Enerji ve anlayış arasında bir bağlantı olduğunu biliyor muydunuz? Enerji azalırsa anlayışsızlık çoğalır ve de tam tersi mümkündür. Aslında “anlayış” denilen kavram dönüşmüş enerjidir.
Genelde insanlar enerjilerini geçici nesnelere harcayarak çarçur eder ve enerjisi tükenir, sonunda anlayış yoksunu olur.
Kendimizi gözlemlediğimizde bunu kolayca anlayabiliriz. Bitkin, yorgun, bıkkın olduğumuz zaman anlayışlı olamayız.
Anlayış ve enerji aynı şeyin iki farklı yüzüdür. Enerji serbest kalırsa anlayışa dönüşür. Oysaki enerji tıkandığında bilgisizlik, farkındasızlık, anlayışsızlık meydana gelir.
Bir insan enerjisini dışarıya veya içeriye yönlendirebilir. Enerji dışardaki nesnelere yönlendirilirse anlayışsızlığa dönüşür. Ama enerji içeriye, kendi özüne, yani özneye yönlendirilirse anlayışa dönüşür. Enerji ebedi öz merkeze yönlendirildiğinde kişi öze merkezlenir ve mutlak anlayış ortaya çıkar.
İnsan enerjisini para, seks, iktidar, şöhret vb. gibi dış nesnelere yönlendirdiğinde nesnel kazanç artabilir ama anlayış kazancı düşer. Dış dünyada zenginleşen insan, iç dünyada fakirleşir ve anlayış fakiri olur. Aynen bunun gibi enerjisini iktidar için harcayan insan bir gün dış dünyada “kral” olabilir ama iç dünyasında bir “dilenci” olur.
Örneğin sevgi öznel, cinsellik ise nesneldir. Birey karşı cinsi bir nesneymiş gibi görerek, onu cinsel ihtiyacını karşılamak için kullandığı zaman enerji anlayışa dönüşmez. Bu olduğunda kişi bir süre geçtikten sonra partnerine ilgisini kaybeder. Çünkü nesneyi keşfedip kullandıktan sonra geriye anlayışsızlık kalır. Sonra kişi başka bir eş aramaya başlar ve aynı şeyleri tekrarlar. Bu durum devam ederse anlayışsızlık artmaya ve birikmeye başlar. Sonunda yaşadığı ilişkinin süresi kısalmaya başlar ve bir gecelik seks ilişkisine dönüşür.
Özne nesneye indirgenince, istismar edilince, mala dönüştürülünce karşı cins ne kadar güzel veya yakışıklı da olsa kişi bir gün ondan bıkar. Çünkü enerji anlayışa dönüşmez ve cehalet artar.
Hâlbuki sevgi söz konusu olduğunda birey karşı cinsi nesneye indirgemez. Birey gerçekten sevdiğinde karşı taraftan bir şey almak istemez ve istismar etmez. Bu yüzden cinsellik insanı tüketir, sevgi ise zenginleştirir. Seven birey enerjiyle doludur, enerjisi anlayışa dönüşür ve herkesle bunu paylaşmak ister. Sevgi ve anlayış sayesinde birey öz merkezinde kalır, özüne merkezlenir. Sevgililer anlayışla dolu olarak gerçek kendileri olmak için birbirlerine destek olurlar. Gerçek sevgi anlayış sayesinde kötüye kullanılamaz. Anlayış yükselince kişi ebedi özünü anlar ve bu anlayış metafizikseldir. Çünkü anlayış enerjisinin niteliksel olarak değişimi, anlayışta niceliksel bir değişime neden olur ve anlayış üst boyutlara geçer. Bir insan enerjisini doğru kullanırsa anlayışı sürekli gelişir ve artar, anlayışla dolup taşar. Anlayış enerjisi en önemli enerjidir. Anlayış olmazsa birey hiçbir şey anlamaz ve hayatta kalamaz.
Enerji nesneye yönelmediği zaman bağlanmaz ve serbest kalır. Böylece enerji anlayışa dönüşür, birikir sonunda yükselir. Fizik düzeyde gerçekleşen bu dönüşüm, metafizik düzeye yansır. Dünya Değişim Akademisi’nde sunulan “Anlayış Sanatı” Değişim Programı sayesinde bunu başarabiliriz. Kendini değiştir dünyan değişsin, dünyanı değiştir dünya değişsin!