Hayatımızda pek çok şeyin dijitalleştiği bir atmosferde paranın da dijitalleşmesi beklenen bir gelişme. Para ve maliye politikasının fonksiyonuna tahminlerin ötesinde katkı sunacak ve kayıt dışı ekonomiyi büyük ölçüde bitirecek dijital para ve akabinde olası nakitsiz ekonomiyi konuşalım.
Dünya ekonomisinin % 95’ine sahip 63 merkez bankasının tamamı dijital para alanında çalışmalarına tam gaz devam ediyor. Uluslararası Ödemeler Bankası’na (BIS) göre önümüzdeki 10 yılda en az 15 merkez bankası dijital paraya geçecek. Bu konuda teknolojik ve kurumsallık bazında en iyi seviyede olan dijital Euro ile Avrupa Merkez Bankası ve dijital Yuan ile Çin Merkez Bankası.
Paranın yeni adı Merkez Bankası Dijital Parası (CBDC). Dolayısıyla bu kavramı önümüzdeki dönemde sıkça duyacağımızdan emin olabilirsiniz. Merkez bankaları dışında finansın küresel çatı kuruluşu olan Uluslararası Para Fonu da bu konuda çalışıyor. IMF Başkanı, konu hakkında "Daha verimli ve daha adil işlemler için ülkeleri birbirine bağlayan sistemlere ihtiyacımız var. Bu nedenle IMF'de küresel bir CBDC platformu konsepti üzerinde çalışıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Avrupa Birliği, dijital Euro konusunda yasal düzenlemeyi taslak olarak hazırladı ve süreç AB Komisyonu7na taşındı. Taslak metne göre nakit Euro kalkmıyor, beraberinde alternatif ödeme sistemi olan dijital euro halkın kullanımına sunuluyor. Hızlı, ucuz ve güvenli bir ödeme imkânı sunan dijital Euro’da her türlü transferin ücretsiz olması belki de en önemli avantajı.
Tasarım ve kriptoloji altyapısının kurulduğu Dijital Türk Lirası noktasında Merkez Bankası’nın oldukça iyi bir seviyede olduğunu söyleyebiliriz. Son 1 yıldır bu hususta deneme çalışmaları devam ediyor ve pilot olarak uygulanmak üzere ilk ödeme işlemi de başarılı bir şekilde gerçekleştirildi.
Pekâlâ dijital para birimine geçmek bize ne avantaj sağlayacak? Akabinde nakitsiz bir ekonomi mümkün olabilir mi?
Nakitsiz ekonomi pekâlâ mümkün ve muhtemelen bundan 10 yıl sonra nakit paraların tarihe karıştığı bir döneme şahitlik edebiliriz. Geçiş sürecinde ise hem dijital hem de fiziki para hayatımızda olacak. Avantajları noktasında en net söyleyebileceğimiz husus, tüm para Merkez Bankası’nın kontrolünde olacağı için, emisyon hacminin kontrolü ve enflasyonla mücadelede daha etkin bir periyot başlayacak. MASAK tarafından yürütülen kara para incelemelerinde başarı oranı artacak, VDK’nın kayıt dışı ekonomi ile mücadelede eli çok rahatlayacak.
Şeffaflık ve verimlilik artacak, kamu denetimi daha etkin yapılabilecek, kayıt dışı işçi çalıştırmanın sonuna geleceğiz, vergi kaçırma, sahte belge organizasyonları büyük ölçüde sona erecek.
Ödünç verilebilir fonda artış sağlanacak, yastık altı para kavramı tarihe gömülecek, bankaların işlem maliyeti düşecek, rüşvet hırsızlık gibi suçlarda belirgin düşüşler yaşanacaktır.
Dezavantajları nedir diye soracak olursak, şu şekilde özetleyebiliriz. Dijital hackerlik ve siber saldırılar konusu belki de en önemli konu. Bunun yanında yaşlı nüfusun kullanım zorlukları, sistemin hızlı olması nedeniyle panik zamanlarında bankalardaki paranın hızla çekilebilmesi, dijital paraya geçmeyen ülkelerin paralarının ekonomide daha çok görülmeye başlaması, elektrik/internet olmadığında kullanım anlamında yaşanacak zorluklar gibi temel problemleri de görmezden gelemeyiz.
Son olarak şunu belirtmek gerekiyor. Elbette ki geçiş sürecinde bazı problemler olacaktır, bu sebeple zaten Merkez Bankası uzun zamandır deneme çalışmaları yürütüyor. Fakat bu sistemin en önemli ayağının kayıt dışı ekonomi, kara para ve sahte fatura konusunun kökünün kazınması olacağı unutulmamalı. Bu suretle ülke ekonomisinin kazanımları ve toplumsal refahın artışıyla gelebileceğimiz nokta iyimserlik olarak tahminlerin ötesinde olacaktır. O nedenle, dijital TL’ye geçiş noktasında izlenen politika toplum tarafından desteklenmeli ve biran önce bu çalışmaların tamamlanması talebinde bulunulmalıdır.