Beyoğlu, İstanbul'un gözde semtlerinden biri olarak bilinse de, tarihî kökenleri hakkında pek çok soru bulunuyor. Semtin eski adı nedir ve Beyoğlu isminin kökeni nasıl oluştu? Bu sorular, hem tarih meraklıları hem de İstanbul'un kültürel geçmişine ilgi duyanlar için oldukça önemli. Peki, Beyoğlu'nun eski adı nedir? İşte detaylar...

Beyoğlu'nun eski adı nedir?

Beyoğlu'nun eski adı "Pera"dır. Pera, İstanbul'un tarihi semtlerinden biri olup, Bizans döneminden itibaren önemli bir yerleşim yeri olmuştur. Pera, Bizans döneminde İstanbul'un surlarının dışında, özellikle Haliç'in karşı kıyısında yer alıyordu. Bu bölge, genellikle zengin tüccarların ve iş insanlarının yaşadığı bir yer olarak biliniyordu. Pera adı, Bizans döneminde kullanılmış olup, "karşı kıyı" anlamına gelen Yunanca "Peraia" kelimesinden türemiştir.Osmanlı döneminde, Pera, özellikle 13. yüzyıldan itibaren Galata bölgesinde yaşayan Cenevizliler ve diğer yabancı tüccarlar tarafından yönetilen bir ticaret merkezi olarak önem kazandı.  Galata, hem ticaret hem de finans merkezleri ile tanınan bir bölge haline geldi. 1453'te İstanbul'un Osmanlılar tarafından fethedilmesinden sonra Pera, surlar dışında kalan bir yerleşim yeri olarak önemini sürdürdü. Osmanlılar bu bölgeyi yerleşim yeri olarak kullanmaya devam ettiler ve Müslüman nüfus da bu alana yerleşmeye başladı.

Beyoglunun Eski Adi Nedir Beyoglu Isminin Hikayesi1

19. yüzyılda, Pera, Avrupa tarzı bir kent görünümünü kazandı. Bu dönemde bölge, yabancı elçiliklerin, bankaların, sigorta şirketlerinin ve eğlence yerlerinin bulunduğu bir yer haline geldi. Pera'daki bu gelişmeler, Osmanlı İmparatorluğu'nun modernleşme sürecinin bir parçası olarak değerlendirilebilir.

Pera adı, 1925'te resmi yazışmalardan çıkarılmasının ardından giderek unutulmuş, buna karşın Beyoğlu adı bölge anlamında yaygınlaşmıştır.

Beyoğlu'nun adıyla ilgili çeşitli rivayetler bulunuyor. Bir versiyona göre, Beyoğlu adı, Fatih Sultan Mehmed döneminde Pontus prenslerinden Aleksios Komnenos'un İslam'ı kabul edip bu bölgede yaşamasından kaynaklanır. Başka bir rivayete göre, Kanuni Sultan Süleyman zamanında Venedik elçisinin oğlu Luigi Giritti'nin bu semtte yaşaması, Türkler tarafından "Bey Oğlu" olarak adlandırılmasıyla bu isim verilmiştir. Bir diğer iddiaya göre ise, bu semt Kanuni Sultan Süleyman dönemindeki Venedik elçisinin yazışmalarında "Beyoğlu" olarak anılmasından dolayı bu adı almıştır.

Bizans döneminde Pera, İstanbul'un sonradan gelişen bir yerleşim yeri olmuştu. İmparator 2. Theodosius tarafından inşa edilen İstanbul surlarının çevresindeki alanlarda konutlar bulunurken, Sirkeci çevresi ticaret merkezleri, Sarayburnu ve çevresi ise yönetimsel ve dini merkezlerle yoğunlaşmıştı. Haliç’in karşı kıyısındaki Galata, özellikle Cenevizliler tarafından yönetilen bir ticaret merkezi olarak önemli bir rol oynamıştı. 13. yüzyılda Cenevizli tüccarların yönetiminde olan Galata, zamanla İstanbul'un en büyük ve önemli ticaret merkezlerinden biri haline geldi.

15. yüzyılda İstanbul'un nüfusu 100 bini bulmuştu ve Osmanlılar tarafından alındığında, Rumeli ve Anadolu'dan getirilen halk ile bu nüfus 100 bini aşmıştı. Müslümanların büyük kısmı bu dönemde eski şehrin yarımadasının dışında yaşamaya başlamıştı ve Pera (bugün Galatasaray) bölgesi de sur dışına taşarak büyümüştü.

16. yüzyılda Galata önemli gelişmeler yaşadı. Ticaret merkezleri olarak işlevine devam ederken, yabancı elçilikler, bankerler, komisyoncular, bankalar ve sigorta şirketlerinin yoğunlaştığı bir Avrupa kenti görünümünü kazandı. Ayrıca, Osmanlı padişahlarının Topkapı Sarayı'ndan Dolmabahçe Sarayı'na taşınmaları da bu yüzyıla denk geldi. Kent, demiryolu, tramvay ve tünel gibi ulaşım olanaklarına kavuştu ve Feshane gibi önemli sanayi kuruluşları açıldı.

Kaynak: HABER MERKEZİ