İzmir’de yaşayan lise öğrencisi Mert Özkardeş, 2020 yılında yaşadığı 6.6 büyüklüğündeki depremin ardından geliştirdiği proje ile uluslararası arenada dikkat çekti. Henüz 16 yaşında olan Mert, deprem riski ve yönetimi üzerine hazırladığı uygulama sayesinde "Dünyanın en parlak 100 öğrencisi" arasına girerek önemli bir başarı elde etti.

Google’ın eski CEO’su Eric Schmidt’in kurduğu Schmidt Futures ile Oxford Üniversitesi bünyesindeki Rhodes Vakfı tarafından desteklenen '100 Rise Global' programına katılan Mert, Türkiye’den listeye giren gençlerden biri oldu. İzmir Bahçeşehir Koleji Fen ve Teknoloji Lisesi’nde eğitim gören Mert, deprem güvenliği ve yapısal risk analizini yapay zeka ve akıllı telefonlar üzerinden çözmeyi amaçlayan projesi ile dünya çapında ilgi topladı.

Deprem deneyimi onu harekete geçirdi

Deprem sonrası yaşadıklarını unutamadığını ve bu travmanın kendisini harekete geçirdiğini belirten Mert, şöyle konuştu:

"Depremin ardından aylar geçmesine rağmen bilinçaltımda hala sarsıntınlar hissetmeye devam ediyordum. O yıl, 'Keşke deprem olunca bize haber veren bir sistem olsa' diye düşünerek bu fikri geliştirmeye başladım. Ancak liseye giriş sınavına hazırlık sürecinde olduğum için bu fikre tam anlamıyla odaklanamamıştım. Notlarımın arasına bir kenara koyduğum bu projenin yeniden doğmasına yine bir deprem vesile oldu. 2023 yılında tüm ülkeyi yasa boğan Kahramanmaraş depremi, çoğu insanın olduğu gibi benim de hayatımı değiştirdi. Deprem bölgesine yardım kolisi paketlerken bir yandan da Hatay'da yaşayan jeoloji mühendisi amcamdan depremin sonrasında yaşananları soruyordum. Amcam bana, 'İnsanlar ölüyor, hiçbir şey yapamıyorum' dediğinde derin bir çaresizlik hissetim. Uyuyamıyor, yemek yiyemiyordum. O an, deprem güvenliği adına bir şeyler yapmam gerektiğini daha da iyi anladım ve projemi tamamlamaya karar verdim"

Akıllı telefon ve yapay zeka ile çözüm

Mert, projesinin amacını ve nasıl çalıştığını şu sözlerle anlattı:

"Deprem güvenliği adına bir şey yapmam gerekiyordu ve gerekli araştırmaları yaptıktan sonra kararlı bir şekilde projeme başladım. Sistemin sadece uyarı vermekle kalmayıp, binaların sarsıntı verilerini analiz ederek kolon testi olmadan yapısal risk saptayabileceğini fark ettim. Her eve bir ivmeölçer yerleştirmek gerekliydi, ancak maliyeti yüksek olacaktı. Aklıma telefonlar geldi. Neredeyse herkesin cebinde bir akıllı telefon var. Bu sistemi akıllı telefonlarla uyguladığımızda hem maliyet açısından hem de ulaşabilirlik sorunu ortadan kalkmış olacak. Deprem güvenliği sadece binalarla sınırlı değil, odaların düzeni de hayati önem taşıyor. Buna en büyük örnekte Gölcük depremindeki yaralanmaların birçoğunun kötü oda düzenlerinden kaynaklanması, bu yüzden projeme odaları otomatik olarak düzenleyen bir sistemi de ekledim. Oda düzenlerinin kullanıcıların estetik zevklerine hitap etmesi için bir yapay zeka modeli eğittim."

Mert, projede kendisine destek olan öğretmenlerine ve ailesine teşekkür ederken, Mustafa Kemal Atatürk’ün "Üretmeyen bir millet yok olmaya mahkumdur." sözünü hatırlatarak hayatı boyunca topluma fayda sağlayacak projeler üretmeye devam edeceğini vurguladı.

Kaynak: DHA