Dünyaca ünlü Norveçli yazar Knut Hamsun'un 1890 yılında yayımlanan romanı Açlık, 1920 Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanmasını sağlayarak yazarın en tanınmış eseri haline gelmiştir. Eser, derin psikolojik unsurlarıyla öne çıkan ve günümüzde hala psikolojik roman türünün başarılı örneklerinden biri olarak kabul edilmektedir. Danimarka'nın kült filmlerinden biri olan 1966 yapımı Sult (Açlık) filmi, kitabın son derece başarılı bir uyarlaması olarak bilinmektedir. Bu roman, ölmek pahasına olsa bile alın teri dökmediği parayı asla kabul etmeyen bir genç adamın hikayesini anlatmaktadır. Eser, yirmiden fazla dile çevrilmiş olup, yazar Knut Hamsun'un hayatından izler taşımaktadır. Dolayısıyla otobiyografik öğeler içermektedir.

Yeni Haber Basligi Ea9Fd977

Açlık Kitabı Konusu Nedir?

Açlık kitabı, romanın kendine özgü sürükleyici anlatımıyla okuyucuyu olayların içine çeken bir eserdir. Adından da anlaşılacağı gibi açlık ve umutsuzluk temaları üzerinde yoğunlaşır. Yazar, kurgusal ve felsefi bir yaklaşımla gençlik yıllarındaki zorlukları okuyucuya aktarır ve yazar olma çabasının sefaletini de dokunaklı bir şekilde betimler. Bu nedenle dünya edebiyatının popüler eserleri arasında yer alır ve okumak isteyenlere sıkça önerilir. Roman, Nobel ödüllü yazar Knut Hamsun tarafından yazılmıştır. Ana karakter Andreas, Kristiania'nın sokaklarında hayat mücadelesi vermektedir. Yazarlık hayali olan Andreas, ara sıra yazdığı metinlerden gelir elde etmektedir. Bu gelirlerle bazen pansiyonda, bazen de zorlu şartlar altında hayatını sürdürmektedir. Andreas'ın yaşam mücadelesi, okuyucuya derin felsefi bir dille aktarılmıştır.

Açlık Kitabı Kısa Özeti

Kitabın başkahramanı Andreas, genç bir yazar adayıdır ve maddi sıkıntılar nedeniyle sokaklarda yaşamaktadır. Yazdığı yazıları çeşitli gazete ve dergilere satarak para kazanmaya çalışsa da hiçbiri yayımlanmaz. Bu durum yüzünden para kazanamaz ve zaman zaman açlıkla mücadele eder. Paraya ihtiyacı olduğunda bir gazeteden yazısı karşılığında ödeme alır ve bu sayede bir süre daha açlığını giderir. Yazılarını yazmak için genellikle parklardan ve bahçelerden faydalanır, burada tanıştığı ilginç insanların hikayelerini dinler ve bunları kaleme alır. Ancak yazıları bir türlü yayımlanmaz ve bu durum onu giderek daha zor bir konuma sokar. Andreas, zamanla pansiyonda kaldığı yerden de atılır ve açlık artık dayanılmaz bir hal alır. Gururlu biri olduğu için kimseye borç para istemez, ancak sonunda eski bir arkadaşından yardım alır. Bu yardım sayesinde bir süre idare eder ve yazmaya devam eder. Ancak parası tekrar biter ve açlık onu iyice zor duruma düşürür. İş bulma çabaları sonuçsuz kalır, dilencilik bile çözüm olmaz ve nihayetinde umutsuz bir halde limanda gönüllü askeri birliğe katılarak İngiltere'ye gitmeye karar verir. Yazarlık hayallerini ve umutlarını geride bırakarak gitmesine rağmen, sonrasında Andreas'tan hiçbir haber alınamaz. Andreas'ın hikayesi, yaşadığı zorluklar, umutsuzluk ve hayal kırıklıklarıyla dolu bir mücadeleyi okuyucuya aktarır.

Kaynak: haber merkezi