Tarım ve Orman Bakanlığı'nın yayınladığı taklit veya tağşiş ürünler listesini periyodik olarak güncelliyor. Her geçen gün listeye yeni işletmeler ekleniyor. Restoran veya lokantalarda en çok et ürünleri listeye giriyor. Vatandaşlar da restoran veya lokantalarda et veya etli ürünlere karşı daha tedbirli davranıyor. Özellikle kıymalı ürünlere olan talep azaldı. İnsanlar genellikle çorba ya da sebze yemekleri tercih ediyor. Son zamanlarda yaşanılan bu tür olaylardan dolayı insanların et ve etli ürünleri çok talep etmediğini belirten İzmir’in ünlü restoranlarından Adil Mtftüoğlu’nun işletmecisi Alpay Okyay, “İnsanlar özellikle kıymalı ürünlere karşı biraz soğuk bakıyorlar. Köfte, döner, kıymalı pide. Kıymalı gelen ürünlere karşı biraz soğuk bakıyorlar. Bakliyat, çorba, sebzeli yemeklere ilgi oldukça arttı. Maalesef tek tırnaklı olarak bilinen yasaklı etlerin kullanılması insanlar da endişeye, korkuya neden oldu” diye konuştu. Müşterilerin haberlerin de etkisiyle şu an tüketim alışkanlıklarını değiştirip et, kıyma, döner gibi ürünlerden uzak kaldığını vurgulayan Okyay, denetimlerin artmasıyla bu tür karışımların da ortadan kalkacağına inandığını belirtti.
‘Denetleme yetersiz’
Maliyetlerini düşürmek veya daha fazla kar elde etmek isteyen merdiven altı işletmelerin domuz eti, at eti, eşek eti kullanımına rağbet ettiğini açıklayan Alpay Okyay, “Devletimiz çıkardığı mevzuatla tavuk etiyle kırmızı etin bile karıştırılmasını yasakladı. Bu insan sağlığı, halkın sağlığı açısından devletimizin çıkardığı çok doğru bir karar. Ama bu işler hep sürdü. Fakat bunun denetim mekanizması yıllar içerisinde daha zayıf hale geldi. Eskiden bu denetimler belediyelere aitti, belediyelerin laboratuvarları vardı. Fakat bu denetimler belediyelerden alındı. Tarım il müdürlüklerine verildi. Tarım müdürlüklerine hem mevzuat, hem personel hem de zamandan dolayı çok sık denetleme yapamaz hale geldi. Benim düşüncem hem tarım il müdürlüğü hem de belediyeler birlikte denetim yapsın. Bu şekilde çok daha caydırıcı olur” ifadelerini kullandı.
‘Asgarisi de olmalı’
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nda fiyat tarifelerinde fiyatların belirlendiğini aktaran Okyay, “Ehil insanlar tarafından belirlenecek askeri fiyat tarifeleri uygulanmalı. Örneğin, 100 gram döner bugün maksimum 400 TL’ye satılır diye bir rakam ortaya atıyorlar ama bunun asgari fiyatı da yazılmalı. Yani 100 gram döner 150 TL’den aşağı, 400 TL’den yukarı satılamaz gibi bir uygulama olmalı. Eğer asgari fiyatın da altında satılıyorsa burada hileli bir ürün olma ihtimali var. Bu sorunların kökten çözümü için denetlemenin yanı sıra fiyat tarifesinde belirttiğimiz asgari ücretin de yazılması ve kamu spotlarıyla sosyal medyada, yazılı ve görsel medyada bilinçlendirici çalışmalar yapılması gerek” sözlerine yer verdi.
‘Vicdan yoksa olmaz’
Bu durumların bir süre sonra geçeceğini vurgulayan işletmeci Alpay Okyay, “Denetlemelerin daha sıkı yapılması gerekiyor. Her şeyden önce bu insan vicdanına aykırı bir durum. Ben 70 yıllık bilgimi lokantasının üçüncü kuşağıyım. Hizmet aldığımız miras, çocuğuma yedirmeyeceğim yemeği müşterime vermem. Yani biz bu zihniyetle gidiyoruz. Özellikle insanların burada ne kadar denetlense de insanın içinde vicdan yoksa bunu başaramazsınız zaten. Bir yere kadar başarabilirsiniz” dedi.