Çuvaldızı batırmadan…
Ferit Reyhan Sümer
NATO üyesi “dostumuz!“ Fransa`da Peygamberimiz Hz Muhammed’e (as) karşı yapılan edepsiz saldırının basın özgürlüğü diyerek geçiştirilmesinden sonra, geçtiğimiz haftalardaki cuma günlerinde arka arkaya, Kur`an-ı Kerim’deki Hicr Suresi 9. ayet mealinde “Kesin olarak bilesiniz ki bu kitabı kuşkusuz biz indirdik ve onu mutlaka koruyan da yine biziz.” sözüyle, Allah’ın cc Kur`an-ı Kerim’i sonsuza dek koruyacağından haberi olmayan, “insan müsveddesi” tarafından, demokrasi havarisi İsveç ve Danimarka`da polislerin koruması altında, gösteri ve ifade özgürlüğü kisvesi altında yakılmasına müsaade edildi.
Aynı İsveç, Mısırlı bir yazarın İsrail`in Stockholm Büyükelçiliği binası önünde Tevrat yakma (Müslümanlar hiç bir inancın kutsallarına hakaret etmezler) eylemine “ifade özgürlüğü” göz ardı edilerek müsaade edilmedi…
Görüldüğü gibi, medeniyetin, özgürlüğün, demokrasinin, insan haklarının var olduğu söylenen ülkelerin aslında iki yüzlü tavırları, İslam dinine ve mensuplarına karşı, hoşgörüden yoksun, düşmanca davranışları, İslamofobi’nin en bariz örnekleridir.
İslam’a karşı, haçlı zihniyetinin yüzyıllardır süre gelmesinin son dönemlerde bu kadar ayyuka çıkmasının sebeplerinden biri de, İslam ümmetinin iğneyi kendisine batırmasını geciktirmesi, takkeyi önüne koyarak, Hucurat suresi 10. ayet tefsirinde “Müminler ancak kardeştirler, öyleyse iki kardeşinizin arasını düzeltin, Allah’a itaatsizlikten sakının ki rahmetine mazhar olasınız.“ diye açıkça belirtilen mümin olup kardeş olmaktan, bizlerin neden uzak olduğumuzun sebeplerini düşünmemiz ve sorunu çözmemiz gerekir.
Emperyalist kapitalist sömürgeci, haçlı zihniyetine sahip ülkelerin, halkının büyük bir bölümünün İslam inancına sahip olmasına rağmen, şahsi çıkarları için ülke insanına güvenmek yerine onlarla işbirliği yapan insanları yönetime getirerek yönetici yapmaları ve orada kalmaları için, çeşitli Bizans entrikalarını uygulamaktan kaçınmıyorlar.
Günümüz dünyasında İslam düşüncesine sahip insanların yaşadığı bazı ülkelerin durumunu görüp, batının ilerici demokrat medeniyeti gibi olamamanın (Sömürgeci, köleci, kapitalist nasıl medeni olur biri bana anlatsın) sebebini İslam dini olarak gösterenler (Kur’an-ı Kerim’den uzaklaşmayı çözüm gören zavallılar), batı ülkelerinin senelerce bu devletleri nasıl kan emici bir sülük gibi sömürdüklerini ve sömürmeye devam etmek için nasıl oyunlar tezgâhladıklarını görmemek için ya kör ya da izan sahibi değiller.
Kerameti kendinden menkul bazı şeyhlere, emperyalizmin kuklası hocalara, hatta yönetimde olan mollalara “İslam’ı kafanıza göre çıkarlarınız doğrultusunda yorumlamayın, insanları kandırmayın, birliği önerin” dendiğinde Kur`an-ı Kerim’in Bakara Suresi 11. ve 12. ayetlerinin tefsirinde göreceğimiz gibi “11: Onlara: “Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın!” dendiği zaman, “Hayır! Biz ancak ıslah edicileriz” derler. 12: Dikkat edin! Onlar bozguncuların ta kendileridir; fakat bunun farkına varmazlar.
Yakın zaman ve günümüzde yaşanan bir kaç örnek neden iğneyi kendimize batırmamız gerektiğini ve İslam dini mensupları olarak, takiye yapanların oyunlarına gelmemek için dikkatli olmamızın ne kadar elzem olduğunu gösteriyor.
9 Şubat 2008’de TBMM başörtüsü yasağını kaldıran yasayı onayladı, 22 Şubat 2008’de Cumhurbaşkanı onayladı. CHP ve DSP yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu, 5 Haziran 2008’de yasa iptal edildi. 4 Ekim 2022’de CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu kılık ve kıyafetle ilgili 3 maddelik bir kanun teklifini TBMM Başkanlığı’na sunduklarını açıkladı!
Sonra ne mi oldu dersiniz? AKP tarafından hazırlanan örtünme konusundaki Anayasa değişikliğine, CHP, İYİ Parti ve Barolar Birliği “laikliğe aykırı” diye karşı çıktı.
İran mollalarının şeriat polisi! başörtüsü takmıyor diye 22 yaşındaki Mesha Emini’yi döverek, ölümüne sebep oldular. Mollalar ve onların kuklaları Kur`an-ı Kerim’in Nisa Suresi 93. ayet mealinde açıklanan: Kim bir mü’mini kasıtlı olarak (taammüden) öldürürse cezası, içinde ebedi kalmak üzere cehennemdir. Allah ona gazaplanmış, onu lanetlemiş ve ona büyük bir azap hazırlamıştır.
Aynı İran, Azerbaycan-Ermenistan savaşında Ermenistan yanlısı bir tutum takınmaktan çekinmemiştir. Niye derseniz, Ermenistan çok değerli bir İslam ülkesi de ondan! İktidardan düşme korkusu sen nelere kadirsin.
Afganistan’ın yönetiminde Taliban (öğrenciler, bilgi talep edenler) anlamını taşıyan kişilerin bulunması yanıltmasın, Kur`an-ı Kerim’in ilk ayetleri olan Alak Suresi’nin 5. ayetinin mealinde belirtilen “Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı "alak"dan yarattı. Oku! Senin Rabbin en cömert olandır. O, kalemle yazmayı öğretendir, insana bilmediğini öğretendir.” açıklamasını kendilerince yorumlayarak kız çocuklarının okula giderek öğrenmelerini engelledikleri gibi, kadın hastaların sadece kadın doktorlar tarafından muayene edilmesine müsaade ediyorlar (öğrenim olmadan nasıl doktor olunacaksa!)
İktidarda olanların bu tür davranışları, emperyalist sömürgeci kapitalist ülkelerin oluşturduğu ve çıkarları doğrultusunda desteklediği, sözde Müslüman olduklarını iddia eden örgütlerin zavallı mensupları, Allahu Ekber diyerek kafa kesmeleri, sözde hümanist olan sömürgeci emperyalist kapitalist batı dünyasının İslamofobi kozunu rahatlıkla kullanmasını sağlıyor.
Birilerinin seçim öncesinde Mekke’yi ziyaret ederek umre yapması (Allah cc kabul etsin), her konuda birilerini İslam dinini ve Kur`an-ı Kerim’i istismar ediyorlar diye gürleyenlerin, Kur’an-ı Kerim’de yasaklanmış olsa da (Araf Suresi ayet 80/84) “cinsel yönelimin yasayla dezavantaj olmaktan çıkarılacağını” vaat etmesi ve bu parti mensuplarının İslam dininin kutsal kitabı Kur`an-ı Kerim dağıtması (Allah cc hayırlarını kabul etsin) takiyenin ağababası…
Ülkeyi yönetmeye talip olanların açıkladıkları, ‘Ortak Politikalar Mutabakat Metni’ sonrası daha önce içinde bulunduğu parti liderinin aleyhine yapılan çalışmanın tam ortasında olduğunu itiraf eden Brütüs!’ün; ‘Avrupa bize aferin diyecek’ açıklaması, ‘malumun ilanı oluyordu’!
PKK ve FETÖ’ye mesajlarla göz kırpılmasına rağmen, tasması emperyalist kapitalist, sözde dostumuz Avrupalı ülkelerin ve ABD’nin elinde olan, terörist elebaşlarından Karayılan, yakın zamanda Şırnak’taki Eren Abluka operasyonunda şehit olan korucubaşı Nimet Encu’yu (Allah cc tüm şehitlerimize rahmet etsin) ‘ajan’ ilan ederek TC vatandaşı Kürt kökenli insanlarımızdan olan korucuları ‘Korucular arasında halkına ihanet edenler var’. Nimet Encu da onlardan biriydi, ‘İhanetçi olmayın’ derken, ’İhanetçi Kürt bir aferine 7 kantar pislik yer’ diyerek, kendilerinin ihanetlerini ve nasıl emperyalistlerin pisliklerini yediklerini açıkça ilan ediyordu…
Cumhuriyetimizin 100. yılında, ülkemizin gelişmesini, insanlarımızın refaha ermesini istemeyenler, uyguladıkları ekonomik ve askeri ambargolarının, parçala böl yönet politikalarının, TC Devletinin ve yurtsever vatandaşların; yerli işbirlikçi siyasetçi, sözde sanatçı, fonlanmış basın yayın mensubu, bilim adamı! başı sarıklı kerameti kendinden menkul ahir zaman şeyleri ve sözde dostlarımızın desteklediği terörist grupların saldırılarına rağmen, dirayetle uygulanan tedbirler sayesinde, başarısızlığa uğraması, emperyalist kapitalist sömürgeci, NATO üyesi demokrasi havarisi, insan hakları savunucusu kadim dostlarımızın! ülkelerindeki yayınlarda, politikacılarının yaptıkları açıklamalarda ne kadar hırslandıklarını görmek mümkün.
Dostlarıyla iktidar olma çabasında olanların, şahsi ikbal peşinde koşanların, Cumhuriyetimizin kurucusu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Bağımsızlıktan yoksun bir millet, uygar insanlık karşısında uşak olmaktan kurtulamaz’’ /”Bilelim ki milli benliğini bilmeyen milletler başka milletlerin avıdır.” Sözlerine kulak vermeleri yararlarına olur.
…umarım iğnenin acısını hissedebilmişizdir.
Yorumlar