Hayat

İstanbul'un hikayelerle dolu efsanevi mekânı: Pera Palace ve gizemli dünyası...

İstanbul'un kalbinde, tarih ve gizem bir araya gelir Pera Palace'da. Bu muhteşem yapı, sadece bir otel değil, aynı zamanda şehrin ruhunu yansıtan bir hazine dolusu efsanenin merkezi. Her odası, her köşesi, bir zamanlar buraya adım atan ünlülerin, casusların, yazarların ve maceraperestlerin hikayelerini barındırır. Pera Palace'un girişinde hissedilen o gizemli atmosfer, sizi zamanda yolculuğa çıkarır...

Abone Ol

Pera Palace Hotel'in efsanevi hikayesi, aslında bir tren yolculuğunun hikayesiyle başlıyor. Paris'ten yola çıkan ve 80 saatlik bir yolculuğun ardından İstanbul'un boğazlarını aşan muhteşem Orient Express, genellikle aristokratlar, yazarlar ve zenginlerden oluşan seçkin bir kitleyi taşıyordu. İşte bu seçkin yolcuların konaklama ihtiyacı, Pera Palace Hotel'in inşasına ilham verdi. Pera Palace Hotel, Türkiye'nin Avrupa standartlarına uygun ilk oteli olma unvanını taşıyor. 1895 yılında özel bir balo ile hizmete açılan otel, İstanbul'un en gösterişli yapılarından biriydi. Elektriğin Osmanlı saraylarından sonra ilk kez kullanıldığı, ilk elektrikli asansörün ve sıcak suyun bulunduğu yer de burasıydı.

Mustafa Kemal Atatürk, defalarca Pera Palace Hotel'de konaklamış ve üst düzey misafirlerini burada ağırlamıştır. 101 numaralı oda, Atatürk'ün konakladığı yer olarak bugün bir müze haline getirilmiş durumda. Oda, onun en sevdiği renklerle yenilenmiş ve kişisel eşyalarıyla doldurulmuş. Pera Palace Hotel, İstanbul'un pek çok ilkinin sahnesine ev sahipliği yapmıştır. Şeker Ahmet Paşa'nın eserlerinden oluşan bir resim sergisi burada gerçekleşti ve İstanbul'da Miladi Takvime göre yapılan ilk yılbaşı balosu da yine burada düzenlendi.

Agatha Christie, Pera Palace Hotel ile özdeşleşen isimlerden biridir. Ünlü yazar, İstanbul seyahatlerinde sık sık burada konaklamış ve 411 numaralı odayı tercih etmiştir. Bu oda, sonradan bir müzeye dönüştürülmüş ve hala ziyaretçilerini ağırlamaktadır. Agatha Christie ile Pera Palace Hotel'i birleştiren bir anahtar hikayesi vardır. Ünlü yazar, 1926'da 11 gün boyunca kaybolmuştu ve iddialara göre bu sırada otelin sahibinin villasında kalmaktaydı. Medyum Tamara Rand, yazarın kaybolduğu döneme ait detayların Pera Palace Hotel'deki odasında gizli olduğunu iddia etti ve bir anahtar bulundu. Ancak sır çözülemeden anahtar rafa kaldırıldı. Pera Palace Hotel, İstanbul'u ziyaret eden pek çok önemli ismin tercihi olmuştur. İran Şahı Mehmet Ali Kaçar, İngiliz Kralı VIII. Edward, Sırp Kralı Pierre gibi birçok ünlü isim burada konaklamıştır.

Bugün dünya çapında tanınan bazı edebi eserler, burada geçmektedir. Ernest Hemingway'in "Kilimanjaro'nun Karları", Graham Greene'in "Teyzemle Geziler" ve Agatha Christie'nin "Doğu Ekspresi'nde Cinayet" gibi eserler, Pera Palace Hotel'in tarihinde yer almaktadır.

Pera Palace Hotel, ünlü konuklarının anılarla dolu odalarıyla adeta bir müze otelidir. Atatürk ve Agatha Christie'nin odalarının yanı sıra, Greta Garbo Suiti ve Ernest Hemingway Suiti gibi odalar da tarihin izlerini taşımaktadır. İstanbul'un işgal günlerinde Atatürk'ün Pera Palace Hotel'de söylediği unutulmaz sözler şöyleydi: "Her ne kadar şu anda İstanbul'un sahibi onlar gibi görünse de yakında gidecekler..." Otelin tasarımı ise Alexandre Vallaury tarafından yapılmış olup, İstanbul'un güzelliklerine güzellik katmıştır.