2022 yılı verileri; “3,9 milyar insan cep telefonu kullanıyor ve hepsi telefonda oyun oynuyor.” diyor. Yani potansiyel olarak bugün her akıllı telefon kullanıcısı mobil oyunlar oynuyor. Mobil oyun oynayanların % 53,6'sı erkek, % 46,4'ü kadın.
Kelimenin tam anlamıyla, her yaştaki herkes akıllı telefonlarda oyun oynuyor. En çok oyun oynayan kitle, tüm mobil oyun izleyicisinin % 29,5'i ile 25-34 yaş arası insanlar, % 28,3'ü ile 16-24 yaş arası gençler ve % 23,1'i ile 35-44 yaş arası kişiler. 60 yaş üstü insanlar da dâhil olmak üzere her yaştaki herkes akıllı telefonlarda oyun oynuyor ve bu oyunlar için sadece 2021 yılında 190 milyar dolar harcadı insan! Düşünün ki, bu para ile neler yapılmaz? Ben bir örnek vereyim size; mesela bu para ile Afrika’daki aç insanlara ziyadesi ile yardım yapmak ve hatta açlığın önüne geçmek mümkün.
İnsanlar neden oyun oynar? Eğlence için, rahatlamak/gevşemek ve zaman geçirmek için diyor yine yapılan çalışma. Bu çalışma bize gösteriyor ki; modern toplum insanı için mobil oyunlar çoğunlukla sosyal kaçış ve zaman öldürücü araçlar haline gelmiş durumda.
Nerede olursa olsun insanlar, dünya çapında oyun oynuyorlar: Çin, Hindistan, ABD, Avrupa, Kanada ve Avustralya’da.
Ortalama olarak, z kuşağı oyuncuları günde 6 saat 10 dakika oynuyor. Yine Alpha Kuşağı oyuncuları, günde 6 saat 49 dakika oyun oynayarak daha da fazla zaman harcıyor. Yılda en az iki ayımızı geceli gündüzlü telefon başında geçiriyoruz. Hakan Altun değilseniz bu süreyi kısaltmakta fayda var.
Size biraz fazla geldi değil mi bu süre. “Hay Allah, insan nasıl bu kadar süre oyun oynar” dediniz. Peki ya siz? Telefonunuzu açıp hemen ne kadar süre telefon kullandığınızı kontrol edebilirsiniz. Oyun oynamayanlar da sosyal mecralarda zaman öldürüyor çünkü.
Telefon iletişim kurmak için icat edilmişken biz onu zaman öldürmek, eğlenmek rahatlamak için kullanıyoruz. Zaman işte böyle akıp gidiyor, insanın elinden. Sonra vay efendim günler çok hızlı geçiyor, vay efendim akşam uykumu alamadım, yok efendim iki lafın belini kıramadık!
“insan varlığının gizemi, hayatta kalmakta değil uğruna yaşanacak bir şey bulmakta yatar.” der, ünlü Karamazov Kardeşler kitabında Dostoyevski. Akıllı telefonlar ile tanıştığımız günden beri uğruna yaşanacak her şeyi bir kenara bıraktık. Zamanımızın çoğunu telefon başında geçirirken ne hayatın güzelliklerinin ne de kendi hayatımızın önemini fark ediyoruz.
Uyanır uyanmaz yaptığımız tek şey esiri olduğumuz telefonun ekranına bakmak. Cep telefonu bağımlılığı çağımızın vebası haline gelmiş durumda. Yavaşça, acısız öldürüyor. Madde bağımlılığı kadar tehlikeli olan bu teknoloji bağımlılığının esirlerinden biri de bendim, taa ki bunun farkına varana kadar. Şimdi kendime yapılacaklar ve yaşanacaklar listesi yaptım, içinde telefon ekranı olmayan. Hayatın daha fazla elimden kayıp gitmesine izin vermeyeceğim. Peki ya siz?