Müziğe olan tutkusunu çocuk yaşta keşfeden Prof. Edward Aris, müzikal yeteneğini ailesinden miras aldı. Müzik enstrümanlarıyla ilk tanışıklığını henüz çocukken sağlayan Aris, eğitim hayatını İstanbul'un köklü okullarından Saint-Benoit'da sürdürdü. Bu prestijli eğitim süreci, onun müzik kariyerine sağlam bir temel oluşturdu.
1975 yılında, Paris Konservatuvarı ve Akademisi'nde aldığı eğitimi başarıyla tamamlayan Aris, müzik dünyasında saygın bir yer edinmesini sağlayan "profesörlük" unvanını kazandı. Bu unvan, yalnızca Fransa'da değil, tüm dünyada geçerliliği olan bir akademik başarı olarak dikkat çekiyor. Onu tanıyanlar, müzik tutkusunun ve yeteneğinin sınır tanımadığını söylerken, 1976 yılında yakın çevresi tarafından "Körük Canbazı" lakabı ile anılmaya başlandı. Bu lakap, Aris'in müziğe olan benzersiz yaklaşımını ve ustalığını simgeliyor.
Prof. Aris, müzik dünyasında sadece yetenekleriyle değil, aynı zamanda sahip olduğu geniş enstrüman koleksiyonuyla da tanınır. Koleksiyonunda 90'dan fazla körüklü müzik aleti bulunan Aris, bu enstrümanlara olan tutkusunu her fırsatta dile getiriyor. Kendi ifadesiyle, her bir enstrüman onun için ayrı bir anlam taşıyor ve her biriyle müziğin farklı bir yüzünü keşfetmekten büyük keyif alıyor. Bu zengin koleksiyon, onun müziğe olan derin bağlılığının ve adanmışlığının bir yansıması olarak öne çıkıyor.
Prof. Edward Aris, müziğin ve enstrümanların büyülü dünyasında kendi adını altın harflerle yazdırmış bir sanatçı olarak, sanatseverler ve müzik tutkunları için ilham kaynağı olmaya devam ediyor.