Dervişin biri dereye düşen akrebi kurtarmaya çalışıyormuş. “Aman!” demişler “Zehirli…”
Derviş dinlememiş elini uzatmış eline aldığı akrep, dervişi sokup havada takla atarak tekrar suya düşmüş. Derviş erinmemiş tekrar akrebi kurtarmak için elini uzatmış. Onu, olduğu yerden çıkarıp almış. Çevresindekiler; “O seni soktu ama sen hala onu kurtarmaya çalıştın” deyince derviş dönüp sızlayan elinin acısı ile insanlara;
“Çünkü onun fıtratı sokmak, benim fıtratım kurtarmak” demiş.
Şimdilerde kişilik, şahsiyet olarak kullandığımız kelimenin en eski ve en güzel söyleniş biçimlerinden biridir “fıtrat” kelimesi. Yaradılış, karakter, kişilik anlamına gelir.
Çok sevdiğim kelimelerden biridir. Neden mi?
Çünkü fıtrat kelimesi: oruç açma, iftar etme, çözme, serbest kılma anlamlarını içerir.
Hani biz Ramazan ayında oruç tutup iftar açıyoruz ya. Tüm gün ağzımız dilimiz bağlı olup sonra ağzımız dilimiz açılıyor ya, hah işte tanıdığınızı zannettiğiniz insanların da eninde sonunda ağzı dili açılıyor. Fıtratları ortaya çıkıyor. İşte tam da bundan, bu kadar güzel bir kelimedir fıtrat. İnsanları yaradılıştaki mayasını görmek için, onları tanımak için zaman gerekir. Bırakın oruç açsınlar bırakın iftar yapsınlar. Yapsınlar ki, fıtratlarını görelim. Onun içindir ki; yeni tanıdığınız insanlara “aman bu kadar iyi biri, aman bu kadar delikanlı, aman şahsiyet sahibi” demeyin. İnsanlar yalan söyler ama “Fıtrat yalan söylemez”
Şeytan bile Allah’a İsyan etmişken herkes iyi olacak değil ya! Elbette kötüler, karaktersizlik yapanlar elbette yalancılar olacaktır.
Muhyiddin İbn Arabi ise “fıtrat” sözcüğüne "bir şey üzerine yaratılmak" mânâsı vermektedir. Bu yaradılış iyilik de olabilir kötülük te…
Boşuna dememiş eskiler; Fıtratı bozuk insan!
Anadolu mitolojine göre “fıtrat” bir canavardır. Yeryüzünün derinliklerinde yaşayan kötülükten beslenen kötü ruh, iblis anlamındadır. Çünkü fıtratı bozuk insanın içinden öyle kötülükler çıkar ki, şaşarsın! Karanlık yüzünü tanıdığında korkarsın!
İstikametiniz selametiniz olur, bu insanlardan uzaklaşınca.
Bazı insanlar aynı yolu yürürken sokar sırtından. Hem kendini yakar, hem seni. Boşuna uğraşmayın! Yaradılışında mayası bozuk olan insanları düzeltemezsiniz. İnsanların birincil ve ikincil karakterleri vardır. İkincil karakterleri sahte olmakla beraber bizler ilk olarak ikincil karakter ile tanışırız. Asli olan ise birincil karakterdir yani fıtrat. Eğer kişinin fıtratı bozuksa birincil karakterini tanıdığımızda şok geçiririz. “Bu benim tanıdığım insan değil, sen değiştin dediğimiz” insanlar fıtratlarına yani özlerine dönmüş olan insanlardır. Onları eleştirmeyin, yargılamayın ama ha, sakın kendinizi de üzmeyin. Zira onların fıtratı sokmak, sizin fıtratınız kurtarmak.