Güncel

Ekrem İmamoğlu'ndan 'dava' açıklaması: 'Haklılığımızın belgesi'

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Esenyurt'ta kritik açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendisine ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e açtığı davaya yönelik, "Bu dava, haklılığımızın belgesi olarak tarihe geçecektir." ifadelerini kullandı

Abone Ol

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Esenyurt'ta gerçekleştirdiği basın toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. Burada, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendisi ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e açtığı tazminat davasıyla ilgili görüşlerini dile getirdi.

"TARİHE GEÇECEK"

İmamoğlu, “Cumhuriyetin temel ilkelerini hiçe sayarak, milletimizi ve devletimizi uluslararası alanda kötü bir duruma düşürenler, tam da bu noktada gereken yanıtı almak zorundadır. Benim konuşmam da bu eksende gelişti. Sayın Cumhurbaşkanı, bu yüzden tazminat davası açtı. Bu dava, haklılığımızın belgesi olarak tarihe geçecektir” dedi.

NE OLMUŞTU?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve İBB Başkanı İmamoğlu’na, Esenyurt'taki mitinglerinde yaptıkları konuşmalar nedeniyle her birine 1 milyon liralık tazminat davası açmıştı. Ayrıca, Özgür Özel hakkında 'Cumhurbaşkanına alenen hakaret' suçlamasıyla suç duyurusunda bulunmuştu.

İmamoğlu'nun açıklamalarından öne çıkan başlıklar ise şöyle:

"Nereye gitsem ekonomiden sağlığa, adaletten eğitime her alanda bir çöküş tablosuyla karşı karşıyayız. Herkes sorunlarını ifade ederken, sorunlarının sebebini de çok iyi biliyor. Kimin, hangi uygulamaların ülkemizi böylesi bir sürece taşıdığını çok net ifade ediyorlar. CHP'liler olarak bize sorumluluğumuzu hatırlatıyorlar.

Her gün biraz daha ağır bir bunalıma sürüklenen 86 milyondan bahsediyorum Halkımız bir kez daha topluma ilham olan, kurucu irade gibi bir irade göstermemizi, tekrar ayağa kalkarak itibarlı bir devlet, her bireyini eşit bir birey olarak seven, kucaklayan, kucaklanan bir ortamın varlığını, sürecin hayata geçirilmesini bekliyorlar.

Nereye gitsem, avaz avaz millet bizi çağırıyor ve bizden bu söylediğim sorumluluğumuzu taşımamızı bekliyor. Adaletsizliklerle kuşatılsa da yerel seçimde bu iktidara karşı durma bilincini gösteren, bizi birinci parti yapan milletimizin bizi çağırdığını hissetmenizi istiyorum. Bu kahredici tabloyu değiştirebilecek tek güç olarak CHP'yi görüyorlar.

Kurulduğu günden beri Türkiye'de medeniyetin kalkınmanın ve çağdaşlığın timsali olmuş CHP'liler... Halkımızın içine sürüklendiği ekonomik bunalımdan, adalet krizinden, demokrasi krizinden bizden başka çıkarak, bilinci en yüksek seviyede taşıyacak başka ortam yok.

Son günlerde yaşananlar bir kez daha gösterdi ki karşımızda elindeki gücü asla bırakmak istemeyen, her şeyi yapmaya hazır olan bir iktidar anlayışı var. Yönettiği makamı kendisine dair, sanki bir mülk edinmişlik psikolojisi içerisinde hareket eden bir iktidarla karşı karşıyayız.

Yönettikleri alanın tapu sahibi, mülk sahibi davranan bir anlayışla karşı karşıyayız. Bu gücü bırakmak istemeyen iktidarın, Türkiye’nin içinde bulunduğu karanlık günlerin sebebi olduğunu hatırlatalım. Dolayısıyla şunun farkına varalım, bugün yapılan hamleler, çırpınışlar, utan. Duyduğumuz davranış biçimlerinin arkasında yatan gerçek, iktidarın aynı zamanda en güçsüz anında olduğu gerçeğidir.

ERDOĞAN'IN AÇTIĞI DAVAYA İLİŞKİN

Tam da bu nedenle iktidarlarının devamını her geçen gün başka başka kumpaslar kurarak, sağlamaya gayret ediyorlar. Yeni bir yargı tacizini de taze taze bize yaşattılar. Esenyurt Meydanı’ndaki haklı sözlerimiz, ifadelerimiz ve hatırlatmalarımıza sayın Cumhurbaşkanı kızmış. Hemen avukatına talimat vermiş bana ve Sayın Genel Başkanımıza 1’er milyon liralık tazminat davası açmış.

65 yaşına gelmiş, 40 yılını yaklaşık Türkiye'Nin bilim dünyasına ayırmış, Esenyurt Belediye Başkanımız Ahmet Özer'in kişilik haklarını ayaklar altına alırlarken, bizim onlara sorduğumuz gerçek ve kanıtlı sorularımızı kişilik haklarını saldırı olarak görmüşler. Neymiş kamuoyu önünde küçük düşmüş. Bizim ne kişilerle ne de kişilikleriyle meselemiz olmaz. Ta ki kişilikleri memlekete zarar verir hale gelene kadar.

Bizi, cumhuriyetin var oluş sebeplerini yerle bir ederek, milletimizi ülkemizi devletimizi dünyaya sefil ve rezil ederlerken, bunları yaptıkları an tam da bu noktada gereken sözü söylemeyi, gereken soruyu sormayı asla geride bırakmayız. Açıkçası benim konuşmam tam da bu eksendeydi. Hatta tamamen sorular sorduğum bir konuşma metniydi, isteyen bakabilir. İnsanı aydınlatan yanıt değil sorudur. Soruları sorduk, Sayın Cumhurbaşkanı alındı karşılığı tazminat davası oldu. Bir kez daha aydınlanmış olduk. Bu dava bizlerin haklılığının vesikası olarak tarihe geçmiştir."