Biyofili, insan psikolojisi üzerinde olumlu etkiler yaratarak stresin azalmasına ve genel iyilik halinin artmasına katkı sağladığına inanılan bir bağdır. Peki, Biyofili hipotezi nedir? Biyofili bir hastalık mıdır? İşte detaylar...
Biyofili hipotezi nedir?
Biyofili hipotezi, insanlarla diğer canlı sistemler arasında içgüdüsel bir bağ olduğunu savunur. Bu hipotez, biyolog Edward O. Wilson'ın "Biophilia" adlı kitabıyla popüler hale gelmiştir. Biyofili, doğaya ve yaşayan tüm varlıklara duyulan sevgi ve çekim anlamına gelir. Bu terimi ilk kez psikolog Erich Fromm, nekrofili kavramının zıttı olarak kullanmıştır. Fromm, biyofiliyi "canlı olan her şeye duyulan psikolojik bir saplantı" şeklinde tanımlamıştır. Wilson ise biyofiliyi, insanın varoluşunu sürdürmek ve doğayla bağlantılar kurmak için bilinçaltından gelen bir güdü olarak ele almıştır.
Biyofili, evrimsel psikolojiyle de ilişkilidir ve insanların evcil hayvanları beslemeleri, bitki yetiştirmeleri, doğal alanlarda huzur bulmaları gibi davranışlarını açıklar. Örneğin, bebek memelilerin yetişkinlere çekici gelmesi, geniş gözler ve küçük yüz hatları gibi unsurlar sayesinde türün devamlılığına katkı sağlar.
Bu hipoteze göre, insanların doğaya olan ilgisi ve yaşam dolu olan bireyleri çekici bulması, bilinçaltında hayatı ve soyunu sürdürme güdüsüne dayanır. Aynı şekilde, doğa ile iç içe olma isteği, evde bitki yetiştirme ya da hayvan sahiplenme gibi davranışlar da biyofilinin yansımalarıdır.
Biyofili bir hastalık mıdır?
Biyofili, bir hastalık değil; aksine insanın doğaya ve diğer canlılara duyduğu doğal bir sevgi ve bağlılığı ifade eden sağlıklı bir eğilimdir. Doğayla daha fazla zaman geçirmek, doğal unsurlarla yapılan dekoratif öğelere ilgi duymak ve çevrenin korunmasına yönelik destek biyofilinin belirtileri arasında sayılabilir.