Bazen bu hayatı yaşayamadığınızı düşündüğünüz oluyor mu? İnsan büyüdükçe çocukluğunda yaşayamadığı bazı duyguları bastırarak yaş almaya devam ediyor. İleriki yaşlarda da bazı olaylarda bu yaşayamadıklarımız birdenbire gün yüzüne çıkabiliyor. Bu bazen ebeveynlerimizin bizde eksik bıraktığı duygulardan süregeliyor, bazen de yaşadığımız olaylar bizi etkiliyor. Özelikle sevgi yoksunluğu, büyüdükçe kendini yetersizlik, aşırı öfke problemleri, yalnızlık gibi hislerle savaşmak zorunda bırakabiliyor. Bunlar genel olarak herkesin hayatında yaşadığı olumlu veya olumsuz duygu aktarımları aslında.
Bir arkadaşım geçtiğimiz günlerde bana şöyle bir yorum yaptı, “Sen anne babanda ne varsa onları kendi karakterine oturtmaya çalışıyorsun. Onlara benzemeyi asla istemiyorsun ama onlara benzemek için olağanüstü bir çaba harcıyorsun.” Bu ilk duyduğum anda tokat gibi yüzüme çarptı sanki. Sonra oturup düşündüm. Evet, aslında hepimiz biraz böyle değil miyiz? Ailelerimize benzemek istediğimiz veya benzemek istemediğimiz birçok yönümüz var. Bunları belki de bazen bilmeden yapıyoruz. Bu işte çocukluktan gelen, bize aşılanmış veya çocukken görüp koşullanmış olduğumuz davranışlar.
Bunları bir kenara atmamız pek mümkün olmasa da, törpülemek gerektiği aşikar. Çünkü ebeveynler anne baba oldukları için bazen olumsuz davranışlarda bulunup, bazı durumların sizin hayatınızda çok doğru bir nokta olduğunu düşünebiliyorlar. Bu söylediğim aileye karşı çıkmak değil kesinlikle. Ancak şu; her insan bir birey. Hayatı boyunca birçok şey yaşayarak deneyimler elde ediyor. Bu deneyimlerden kazandığı derslerle hayatına yeni bir yol çizebiliyor. Anne ve baba olmak çok büyük bir sorumluluk. İnsana çok fazla deneyim kazandırıyor. Birçok şeyi yeniden keşfetme olanağı sunuyor. Ancak her ne kadar anne ve babalar çocuklarının kötü davranışları kazanmalarından veya başlarına kötü bir şey gelmesinden korkarak bazen yasak ve kurallar çerçevesinde davransalar da, günün sonunda o çocukların da kendi deneyimlerini kazanarak kendilerine bir yol çizmesi gerekiyor. Dolayısıyla bu hayatı yaşayabilmek için, deneyimli kişilerin yaşadıklarından feyz alarak, kendi kazandığı deneyimler ile harmanlayıp bir yol haritası çizilmesi gerekiyor.