Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) bugün hakkındaki kararını açıklamasının ardından, Marmara (Silivri) Cezaevinde bulunan Can Atalay’ın avukatları, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine yaptıkları başvuruyla tahliye talebinde bulundu.

AYM Kararı ve Tahliye Talebi

Avukatlar Evren İşler, Deniz Özen, Akçay Taşçı ve Fikret İlkiz imzalı dilekçede, Anayasa Mahkemesi’nin 22 Şubat 2024 tarihli kararı ile Can Atalay’ın TBMM tarafından milletvekilliğinin düşürülmesi hakkında verdiği kararın “yok hükmünde” olduğunun tespitine karar verdiği, kararın bugünkü (1 Ağustos) Resmi Gazete’de yayımlandığı belirtildi.

Başvuruda, Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu’nun, AYM’nin ihlal kararının uygulanmaması nedeniyle Atalay’ın bireysel başvuru hakkının, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine karar verdiği ifade edildi. Dilekçede, Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararla tespit ettiği hak ihlallerinin ortadan kaldırılması için kararın bir örneğinin 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine de karar verdiği belirtildi. Dolayısıyla, 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin başvurucunun yeniden yargılanmasına başlanması, mahkumiyet hükmünün infazının durdurulması, ceza infaz kurumundan tahliyesinin sağlanması ve yeniden yapılacak yargılamada durma kararı verilmesi gerektiği vurgulandı.

Hukuken Kesinleşmiş Bir Hüküm Yok

Dilekçede, Anayasa Mahkemesi’nin 25 Ekim 2023 tarihinde verdiği hak ihlali kararı sonrasında Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay ile ilgili kesinleşen bir hükmün varlığından söz etmenin hukuken mümkün olmadığı ifade edildi. Başvuruda, bugünkü Resmi Gazete’de yayımlanan karara dair şu değerlendirmelere yer verildi:

  • Anayasa Mahkemesince Anayasa'yı ihlal ettiği tespit edilen bir yargısal kararı mahkemeler dahil hiçbir kamu otoritesi esas alamaz ve Anayasa'ya aykırılığı sabit olan bir karara hukuken geçerlilik tanınamaz.
  • İhlal sonucunun oluşmasına yol açan veya ihlalin giderilmesi sürecinde başta yüksek yargı organları, derece mahkemeleri ve etkin konumda bulunan kamu otoriteleri ihlal kararının gereğini yerine getirmekle ve ihlali gidermek ve ihlalin sürmesini önlemekle yükümlüdürler.
  • Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararları yol gösterici veya tavsiye mahiyetinde kararlar olmayıp bağlayıcı ve gereğinin yapılması konusunda ilgili otoritelere takdir alanı bırakmayan kararlardır.
  • TBMM Genel Kurulunda okunan metinde yer alan ve Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin 3 Ocak 2024 tarihli kararı da Anayasa Mahkemesi’nin anılan bireysel başvuru kararına uyulmasına yer olmadığına ilişkin Türk hukukunda verilmesi mümkün olmayan, Anayasa'nın tamamen dışında kalan ve hukuki dayanağı bulunmayan bir karardır.

Talepler

Dilekçede şu talepler yer aldı:

“Milletvekili Can Atalay hakkındaki Anayasa Mahkemesi’nin tüm ihlal kararlarında belirtildiği üzere; Atalay’ın seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine karar verilmiş olduğundan,

Anayasa Mahkemesi tarafından tespit edilen hak ihlallerinin ortadan kaldırılmasına yönelik olarak Can Atalay’ın yeniden yargılanmaya başlanması, mahkumiyet hükmünün infazının durdurulması, 25 Nisan 2022 tarihinden beri bulunduğu ceza infaz kurumundan tahliyesinin sağlanması ve yeniden yapılacak yargılamada durma kararı verilmesini,

Anayasa Mahkemesi’nin Can Atalay kararları gözetilerek hak ihlalinin İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce giderilmesinin mümkün olduğundan ihlalin giderilmesi yönde karar verilmesini talep ederiz.”

Can Atalay’ın tahliye başvurusu sürecinin nasıl sonuçlanacağı ve İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin nasıl bir karar vereceği merakla bekleniyor.

Kaynak: Haber Merkezi