg izlerine dek pek çok farklı mimari bu şehirde bir arada.

Koca plazalardan veya zamana yenik düşmeye başlamış, tarihi dokuya sahip asırlık bir binadan dışarı adımınızı attığınızda, en fazla birkaç dakika yürüyüş mesafesinde, sırtınızı çimlere yayıp, gökyüzünü seyre dalacağınız bir park bekliyor sizi.

BELGRAD NEREDE

Belgrad, Panoniyen Ovasının Balkanlar ile buluştuğu, Sava ve Tuna nehirlerinin birleştiği noktada kurulmuş.

belgrad-09-min

BELGRAD NE ZAMAN GİDİLİR

Belgrad’da mayıs-eylül arası hava durumu 25 derecelerde seyrediyor. Gezmek için gayet güzel. Yağışlı ve karlı geçen kışın ise en düşük sıcaklık eksi on gibi değerlerle Ocak ayında görülüyor. Belgrad’ı Aralık-Şubat arası ziyaret etmeyi düşünürseniz yanınıza şemsiye, atkı, bere almayı unutmayın. Mayıs-Haziran en güzel zamanlar.

Belgrad Nikola Tesla Havalimanına, Türkiye‘den Türk Hava Yolları, Pegasus ve JAT Airways’in seferleri bulunuyor. Uçak bileti fiyatları artan taleplerden dolayı hızlar yükseliyor. Uygun uçak bileti kampanyalarını erken zamanda değerlendirmekte fayda var.

Nikola Tesla Havalimanı Belgrad merkeze arası 13 km. Taksi ile gitmek 1800 Dinar tutuyor. Havalimanında yer alan Taksi Information masalarına giderek ‘ön ödemeli’ taksileri kullanın. Rastgele taksiye binecekseniz de mutlaka fiyatı netleştirin.

Minibüs ile havalimanından şehir merkezindeki Slavija Meydanına kadar 300 Dinarı karşılığında gidebilirsiniz. Havalimanından A1 ve 1A Nolu Shuttle Bus veya Zeleni Venac’aya giden 72 Nolu halk otobüslerini de kullanabilirsiniz.

Belgrad’a gitmek için tren tercih ederseniz, İstanbul’dan sabah ve akşam olmak üzere günde iki kez hareket eden trenler, Bulgaristan üzerinden Belgrad’a ulaşıyor. Belgrad Merkezi Tren İstasyonu, Glavna Otobüs İstasyonunun hemen yanında yer alıyor. En son kontrol ettiğimde Sofya-Belgrad hattı tadilattaydı.

BELGRAD ŞEHİR İÇİ ULAŞIM NASIL

Çok büyük bir kent olmayan Belgrad’da gezilip görülecek yerlerin birbirine yakın. Çok az taksi veya toplu taşıma kullandım. Hemen her yere yürüyerek gittim. Belgrad BusPlus Kart aldığınızda tüm toplu taşıma araçlarında kullanabiliyorsunuz. Şehir içi ulaşım için otobüs, tramvay ve metro kullanılıyor. Turistler için en kullanışlı olan 2 Nolu Tram ile şehrin pek çok turistik yerine ulaşabileceğiniz bir hat. Hatta hiç inmeden bile geniş bir şehir turu atmış olursunuz.

Belgrad Gezilecek Yerler

Belgrad, zengin tarihi ve kültürel miras sunan bir başkent. Şehrin tarihi dokusunu Stari Grad, Savamala, Skadarlija ve Zemun bölgelerini gezerken hissetmek mümkün. Eski binaların sıralandığı sokaklar, kilise ve katedraller, anıtların ve çeşmelerin süslediği meydanlar, parklarla iç içe geçmiş gezmesi keyifli bir şehir.

Şehirde yürüyerek gezmek keyifli. Belgrad gezilecek yerler rotanızı iyi planlarsanız pek çoğuna yürüyerek gidebilirsiniz. Yorulduğunuzda en yakın cafede mola verip rotanıza sonra devam edin. Belgrad için en az 2 gününüzü ayırın. Çok yakında olan Novi Sad şehri, müzeler ve tarihi diğer noktaları görmek için 4 gün ayırabilirsiniz.

Stari Grad, Belgrad’ın en çok seveceğiniz merkezi. Trafige kapalı, Belgrad’ın en güzel caddesi Knez Mihajlova, pek çok görmeniz gereken yer ve Kalemegdan bu tarihi bölge içerisinde veya yakınında yer alıyor.

Skadarlija, gece hayatının ve restoranların kalbi olan, Belgrad’ın bohem köşesi. Bir zamanlar izbe meyhanelerin olduğu yıkık dökük yer sanatçıların ilgi görmesiyle yıldızı parlıyor. Bizdeki Alaçatı gibi hızla dönüşerek şehrin en nezih, en çekici bölgelerinden biri halini alıyor.

Zemun, Belgrad merkezin karşı yakasında, Orta Avrupa kenti görünümünü hâlâ korumuş bir şehir. Pek çok kişi burayı görmeden Belgrad’dan ayrılıyor. Nehir kıyısında uzayan nefis yürüyüş yolu ve hoş restoranları, güzel mimariye sahip evleriyle Belgrad gezilecek yerler listenize görmenizi önerilir. Sessiz, sakin, yeşil alanı ve tarihi sokakları bol bir bölge.

Savamala, bizim Karaköy tadında hızla gelişen, mekanları ve salaş binalarıyla özellikle hoş mekanları ile yıldızı yükselen bir semt. Kalemegdan’ın sur duvarlarının dışında inşa edilen ilk yerleşim yeri olmuş geçmişte. II. Dünya Savaşı döneminden kalma atölyelerin her biri şimdilerde cafeler, klüpler, sanat merkezleri, tasarım atölyeleri, seçkin restoran olarak hayat bulmuş. Belgrad gece hayatının yeni gözde yeri.

Nova Grad (Yeni Belgrad), Savamala’dan Savski Most Köprüsü aracılığıyla karşıya geçtiğinizde, düz alanda kurulmuş kentin yeni bölgesi. Burası yüksek katlı binaların, modern iş merkezlerinin ve AVM’lerin olduğu bir bölge. 

Belgrad’ı keşfetmek için ücretsiz düzenlenen turlara katılabilirsiniz. Belgrad Turizm Ofisinin düzenlediği Belgrade Walking Tours, yaklaşık 2,5 saat süren 3 farklı ücretsiz tur seçeneği sunuyor. Birini seçip katılın, turlar ücretsiz olsa da bahşiş verin. Belgrade Talking adlı uygulamayı indirip kendiniz de Belgrad gezinizi planlayabilirsiniz.

Cumhuriyet Meydanı

Republic Square (Cumhuriyet Meydanı), şehrin ünlü yeri Knez Mihailova Caddesine oldukça yakın. Belgradlıların buluşmak için en çok kullandıkları yer. Belgrad gezisine başlamak için en uygun nokta. Bir zamanlar Belgrad Hisarının ana girişi meşhur Stambol Kapısının bulunduğu meydanda görebileceğiniz birkaç yer var.

İlk kez 1868’de kapılarını açmış Ulusal Tiyatro, çocuklar için kurulmuş ilk Sırp profesyonel tiyatrosu Boško Buha Tiyatrosu, Ulusal Müze bu meydanın çevresinde yer alıyor. Meydanın ortasında 1882’de dikilmiş, Osmanlının Sırbistan üzerindeki hakimiyetini sonlandıran Prens Miloš Obrenović’in bir eliyle ileriyi işaret ettiği bir heykel yer alıyor. Heykelin hemen ise Ulusal Müze bulunuyor.

Belgrad Ulusal Müze (National Museum in Belgrade), Sırbistan’ın en önemli müzesi. İlk kat Prehistorik dönemden başlıyor, oldukça başarılı. Antik Yunan ve Roma dönemlerinden kalma çok sayıda heykel, silah ve diğer parçalar sergileniyor. İkinci katta ağırlıklı olarak yağlı boya tablolar var. 

Belgrad Ulusal Tiyatro (National Theatre in Belgrade), sahne ve müzik etkinliklerinin düzenlendiği bir bina. Cumhuriyet Meydanındaki taş binada, savaşlar ve yıkımlar nedeniyle kısa aralarla yaklaşık bir buçuk asır boyunca oyunlar oynanmış. Tiyatro turlarının dahil olduğu programlarla oditoryum, sahne, giyinme odaları ve kostüm alanları gezilebiliyor.

Terazi Meydanı (Terazije Meydanı), ismini kentin su dağıtımı için 1840’larda Osmanlıların inşa ettiği su kulesinden alıyor. Cumhuriyet Meydanından biraz devam ettiğinizde karşınıza çıkan meydan. 1906’da Maksim Gorki, Alfred Hitchcock, Brad Pitt gibi pek çok ünlü ismi ağırlayan Moskva Oteli ile ünlü meydan, Sremska Caddesinden Kralja Milana Caddesine kadar uzanan bir alanı kaplıyor.

Knez Mihailova Caddesi

Knez Mihailova Caddesi, Terazije’den başlayıp Kalemegdan’a kadar uzayan Belgrad’ın en ünlü ve hareketli caddesi. Republic Square’nin hemen yanıbaşından itibaren uzayıp giden cadde, şehir sakinlerinin ana buluşma noktalarından birisi. Araç trafiğine kapalı caddenin tarihi Osmanlı dönemine dek uzanıyor.

Şehrin büyük caddelerinden Terazije’den başlayıp Kalemegdan Parkına kadar 850 metre uzayan cadde, adını Prens Milos’un en genç oğlu ve modern Sırbistan’ın en aydın devlet büyüğü Knez Mihailova’dan almış. Doğru Avrupa’nın en güzel yaya caddesi olarak da listelerde adı sıkça geçen caddedeki yapıların çoğu 19. yüzyıl tarihli.

19. yüzyıla kadar büyük bir önemi olmayan bir cadde iken zenginlerin burada ev yapmaya başlamasıyla dikkatleri üzerine çekmeye başlamış. 1869’da yapılan Srpska Kruna Oteli, 1870’te yapılan göz alıcı 46, 48 ve 50 nolu evler ve 1835’te yapılan Greca Kraljica Kafe ile yıldızı iyice parlamış.

Cadde boyunca dallanıp budaklanan şirin sokaklarda sayısız kafe, restoran ve butikler sıralanıyor. Gece atmosferi bir başka güzel. Caddenin sonunda ise Belgrad’ın en güzel yerlerinden Kalemegdan Parkı başlıyor. Sıcakkanlı Belgradlılar ile tanışmak ve sohbet etmek için uygun bir yer.

Kalemegdan

Kalemegdan (Belgrad Kalesi), Sava Nehrinin Tuna nehrine bağlandığı noktada, tepe bir noktada, Romalılar tarafından 1. yüzyılın sonlarında yapılmış bir kale. Tarih boyunca ele geçirilmesi en zor kalelerden biri olmuş hep. Yüzyıllar süren kuşatmalar, savaşlar ve fetihler sonucunda sayısız kez yıkılmış ve her seferinde yeniden inşa edilmiş.

Kale çok iyi bir durumda. Şu anki görüntüsü ise 18. yüzyıldan kalma. Osmanlı Avrupasında İstanbul ile birlikte yüz bin nüfusu aşan ikinci büyük şehir Belgrad’ın o dönemdeki kalbi burasıydı. 

Askeri Müze, St. Petka ve Ruzia kiliseleri, İşkence Müzesi, Kula Nebojsa (Cesaret Kulesi), Damat Ali Paşa Türbesi, VI. Carl Kapısı, Roma Kuyuları ve Belgrad’ın sembolü olan Pobednik’de görülecek yerler arasında. Belgradlılar tarafından çok sevilen parkta gölgede dinlenebileceğiniz banklar, heykeller, sanat sergileri, hayvanat bahçesi, eğlence parkları, hediyelik eşya stantları gibi keyifli bölümler var.

Satranç oyuncularının, sincapların ve âşık çiftlerin en gözde mekânı. Şehir gezinizde yorulursanız gidip dinlenebileceğiniz bir yer olarak kaydedin. Hemen yakınında bir dinazor parkı ve hayvanat bahçesi var, çocuklu aileler sevebilir. Şehir gezisinden sonra asırlık ağaçların gölgesinde dinlenmek veya gün batımında şahane manzarayı izlemek için gidin.

Kalemegdan kış döneminde (15 Ekim – 15 Nisan) 10.00-17.00, yaz döneminde (15 Nisan – 15 Ekim) ise 11.00-19.00 saatleri arasında ziyarete açık. Park alanına giriş ücretsiz

Aziz Mihail Katedrali

Aziz Mihail Katedrali (St. Michael’s Cathedral) baş melek Aziz Michael’e adanmış. Şehrin ana kilisesi olan ve içi altın kaplama oyma ikonostazlar ile süslü olan kilisenin yapımı 1845’te tamamlanmış. Kilise, 16. yüzyılda inşa edilen eski bir kilisenin üzerine kurulmuş.

Şu anda Sırp azizi, İmparator Uros’un kutsal sayılan bedeni ile yine Sırp tarihinin en önemli isimlerinden Vuk Karadzic, Dositej Obradovic; Sırp hükümdar Obrenovic hanedanlığından Milos, Mihailo ve Milan’ın lahitleri de bulunuyor.

Aziz Mihail Katedrali haftanın 7 günü 09.00-17.00 saatleri arasında ziyarete açık. ?Katedrali ziyaret için giriş ücreti alınmıyor ancak ziyaretçilerin kilisenin bağış kutularına uygun bir miktarda bağış yapmaları bekleniyor.

Etnografya Müzesi

Belgrad Etnografya Müzesi, Sırpların geleneksel kültürlerini yansıtan zengin sergiye sahip. Balkanların en eski müzelerinden biri olan müzeye Eski Osmanlı müzesi denebilir belki. Kostüm, kilim, el sanatları, araç gereç, mobilya ve mücevher koleksiyonlarına ev sahipliği yapıyor. Bünyesinde hediyelik eşya ve el sanatlarının eşyaların satışa sunuluyor. Müze severlerin ilgisini çekebilir belki.

Müze, pazartesi hariç haftanın 6 günü 10.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor.

Tasmajdan Park

Taş Meydan (Taşmajdan), şehirde pek çok görkemli ve görülmesi gereken anıta ve binaya sahip bir meydan. Oldukça geniş bir alana yayılan, şehrin en güzel parklarından. 1830’da Osmanlının tanıdığı ayrıcalıklarla birlikte Sırbistan’ın bağımsızlık bildirisi Tasmajdan Park’ta okunmuş. St. Mark Kilisesi ve Rus Kilisesi görülmesi gereken yerler.

Park çevresinde 1934’te yapılmış olan Postane, Taşmajdan Spor Merkezi, Dusko Radovic Çocuk Tiyatrosu, Taş ve Metropol Palace Otelleri ile Sırbistan Radyo-TV Binası ve çocuk parkı yer alıyor. Ailelerin ve çiftlerin sıkça geldikleri Belgrad’ın yeşil yüzünü en güzel gözler önüne seren ferah bir yer. 

St. Mark Katedrali, 1835 tarihli eski bir kilisenin yerine 1940 yılında yapılmış bir Sırp-Ortodoks kilisesi. Ülkedeki en büyük kiliselerden biri. Parlamento Binası’nın çok yakınında bulunuyor. Kilisenin girişi dış tarafında Aziz Mark’ın bir mozaiği var.

Nikola Tesla Müzesi

Nikola Tesla Müzesi, Belgrad’ın dünyaca ünlü müzesi. Belgrad’ın merkezinde, 1929’da inşa edilmiş bir villada yer alıyor. Nikola Tesla’nın kişisel mirasını koruyan dünyadaki tek müze. Sırpların yüz akı Tesla’nın, bugünkü hayatımıza pek çok etkisi olan kablosuz cihazlar, cep telefonları, radarlar, radyo, uzaktan kumanda dahil olmak üzere elektrikli motor kullanan birçok cihazın aslında gerçek mucidi.

Sırp mucit, bilim adamı ve elektrik mühendisi Nikola Tesla, elektrik ve manyetizma alanında devrim niteliğinde buluşlara imza atmış bir deha. Nikola Tesla Müzesinde mucide ait binlerce doküman, bilimsel notları, şahsi mirası, kitap, fotoğraf ve çizimler ve küllerinin bulunduğu vazo bulunuyor.

Ayrıca müzede buluşlarının bilgisayarla yapılmış modellerini de interaktif olarak deneyimleyebilirsiniz. Nikola Tesla Müzesinde elinize alacağınız floresanı hiçbir bağlantı olmadan yakabileceğiniz eşsiz bir deneyim yaşatıyor. Müze, pazartesi hariç haftanın 6 günü 09.45-20.00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor.

Savamala

Savamala, yani ‘Sava Mahallesi’, Sava Nehri kenarından, Kalemegdan ve Kosancicev Venac arasında uzanıyor. Modern yapıların birbirine benzeyen yapısından uzak kişilikli bir bölge. Surların dışına yapılan ilk yerleşim bölgelerinden olan yer son yıllarda çok hızlı değişim içerisinde. Sanatçılar bölgeyi bizdeki Alaçatı misali kontrol altına alıp, yaratıcı girişimcilerle dönüştürdüler.

1830’lu yıllara tarihlenen bölge, bir zamanların tuğlalı depolarının, eski fabrikaların, yıkık dökük evlerin olduğu atmosferden çok hızlı bir değişimle yeniden doğuyor. Her gittiğimde insanı şaşkınlığa düşürecek şekilde değişmiş, gelişmiş buluyorum. Sokak sanatı, duvar resimleri, gri beton duvarlar mümkün olduğu kadar korunarak mahallenin eski mütevazı hali bozulmadan dönüşüm sağlanmış.

Geçtiğimiz yüzyılda seçkinlerin konakladığı Art Nouveau sanatını en iyi temsil eden binaların olduğu Savamala, uzun yıllar zamanın yıkıcı etkisine maruz kalmış. Terkedilmiş ve harap durumdaki evlerin temelleri üzerinde filizlenen binalar, tarihi, kültürel ve sanatsal açıdan Belgrad’ın eşsiz bir bölgesi olarak evriliyor.

Yine de şahane mekanların yanında, bölgenin özüne uymayan bazı yapılar biraz can sıkıcı olabiliyor. Muhteşem binaları art arda izlerken birden araya karışan savaş sonrası bir yapı tüm keyfi kaçırabiliyor. Ancak bu nostaljik bölgede insanı hayrette bırakacak çok sayıda mekan var.

Mikser House, geniş ahşap döşemeli eski bir ambar iken sonraları bir tasarım merkezi ve performans alanına dönüştürülmüş nefis bir yer. Diğer sevilen bir yer ise eski dokusu korunarak hizmet veren Jazz Basta. Ekolojik özellikleri, düzensiz tasarlanmış iç mekanları, samimi atmosferiyle çok beğenilen bir cafe. Yaz aylarında bahçesi çok keyifli.

Sadece 8 masalı restoran Salon 1905; Club, Stand up komedisi ve bir bar birleşimi Ben Akiba; Sırp rock müziğinin efsanesi Bora Djordjevic’in açtığı mekan Corba Caffe; fıçı Çek biralarını bulabileceğiniz Gvozdjara ilginizi çekecek diğer mekanlar olabilir. Ayrıca Braće Krsmanović sokağını da mutlaka gezin.

Skadarlija

Skadarlija (Skadarska diye okunuyor), sadece 400 metre olmasına karşın Belgrad’ın en güzel sokağı. Bir zamanlar çingenelerin yaşadığı, şimdilerde bohem bir köşe olan Skadarlija, nefis akşam yemekleri için şahane bir yer. Şehir merkezinde Despot Stefan Bulvarı ile Dusanova Caddesinin buluştuğu bölgede yer alan cadde boyunca eski evleri görebilirsiniz.

Trafiğe kapalı, döküm demirden balkonlardan, teraslarından saksıların, çiçeklerin sarktığı evler şimdilerde en seçkin misafirlerini ağırlıyor. Ahşap fıçılar içerisindeki zakkum ağaçları, adını bilmediğim bir çok rengârenk çiçek sokağı süslüyor. Aslına bakarsanız 19. yüzyılda burası çingene meydanı olarak biliniyordu.

Şimdiyse şehrin ünlü simalarının toplanma yeri, abartarak söylersem Paris’in Montmartre bölgesi ile karşılaştırılacak kadar güzel. Oldukça canlı, 7/24 yaşayan Skadarlija’da, Kafana denilen, yerel lezzetleri ve Sırp şaraplarını sunan, çok sayıda restoranın sıralandığı bölge oldukça hoş bir atmosfere sahip.

Et oburların mutlu olabileceği bir şehir burası, özellikle ızgara sevenlerin. Belgrad’ı ziyaret ettiğinizde, eski şehir bölgesinde bulunan bir çok Kafanada cevapcici veya börek gibi nefis lezzetleri deneyin. Bizdeki meyhanelere benzer bu mekânlarda, sabahın erken saatlerine kadar geleneksel Sırp canlı müzikleriyle keyifli akşamlar geçirmek mümkün.

Skadarlija’da tercih edilebilecek kafanalar ise Šešir Moj (Eski şapka), Tri Sesira (Üç Şapka), Dva Jelena (İki Geyik). Sokağın en eski restoranlarından hangisine girseniz gerek atmosferi, gerek sundukları lezzeti gerekse de canlı müzikleriyle insanı baştan çıkarak mekanlar.

Aziz Sava Katedrali

Aziz Sava Katedrali (Hram svetog Save), Sırbistan’ın ilk başpiskoposu olan St. Sava’nın adına idına inşa edilmiş. Katedral, azizin yakılan bedeninin bulunduğu yere yapılmış. Ülkenin en büyük Sırp Ortodoks kilisesinin hazırlıklarına 1894’te, yapımına 1936’da başlanmış. Arada epey bir boşluk var.

St. Sava Katedralinin inşası 1941’de Almanya’nın Yugoslavya’ya saldırmasıyla yarım kalsa da 1985’te tekrar devam edilmiş. İçeri girdiğinizde hala inşatın devam eden bölümlerini görüyorsunuz. Sırplar’ın en büyük dini tapınağı St. Sava Tapınağının 91×81 metre boyutlarında, kubbesi 70 metre yüksekliğinde ve toplam 4 bin ton ağırlığında.

Katedral, haftanın 7 günü 09.00-18.00 saatleri arasında ziyarete açık. Aziz Sava Katedrali’ni ziyaret etmek isteyenler ücret ödemeden katedrali gezebiliyor.

Zemun

Zemun, Sava nehrinin sağ tarafında bir zamanlar bağımsız bir şehir ancak günümüzde Belgrad’a bağlı, hala eski ruhunu koruyan bir yer. Tuna nehri boyunca uzanan, Kalemegdan’ın tam karşısında uzanan bölgenin hem meydanı ve hem de sokakları pek bir güzel. Turist kalabalığı olmadan eğlenebileceğiniz yeni bir seyahat noktası arıyorsanız burası mis gibi bir kasaba.

Geçmişte iki güçlü imparatorluk olan Avusturya ve Osmanlı arasında bir sınır kasabasıydı. 1934’te Belgrad ile birleşti. Tuna nehri boyunca nefis bir yürüyüş alanına, köklü tarihe sahip kentlerin cazibesine ve muhteşem manzaraya sahip. Gün batımında nehir süzülen kuğuları görmek için dahi gidilebilir.

Holy Virgin Mary Kilisesi ve Gardos Kulesi görülmesi gereken yerleri. Macarlar’ın yaptırdığı Milenyum Kulesi (Gardos Tower) fotoğraf çekmek için şahane. Tuna boyunca sıralanan çok nefis restoranları var.

Gardoš Kulesi veya Millenium Kulesi, Zemun’da bulunan bir anıt kule. Pannonian ovasındaki Macaristan yerleşiminin bin yılını kutlamak için 20 Ağustos 1896’da inşa edilmiş. Merdivenler dik ve dar. Kulenin en tepesine çıkıldığında çok güzel bir manzara sizleri bekliyor olacak. Giriş 200 Dinar.

Belgrad’a yolunuz düşerse, şehrin en güzel gün batımı ve bisikletle gezi rotalarından birisine ev sahipliği yapan güzel köşesi Zemun’a uğramayı ihmal etmeyin. Nehre bakan Reka Restoran‘da bir akşam yemeği molası verin. Memnun kalmak garanti. Orijinal ve ilginç yerleri seviyorsanız Cafeteria Gardos’u ziyaret edin.

Skadarska’dan (Skadarlija) kalkan 95 numaralı otobüsü ile Sava Centar’ı gidin ve oradan sizi Zemun’un kalbine götürecek olan 88 numaralı otobüsü bekleyin. Pancevacki istasyonundan Zemun’a gitmek için treni de kullanabilirsiniz

Ada Ciganlija

Ada Ciganlija (Savsko jezero), Tuna ve Sava nehirlerinin ortasında bulunan küçük bir ada. Şehrin en güzel yerlerinden olan Ada Ciganlija, Belgrad’ın Sava Nehri’ne bakan yakasında bir yol ile ana karaya bağlı, burası merkeze 5 km uzaklıkta. Belgrad’ın denizi olarak biliniyor. Üzerinde yapay Sava gölü ve gölün plajını yazın Sırplar güneşlenmek için kullanıyor.

Sava Nehrinde bulunan yapay bir yarımada olan Ciganlija, sahilleri ve spor etkinlikleri ile çok ilgi çeken bir yer. Sava nehrinde kano ile gezme, bisiklet kiralayıp etrafı dolaşma ve yürüyüşler yapmak mümkün. yarımadada, içerisinde ceylan, tavşan ve tilki bile görebileceğiniz kadar vahşi yaşama yakın, yoğun bir ormanlık arazi de bulunuyor. Yemyeşil, ferah, huzurlu.

Çok sayıda mekan var. Kışın kimsenin gitmediği yer yazın capcanlı. Plajları ve etkinlikleri öylesine keyifli ki yaz aylarında günde 100 bin kişi ağırlıyor. Yaz döneminde partiler, konserler, aktiviteler yapılıyor. 

Ada Ciganlija nasıl gidilir konusunda yaptığım araştırmalarda net bilgiler olmasa da Nikola Tesla Müzesi’nin yakınlarındaki bir duraktan 23 nolu otobüsle gidilebiliyor. Belgrad merkezden taksiyle gitmesi 15 dakika. Ada Ciganlija dışında Ada Huja ve Ada Medjica da dilerseniz doğanın ve yeşilin içine en iyi dalabileceğiniz yerlerlerden.

Novi Sad

Karlofça’ya 11 km uzaklıkta olan, Voyvodina Eyaleti’nin başkenti Novi Sad, Sırbistan’ın Belgrad’dan sonra ikinci büyük şehri. Eski Yugoslavya Cumhuriyeti’nden beri özerk olan Voyvodina’nın başkenti olan ve Sırbistan’ın Atina’sı olarak anılan Novi Sad, uzun yıllar Avusturya-Macaristan İmparatorluğu hâkimiyetinde kaldığından Macar etkisi ağır basan bir yerleşim.

Ülkenin kuzeyinde, Tuna Nehri kenarına kurulu Novi Sad’da ilk durağınız, muhteşem kent manzarasıyla kesinlikle Petrovaradin Kalesi olmalı. Ardından, Albert Einstein’ın da bir süre yaşadığı şehir turu yapabilir, Özgürlük Meydanı, Svetozar Miletiç Heykeli, Katolik Katedrali, Ortodoks Aya Yorgi Katedrali, Aya Nikola Kilisesi ve Sinagog’u ziyaret edebilirsiniz.

Karlofça

Karlofça Antlaşması’nın yapıldığı ve Sırbistan için de oldukça önemli, Vojvodina’nın en uğrak turistik kasabası olan Karlofça (Sremski Karlovci), Belgrad’a yaklaşık 1 saatlik bir mesafede bulunuyor. 170 yıl Osmanlı egemenliği atında kaldıktan sonra tekrar Avusturya-Macaristan Krallığı’na geçen Karlofça’nın merkezi olarak bilinen Karlofça Meydanı’nın her tarafındaki tarihi binalar dikkat çekiyor.

Tarihi MÖ. 7000’lere dek uzanan kasaba, ilk kurulan Sırp ortaokulu ve yüksekokuluna ev sahipliği yapmış, 18.yüzyıla kadar da Sırp Ortadoks Kilisesi’nin merkezi konumunda oldu. Karlofça’da, Şehir Meclisi, Katolik Kilisesi, Dört Aslan Çeşmesi’ni gezdikten sonra, 1699’da imzalanan Karlofça Anlaşması’nın imzalandığı tepede yer alan Barış Şapeli’ni de ziyaret edebilirsiniz. Kasabadan ayrılmadan Karlofça’ya özgü ‘Bermet’ şarapları ve balından satın alabilirsiniz.

Belgrad’da bunlar dışında görülmesi gereken yerler arasında Nikola Pasiç Meydanı, Belgrad Afrika Sanatı Müzesi, Teraziye Mahallesi, Öğrencilerin Meydanı, Sırbistan Parlamentosu binası sayılabilir. Ayrıca kentin iki yakasında birçok park, anıt, müze, kafe, restoran ve mağaza bulunuyor.

Avala Kulesi, ilk 1965’te yapılmış, ancak 1999’daki NATO bombardımanında yok olmuş bir kule. 2010’da tekrar yapılan kule Balkanlardaki en yüksek telekomünikasyon kulesi olma özelliğine sahip. Belgrad’ın dışındaki Avala Dağı’nda yer alan Avala, 206 metre yüksekliği ile Sırbistan’ın en yüksek beşinci yapısı.

Çiçek Evi (Kuća Cveća – House of Flowers), II. Dünya Savaşında Yugoslavlara önderlik eden ve sonra da Yugoslavya’nın başına geçen Josip Broz Tito’nun anıt mezarı. Aslında 1975’te Tito için bir kış bahçesi olarak yapılmış. Öldükten sonra buraya gömülmeyi de kendisi istemiş. 1980’de yaşamını yitiren Tito ve karısı burada yatıyor.

BELGRAD’DA NE YENİR

Belgrad oldukça köklü ve zengin bir mutfağa sahip. Et oburların mutlu olabileceği bir şehir burası, özellikle ızgara sevenlerin. Yerel lezzetler sunan ve Kafana olarak bilinen restoranlar, Sırp mutfağının lezzetli yemeklerini sunuyor. Geleneksel mekânlarıyla öne çıka Skadarlija Bölgesi ise en güzel restoranların olduğu bölge.

Canlı müzik yapan çoğu kafanada kulağa hoş gelen müzikler leziz Balkan yemekleri ile bir arda. Yemekler, geleneksel ahşap köz fırında ve kömür mangalında hazırlanıyor. Tüm eski Yugoslav ülkelerinde meşhur olan ćevapčići ya da ćevapi yemeği, doğranmış dana etinin parmak kalınlığında buzlara sarılıp ızgarada pişirilerek, küp şeklinde kesilmiş soğanlarla servis ediliyor.

Özellikle et yemeklerinin ağırlıkta olduğu Sırp mutfağında, daha fazla lezzet için neredeyse tüm yemekler kajmak adı verilen, kaymak benzeri bir çeşit krema ile servis ediliyor.

Bunların yanında özel salata ve tatlılar denemesi gereken lezzetler arasında. Rakija, shot şeklinde servis edilen ve farklı tatlara sahip Belgrad’ın yerel içkisi. Erik rakisi ya da brandy’si rakıjadan 3 shot içtiğinizde çakır keyif yapıyor.

BELGRAD GECE HAYATI

Belgradlılar sıcak kanlı, misafirperver, açık görüşlü ve oldukça saygılı insanlar. Belgradlıların %40’ı 15-45 yaşları arasında olduğundan şehir hareketli ve canlı. Spor yapmayı ve yürüyüşü çok seviyorlar. Akşamları nehir kenarları, cafeler, restoran ve sokaklar her zaman insanlarla dolu.

Belgrad’ın ortasından geçen Sava ve Danube Nehirlerini yakından tanımak için birebir olan nehir turlarına katılabilir, kıyılarında yürüyebilir ya da bisikletle gezebilirsiniz. Sava ve Danube Nehirleri üzerinde düzenlenen birkaç tur seçeneği bulunuyor. Sabah ya da akşam, yemekli ya da yemeksiz turlar sunan Yachting Club Kej, 70 kişilik katamaran kapasitesiyle, 350 Dinar karşılığında iki saat boyunca nehir keyfi yaşatıyor.

Karadordeva Caddesindeki Sava Yolcu Limanından hareket eden Sirona (Lüx Gemi), gece/gündüz Sava ve Danube’de tüm günlük veya brunch turları sunuyor. Tüm gün turlar ile Novi Sad ile Sremski Karlovci’ye seyahat düzenleyen Sirona’yı da tercih edebilirsiniz.

Şehrin dört bir yanında birbirinden güzel barlar, gece clubları bulunuyor. Nerede olduklarını öğrenmenin en kolay ve pratik yolu, kaldığın otelin resepsiyonuna sormak. Mayıs ve Eylül arasındaki dönemde Sava ve Danube nehirlerinde yüzen club tekneler çok rağbet görüyor. Sound, 20/44, The Tube ve KC Grad Belgrad’ın popüler mekanları arasında.

Yaz döneminde Ada Ciganlija’da düzenlenen partiler, nehir turları atan yüzen kulüpler, Savamala’da elit klüpler, jaz barları ve dahası. Heme güzel yemek yiyeyim hem canlı müzik dinleyeyim derseniz en güzel tercih Skadarlija.

Mr. Stephan Braun, şehrin en çok ismini duyduğum gece klübü. Türklerin çoğu da buraya gidiyor, çok da kaliteli bir yer olduğu söylenemez. Bir apartmanın 9. katındaki barda fiyatlar makul, gece yarısı sonra hareketlenip sabaha kadar süren bir eğlence vaad ediyor.

The Bank Club, Plastic, KST, Francuska Sobarica, Siprazje, Freestyler, Winter Stage, Hype ve Brankow gece kulüpleri göz atabileceğiniz diğer hareketli ve ilgi gören mekanlar.

Belgrad, Balkan coğrafyasının en eski ve en köklü şehirlerinden biri. Türkiye’den vizesiz seyahat edilebilen bu renkli kent, hareketli gece hayatı, leziz yemekleri, muhteşem manzaraları ve müzeleri ile görülmeye değer.

Kaynak: Haber Merkezi