Diyarbakır eşsiz doğası olağanüstü yemekleri efsanevi tatlıları ve tarih kokan başyapıtlarıyla göz kamaştırıyor. Diyarbakır'ın ayrıca turizm açısından çok önemli bir şehir olduğunu da unutmamak gerek. Yerli ve yabancı turistleri sıklıkla ağırlayan Diyarbakır'da gezip görebileceğini ve size harika deneyimler sunabilecek yerler mevcut. Sizler için Diyarbakır'a gidip görmeden gelemeyeceğiniz en iyi yerleri derledik...
Diyarbakır Kalesi
Diyarbakır Kalesi ve surları, Diyarbakır’ın Sur ilçesinde yer alan tarihi bir yapıdır. İki ana bölümden oluşur: İç Kale ve Dış Kale. Surların ana giriş kapıları arasında Dağ Kapı (Harput Kapısı), Urfa Kapı (Rum Kapısı), Mardin Kapı (Tell Kapı) ve Yeni Kapı (Dicle-Irmak-Şat Kapı) bulunmaktadır. Yaklaşık dokuz bin yıllık geçmişe sahip olan bu surlar, Çin Seddi'nin ardından dünyanın en uzun ve geniş savunma duvarı olarak kabul edilir. UNESCO, bu tarihi yapıyı 2000 yılında Dünya Mirası Geçici Listesi'ne dahil etmiş, 2015'te ise Dünya Mirası olarak tescillemiştir. Ayrıca, Diyarbakır’ın eski yapılarından biri olan Keçi Burcu da Sur ilçesinde yer alır. Ancak, 2023 Kahramanmaraş depremlerinde surların bazı bölümleri hasar görmüştür.
On Gözlü Köprü
Dicle Köprüsü, Diyarbakır'ın Sur ilçesinde Dicle Nehri üzerinde bulunan tarihi bir yapıdır. On açıklığı nedeniyle yerel halk tarafından "On Gözlü Köprü" olarak adlandırılır. Eski Silvan yolunun üzerinde yer aldığından bazı kaynaklarda "Silvan Köprüsü" olarak da anılmaktadır. Şehir merkezine yaklaşık 3 kilometre uzaklıktadır ve Diyarbakır'dan Mardin'e giden eski yolun doğuya ayrılan tali yolunun bağlantı noktasında yer alır. Bu köprü, Diyarbakır'ın Bağıvar beldesi ve çevresindeki köylere ulaşımı sağlar. Köprünün yapım tarihiyle ilgili çeşitli görüşler bulunmaktadır. Bazı teoriler, köprünün antik dönemde de mevcut olduğunu öne sürer. Ancak, köprünün tarihi hakkında daha kesin bilgi, köprü üzerindeki kitabelerden elde edilmiştir. Kitabelere göre, köprü Mervaniler döneminde, 1065 yılında inşa edilmiştir. Köprü, tarih boyunca birkaç kez kısmen veya tamamen yıkılmış ve yeniden inşa edilmiştir.
Sülüklü Han
Sülüklü Han veya Kazancılar Hanı, Diyarbakır'ın Sur ilçesinde bulunan tarihi bir yapıdır. 1683 yılında Hanilioğlu Mahmut Çelebi ve kız kardeşi Atike Hatun tarafından inşa edilmiştir. Yapı, siyah bazalt taşından yapılmış olup, adını avludaki kuyudan çıkarılan tedavi amaçlı sülüklerden almıştır. Tarihinde üç katlı olan ve her katta on sekiz odası bulunan bu hanın zemin katı ahır olarak kullanılmıştır. Ancak günümüzde sadece tek katı ayakta kalmıştır. Sülüklü Han, Türk Kurtuluş Savaşı sırasında süvari birliklerinin karargâhı olarak işlev görmüştür. Şu anda kafeterya olarak hizmet vermektedir.
Surp Giragos Kilisesi
Surp Giragos Ermeni Kilisesi veya Aziz Kyriakos Kilisesi Diyarbakır'ın Sur ilçesinde bulunan tarihi bir Ermeni Apostolik kilisesidir. 2016 yılında hükümet tarafından kamulaştırılmıştır. Ermeni cemaatinin Ortadoğu'daki en büyük kilisesi olarak bilinen Surp Giragos, 16. yüzyılda inşa edilmiştir. İnciciyan'ın verdiği bilgilere göre, 1518'de Sen Teodaros Kilisesi'nin camiye dönüştürülmesinden sonra, bu kilise aynı mezarlık içinde inşa edilmiştir. Kilise, 1722 yılında dönemin metropoliti Bedros Vartabed tarafından büyük bir restorasyona tabi tutulmuştur. Kilise, 1881 yılında çıkan bir yangında büyük ölçüde zarar görmüştür. Yangının ardından, Ermeni cemaatinin padişahtan kilisenin tamiri için izin istemesi üzerine, şeyhülislam “sulh yoluyla fetholunan bir beldede bulunan eski bir kilise yanmışsa, o beldenin zimmîlerinin kiliseyi eski haliyle tamir etmeleri dinen uygundur” şeklinde fetva vermiştir. Bu fetva doğrultusunda, 1883 yılında kilise yeniden inşa edilmiştir ve ibadete açılmıştır.
Ulu Camii
Diyarbakır Ulu Cami, milattan sonra 639 yılında Araplar tarafından Diyarbakır'ın merkezindeki en büyük Hristiyan mabedi olan Martoma Kilisesi'nin camiye dönüştürülmesiyle inşa edilmiştir. Cami, 1091 yılında Büyük Selçuklu Hükümdarı Melikşah'ın emriyle kapsamlı bir onarımdan geçmiştir ve çeşitli dönemlerde birçok kez onarım ve eklemeler yapılmıştır. 1115 yılında meydana gelen bir yangın ve deprem sonucu caminin kemerleri, sütunları ve süslü taşları büyük ölçüde yıkılmıştır; bu taşların bazıları daha sonra çevreye dağılmıştır. Erken İslam döneminin ünlü Şam Emeviye Cami ile benzerlik gösterdiği düşünülen Diyarbakır Ulu Cami, İslam dünyasında beşinci Harem-i Şerif olarak kabul edilmektedir. Ayrıca, caminin içinde, sibernetiğin öncüsü olarak bilinen ünlü bilim insanı El Cezeri'nin yaptığı güneş saati de bulunmaktadır.