Çeşitli etnik kökenli insanlarla millet olarak birlikte kurduğumuz devletler içinde, çıkarları ve şahsi ikballeri için dış güçlerin desteğini alan içimizdeki bölücü soysuz hainlere rağmen, esaret altında yaşamayı kabul etmeyen Türk Milletinin, Cumhuriyetimizin 100. yılı olan 2023 senesinde de geçmişte olduğu gibi bağımsız ve hür yaşamaya, emperyalist kapitalist sömürgeciler ve onların yerli işbirlikçilerine rağmen devam edeceğinden hiçbirinizin şüpheye düşmediğinden eminim. 2023 senesinde millet adına karar verecek olan yönetimin seçilecek olması ve Cumhuriyetin kuruluşunun 100. yılını kutlayacak olmamız bu seneyi bir başka önemli kılıyor. Cumhuriyet’in kurucusu Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşlarının uzun süre yer aldığı Eylül 1923 tarihinde kurulan “Halk Fırkası” ve 1935 yılında adı “Cumhuriyet Halk Partisi” olarak değiştirilen, Gazi Mustafa Kemal’in “Benim iki büyük eserim vardır; biri Türkiye Cumhuriyeti diğeri Cumhuriyet Halk Partisi’dir dediği, CHP’nin bugünkü yönetimi uzun bir süredir, 5 Şubat 1937 yılında Anayasaya giren, Cumhuriyetçilik, Laiklik, Devletçilik, Halkçılık, Milliyetçilik, İnkılapçılık, olan temel ilkelerinden özellikle milliyetçilik ve halkçılık konusunda, söylemleri ve ortaya koydukları işlerle tamamen ters düşmekteler. Somut örnek göster diyenlere, çok kısa bir süre önce 27 Ekim 2022’de Kılıçdaroğlu’nun taktığı rozetle Kürt Masası kuran CHP saflarına katılan (eski Devlet Bakanı Şerafettin Elçi’nin yeğeni) Nuşirevan Elçi’nin, Barzani’nin medya organı Rudaw’daki röportajında; “Türkiye’de yetkiler dağıtılmalı. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ya da özerklik uygulanmalı. Tüm yetki ve imkânların tek bir yerde toplanması başından beri yanlış. Hem Kürtler için hem de diğer halklar için yetkilerin dağıtılması gerekli. Bugün Kürt sorununun çözümü çok kolay, Türkiye'de bağımsızlık isteyenlerin sayısı çok az.” derken, Sayın Kılıçdaroğlu; “Avrupa Birliği Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'ndaki çekincelerimizi geri almalıyız” diyordu. Hafızalarınızı tazelemek için verdiğim bu iki örnek dışında günlük yerel ve ulusal gazetelerde bugüne kadar çıkan, seçimler sorası bakanlık verme, teröristlerin affı, vs gibi  milletin bölünmez bütünlüğünü tehlikeye atan ve Gazi Mustafa Kemal’in Onuncu yıl konuşmasındaki ‘Müstemlekecilik ve emperyalizm yer yüzünden yok olacaktır ve yerlerine milletlerarasında hiç bir renk, din ve ırk farkı gözetmeyen yeni bir ahenk ve işbirliği çağı hakim olacaktır’ sözlerinin aksine kapitalist emperyalist sömürgeci ülkelerin yerli işbirlikçilerine kucak açarak, 1924 Anayasasında “Türkiye ahalisine din ve ırk farkı olmaksızın Türk ıtlak olunur. Türkiye’de veya hariçte bir Türk babanın sulbünden doğan veyahut Türkiye’de doğup da memleket dâhilinde ikamet ve sini rüşde vusülünde resmen Türklüğü ihtiyar eden veyahut vatandaşlık kanununun mücibince Türklüğe kabul olunan herkes Türktür. Türklük sıfatı kanunen muayyen olan ahvalde izah edilir”. Ve bugün yürürlükte olan 1982 Anayasa’sının 66. maddesinde anlatılan; Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür. Türk babanın veya Türk ananın çocuğu Türk’tür. İçeriğinin yeniden gözden geçirilmesini isteyenlerle beraber yürümelerini nasıl izah etmeli. Aynı şahsın, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi için, “bütün dinleri kapsayacak şekilde, nesnel ve çoğulcu bir içeriğe kavuşturacağız”, demesi. Türkiye Cumhuriyetini emperyalist kapitalist sömürgeci ülkelere peşkeş çekmek için halkına silah çeken FETÖ terör örgütün “Dinler arası diyalog“ zırvasının bir başka tezahürüdür. (Kur’an-ı Kerim Al-i İmran Süresi, 19. Ayet- Diyanet meali :Kuşkusuz Allah katında din İslâm’dır. Kitap verilenler, ancak kendilerine ilim geldikten sonradır ki, aralarındaki hak tanımazlık yüzünden ayrılığa düştüler. Allah’ın ayetlerini inkâr edenler bilmelidirler ki Allah’ın hesabı çok çabuktur.) Ülkemizi parçalayıp sömürge haline getirmek isteyen emperyalistlerin, günümüzdeki yerli işbirlikçiler eliyle Doğu Anadolu Bölgesi’nde ve Ege Bölgesi’nde ortaya koymak istedikleri parçala böl yönet oyunu, 30 Temmuz 1922 yılında İzmir’de İngilizlerin ve Yunan devletinin desteği ile kurulan IONYA devleti, Emperyalist sömürgecilerin 6 ayda geçilemez denilen yunan cephesini 3 günde yıkan Mustafa Kemal Paşanın emrindeki Türk ordusunun 9 Eylül 1922’de İzmir’e girmesiyle, İngiliz devletinin kışkırtmasıyla kurulan 35 günlük IONYA devleti tarihin pislik çukuruna gömüldü. Dün İngilizlerin tek başına yapmak istediklerini bugün, sözde NATO’da müttefik olduğumuz (Düşman olsak daha iyi olurdu hiç olmazsa ne yapacaklarını bilirdik) ABD-İngiltere-Fransa- Almanya- Yunanistan ve diğerleri, sinsice hareketle kullandıkları taşeronlarla ülkemizin güney doğusunda, kendilerinin sözünden dışarı çıkmayacak, isteklerini sorgusuzca yerine getirecek, İsrail devletinin güvenliğini, orta doğuda hakimiyet kurmalarını kolaylaştıracak kukla bir suni devlet ortaya çıkarma çabasındalar. Bizlerin emperyalist, kapitalist, sömürgeci ülkelerin oyunlarına karşı hangi tedbirleri almamız gerektiğini, Peygamberimiz Hz. Muhammet sav "Mü'min aynı delikten iki defa sokulmaz ısırılmaz." hadisini anlarsak mümkün olacağını düşünüyorum. Klavye kahramanları, varoş lümpenleri, kerameti kendinden menkul sosyal medya ünlüleri, burjuva yoksulları, “ben de Müslümanım” diyerek milleti kandırmaktan geri durmayan ve meşhur sanatkarlar listesinde olanlar, nalıncı keseri gibi yontanlar, 2023’te sınırsız isteklerine kavuşmak isteyenler. Siz siz olun önünüze aldığınız çılgın Sayısal Loto kâğıdında işaretleyeceğiniz, bir de bu numaraları deneyin diyerek önceden birilerince seçilmiş 6 numara ve gözükmeyen süper star numarasını yazarken kalem tutan el ve akıl sizin olsun, yoksa cebinizdekini de kaybedersiniz. Bu arada at koşar baht kazanır diye atların geçmişini iyice araştırmadan 6’lı ganyan oynamayın, yoksa toz yutan atlar sizi yarı yolda bırakır. 2023 senesi, hesabını vereceğiniz günlerin çok olduğu sağlıklı, huzurlu, mutlu birlik ve beraberlik içinde geçsin.