Asırlık gramofon ve taş plak ile tarihe ışık tutuyor

Genç yaşlardan beri antikalara ilgisi olduğunu söyleyen Hitay, "Yaptığım işten büyük mutluluk duyuyorum ve bu süreçte değerli dostluklar kuruyorum. Tarihi eserleri bulup korumak benim için bir tutku" ifadelerini kullandı.

Bülent Hitay, antikacılığa olan ilgisini ailesinden kalan eski eşyalarla keşfettiğini belirtiyor. Gençliğinde biriktirmeye başladığı eserler sayesinde, 20’li yaşlarında özel sektörde çalışırken bile bu alanda bir koleksiyon oluşturmuş.

Hitay, 50 yıllık tecrübesiyle dükkânında sergilediği antikaların tarihî ve kültürel değerine vurgu yaparak, "Amacım kazanç elde etmekten ziyade, bu işin verdiği keyif ve kurduğum dostluklar. Antikaları bulmak ve toplamak beni motive ediyor" dedi. Osmanlı dönemine ait eserlerin çoğunun alıcı bulduğunu belirten Hitay, şu anda da dükkânında birçok değerli antika olduğunu ekledi.

Dükkânında Thomas Edison'un 1877'de Amerika'da ürettiği ilk müzik aleti olan gramofonun bulunduğunu belirten Hitay, Osmanlı dönemine ait nadir taş plakların da yer aldığını ifade etti. İngiltere ve Fransa'da Grafson Plak gibi firmalara yaptırılmış taş plakların yanı sıra, 1920'li yıllara ait Cemal Reşit Rey'in orijinal taş plaklarını da sergiliyor.

Hitay, "Bu antikaları gerek Türkiye’den gerekse yurtdışından, antika işiyle uğraşan tanıdıklarım ve aracılar sayesinde topluyorum" diye konuştu.

Alsancak’ta bir İngiliz balık tutma kulübüne ait 120 yıllık bir tabloyu tanıdıkları aracılığıyla getirdiğini belirten Hitay, dükkânında sergilediği her eserin ayrı bir hikâyesi olduğunu söyledi.

Müzayedelerden ve mezatlardan da eserler edinen Hitay, bazen varlıklı ailelerin vefatlarının ardından değerli eşyaları satın alarak koleksiyonunu genişletiyor.

Genç nesillerin antikalara pek ilgi göstermediğini belirten Hitay, "Ancak meraklı olan birkaç genç dükkânı ziyaret edip bilgi alıyor ve araştırma yapıyor" dedi.

Bülent Hitay’ın dükkânı, antikaya ilgi duyanların uğrak noktası haline gelmiş durumda. Nostaljik atmosferi ve tarihî eserleriyle zamanın ruhunu yansıtan bu küçük dükkân, tarih meraklıları için Alsancak’ta adeta bir müze havası taşıyor.