"Bunun katliam yasası gibi sunulması haksızlık"
Bir gazetecinin "Sahipsiz hayvanlara ilişkin ötanazi ifadesi kaldırıldı. Fakat muhalefetle uzlaşma sağlanamadı. Sizce muhalefet ne istiyor? CHP’de bir il başkanı ’Tarihi bir direnişe hazır olsunlar, iki ağaç kesildi diye sokakları nasıl gümbür gümbür titrettiysek can dostlarımıza dokunurlarsa aynı şekilde mücadelemizi vereceğiz’ dedi" sorusu üzerine Çelik, şunları söyledi:
"Ötanazi ifadesinin düzeltilmesi ve veterinerlik yasasına atıf yapılmasına ilişkin düzenleme söz konusu. İnsanımızın canını yakan bir olay var. Sokakta bir durum var. Bunun katliam yasası gibi sunulması haksızlık. Canlılara da saygı göstermemiz gerekiyor. Ortada bir problem yokta biz bununla ilgili yasal düzenleme yapıyor değiliz. İnsanımızın canını yakan bir mesele var. Çocuklar saldırıya uğruyor, yaşlılar saldırıya uğruyor, sokaklarda bir durum var. İnsan bu kainatta tek başına yaşamıyor, doğada bir sürü varlıkla beraber yaşıyor. Bitkilerle beraber yaşıyoruz, hayvanlarla beraber yaşıyoruz. Tabii ki bu dünyayı, kainatı paylaştığımız bütün canlılara da hürmet ve saygı göstermek durumundayız. Buradaki temel amaç bakın tekrar dün de bir görüntü gerçekleşti. Bir hanımefendiye sokak köpeği saldırısı söz konusu oldu. Ondan evvel biliyorsunuz birçok çocukla ilgili bu saldırılar söz konusu oldu. Arzu ettiğimiz şey bu manzaraları sokaklarımızda görmemektir. Ama bunun bir katliam yasası gibi sunulması büyük bir haksızlıktır ve meseleyi çözümsüzlüğe doğru götürmektir. O yasada bir sürü kademelendirme koyulmuş. O kademelendirme çerçevesinde sahiplendirmeden tutun da, barınaklara alınmasına kadar bir sürü mekanizma var. Büyük bir eylem planı var. En sonunda herhangi bir şekilde hastalık yayma tehlikesi olan ya da salgın, saldırganlaşmış hayvanlarla ilgili olarak bu düzenleme söz konusu.
"Sokaklardaki Tehlikeli Durumu Görmemek Haksızlıktır"
Esasında bu insanımızı, çocuklarımızı, yaşlı insanlarımızı koruma konusunda yüksek bir irade, bir kararlılık olduğu gibi, aynı zamanda da bu hayatı paylaştığımız hayvanları koruma konusunda da bir iradedir. Onu böyle bir ucundan tutup başka yerlere doğru götürmenin bir şeyi yoktur. Net bir tutum takınmalıyız. Sokaklarda çocuklarımızın, yaşlı insanların saldırıya uğramasını hiçbir şekilde kabul edemeyiz. Bizim siyasetimizin temelindeki değerlerin esası bütün var oluşa saygı, bütün varlıklara bir merhametle yaklaşma şeklindedir. Herhangi bir şekilde bu değerlerden vazgeçtiğimizi de kimse iddia etmesin. Sonuçta bahsettiğiniz o kelimenin değiştirilmesi, veteriner kanununa atıf yapılması da gördüğünüz gibi bizim burada ortak akılla bir meseleyi çözmek istediğimizi net bir şekilde gösteriyor. Bir mutabakat oluşturmak istediğimizi net bir şekilde gösteriyor. Burada aslında hem insanımızı koruyan, çocukları, kadınları, yaşlıları koruyan işe imza attığımız gibi, aynı zamanda da bu hayvanları güvensiz ortamlarda koruyan bir düzenlemeye imza atıyoruz. Netice itibarıyla sokaklarımızın güvenli hale gelmesidir arzumuz. Bu yasanın da amacı budur.”
"Türkiye’nin Sokakları Güvenli Hale Gelecektir"
Şiddete başvurmamak koşuluyla vatandaşların demokratik protesto hakkına yüksek bir saygıyla yaklaştıklarını, ilgili herhangi bir eleştirileri olmayacağını belirten Çelik, “Ama sizin de bahsettiğiniz konuyla ilgili haberin tamamına bakarsak Türkiye’nin geçmişte yaşadığı birtakım kötü günlere, birtakım kötü uygulamalara atıf yaparaktan bir hak savunusu içinde olduğunu iddia etmek yanlıştır. Ayrıca şunu da söylemek isterim. Hayvan hakları mücadelesi tarih boyunca hümanizmin genişletilmesiyle, hümanizme eklenen insan sevgisinin daha da büyümesiyle ortaya çıkan bir mücadeledir. Tutup da bunu yakarız, yıkarız, şöyle yaparız gibi bir meseleye sokmak aslında bu mücadeleyi verenlere de, hem insanlara saygısızlık hem de hayvan hakları savunucularına saygısızlıktır. Türkiye’nin sokakları güvenli hale gelecektir” değerlendirmesinde bulundu.