Titanik’in batışıyla aynı yıl doğan ve şu anda dünyanın en yaşlı erkeği olan John Alfred Tinniswood, 112. doğum gününü kutladı. 26 Ağustos 1912'de dünyaya gelen Tinniswood, İngiltere'nin batısındaki Southport sahil kasabasında bir bakım evinde ailesi ve dostlarıyla bu özel günü kutladı.
Guinness Dünya Rekorları (GWR) tarafından Nisan ayında dünyanın en yaşlı erkeği olarak ilan edilen Tinniswood, doğum günü öncesinde yaptığı açıklamada, 112 yaşına basmanın kendisi için pek bir fark yaratmadığını belirterek, "Bu yaşa ulaşmamın sebebi muhtemelen bu. Yaşımdan dolayı heyecanlanmıyorum, her şeyi olduğu gibi kabul ediyorum," dedi.
"Özel bir sırrım olduğunu sanmıyorum"
Dört torun sahibi bir baba, üç torun sahibi bir büyükbaba olan Tinniswood, aynı zamanda GWR’ye göre dünyanın hayatta kalan en yaşlı II. Dünya Savaşı gazisi. Sağlıklı kalmanın sırrını "ölçülü olmak" olarak tanımlayan Tinniswood, hala birçok günlük işi - yataktan kalkmak ve mali işlerini yönetmek gibi - yardımsız yapabildiğini söylüyor. "Özel bir sırrım olduğunu sanmıyorum. Gençliğimde oldukça aktif biriydim; çok yürürdüm. Ama bana göre, ben başkalarından farklı değilim. Hiçbir farkım yok," diye ekledi.
Dünyanın 116 yaşındaki en yaşlı kadını ve en yaşlı insanı olan Japonya'dan Tomiko Itooka'dan dört yaş küçük olan Tinniswood, bu unvanı geçtiğimiz hafta 117 yaşındaki ABD doğumlu Maria Branyas Morera'nın ölümünden sonra kazandı.
Ayrıca, Japonya'nın 116 yıl yaşamış olan Jiroemon Kimura'sının rekorunu kırarak "en yaşlı adam" unvanını almak için dört yılı daha var. Tüm zamanların en yaşlı insanı unvanı ise Fransa'dan Jeanne Calment'a ait; Calment 1875 ile 1997 yılları arasında 122 yıl yaşamıştı.
Tinniswood, 112 yıl sonra dünyanın nasıl olacağını düşündüğü sorulduğunda, "Aman tanrım. Daha fazla dürüstlük görmek istiyorum. Çeşitli ülkeler arasında daha dürüstlük. Kendi ülkemiz dahil, zaman zaman hepsi bir gösteri yapıyor," şeklinde yanıt verdi.
Tinniswood, sağlık ve uzun yaşamın sırrını mütevazı bir yaşam tarzında bulduğunu ve bunu hayatının her aşamasında korumaya çalıştığını ifade ederek, gençlere de aynı şekilde ölçülü bir hayat sürmelerini tavsiye etti.
Titanik Faciasında Neler Yaşandı?
Titanik’in İnşası ve İlk Seferi RMS Titanic, White Star Line adlı İngiliz denizcilik şirketi tarafından yaptırılan ve dönemin en büyük, en lüks yolcu gemisi olarak bilinen bir gemiydi. 269 metre uzunluğunda ve 53 metre yüksekliğindeki bu devasa gemi, teknolojik olarak oldukça gelişmiş ve "batmaz" olarak nitelendirilmişti. Geminin inşası 1909'da başlamış ve 1912'de tamamlanmıştır. Titanik, 10 Nisan 1912'de Southampton, İngiltere'den yola çıkarak New York'a doğru ilk seferine başladı.
Yolculuk ve Kaza Titanik, toplamda yaklaşık 2.224 yolcu ve mürettebatla Atlantik Okyanusu'nu geçmeye çalışıyordu. Ancak, 14 Nisan 1912 gecesi, gemi Newfoundland'ın güneydoğusunda bir buzdağına çarptı. Çarpmanın sonucunda geminin sancak (sağ) tarafında bir dizi delik açıldı. Titanik'in bölmelere ayrılmış yapısı teorik olarak gemiyi suyun üzerinde tutacak şekilde tasarlanmıştı; ancak, su yalıtım bölmeleri tasarlandığı gibi çalışmadı ve geminin beş bölmesi birden su almaya başladı.
Neden Battı? Titanik’in batmasının birkaç ana nedeni bulunmaktadır:
-
Buzdağına Çarpma: Titanik'in batmasına sebep olan en belirgin neden, geminin bir buzdağına çarpmasıdır. Çarpmanın şiddeti, geminin su geçirmez bölmelerini etkili kılacak şekilde hasar verdi. Geminin tasarımı, dört bölmeye kadar su sızmasını önleyebilecek şekildeydi; ancak çarpma sonrası beş bölme su almaya başladı.
-
Yüksek Hız: Titanik, Atlantik’i hızla geçmek ve bir hız rekoru kırmak amacıyla tam hızda ilerliyordu. Gemi kaptanı Edward Smith ve mürettebatı, buzdağı uyarılarına rağmen hızlarını azaltmadı. Bu, çarpışma riskini artırdı.
-
Yetersiz Kurtarma Botları: Titanik, yolcu kapasitesine uygun sayıda kurtarma botuna sahip değildi. Gemide toplam 20 kurtarma botu bulunuyordu, bu da toplam yolcu sayısının sadece yarısına yetecek kadar insanı kurtarabilecek kapasitedeydi. Bu nedenle, birçok yolcu ve mürettebat üyesi hayatını kaybetti.
-
İletişim Eksiklikleri: Titanik, kazadan önce birkaç kez buzdağı uyarısı almıştı. Ancak, bu uyarılar yeterince ciddiye alınmadı veya doğru şekilde iletilmedi. Ayrıca, çarpışma sonrasında da yardım sinyalleri yeterince etkili bir şekilde iletilemedi.
Titanik, çarpışmadan yaklaşık 2 saat 40 dakika sonra, 15 Nisan 1912 tarihinde saat 02:20 civarında tamamen battı. Bu felakette yaklaşık 1.500 kişi hayatını kaybetti, bu da onu tarihteki en ölümcül deniz felaketlerinden biri haline getirdi. Kurtulanlar, yakınlarda bulunan RMS Carpathia adlı gemi tarafından kurtarıldı ve New York’a götürüldü.
Titanik faciası, denizcilik güvenliği için bir dönüm noktası oldu. Bu trajik olay sonrasında denizcilik kurallarında önemli değişiklikler yapıldı. Örneğin, tüm gemilerin yeterli sayıda kurtarma botu taşıması zorunlu hale getirildi ve Uluslararası Buz Devriyesi gibi önlemler devreye sokuldu.
Titanik’in Mirası Titanik, günümüzde hala popüler kültürün bir parçası olarak anılmakta ve trajik hikayesi filmler, kitaplar ve belgesellerde sıkça yer bulmaktadır. Bu facia, insanlığın doğaya karşı kırılganlığını ve teknolojinin her zaman yeterli olamayacağını gösteren önemli bir ders olarak hafızalarda yer etmektedir.