Hayat

Peri masallarından fırlamış gibi gözüken eşsiz mağaralar: Dünyanın en sıra dışı ve gizemli mağaraları...

Mağaralar hep korkunç ve karanlık yerler midir? Bu içerğimizde sizi büyülecek güzellikte mağaraları sizler içöin derledik. İşte sizi peri masallarına götürecek güzellikte olan 12 eşsiz mağara...

Abone Ol

Kamış Flüt Mağarası/Çin Reed Flute Mağarası, yeryüzünden adeta masal diyarlarına uzanan bir güzellik sunuyor. Çin'in kuzeybatısındaki Guilin şehrinin merkezinden sadece 6 km uzaklıkta bulunan bu etkileyici mağara, 180 milyon yıl boyunca yeraltında şekil alarak günümüze ulaştı. Mağara, 1940 yılında II. Dünya Savaşı sırasında Japon birlikleri tarafından keşfedilse de, aslında bölgenin yerli halkı için uzun zamandır bir cazibe merkezi olmuş. Reed Flute Mağarası, adını girişinde bulunan ve flüt yapımında kullanılan kırmızı sazlardan alıyor. 250 metre uzunluğundaki bu mağara, etkileyici doğal oluşumları ve rengarenk ışıklandırmalarıyla ziyaretçilerini büyülüyor. İçerisinde MS 792’den kalma, Tang Hanedanlığı dönemine ait 70'ten fazla kitabe bulunuyor; bu da mağaranın tarih boyunca önemli bir yer olduğunu gösteriyor. Sanat eseri gibi görünen bu doğal oluşumları görmek için Çin’e yolunuz düserse, Reed Flute Mağarası’nı ziyaret etmeyi unutmayın. Burası, her adımda bir başka güzellik sunan ve etkisinden uzun süre kurtulamayacağınız bir yer.

Waitomo Mağarası/Yeni Zelenda Waitomo Mağaraları, Yeni Zelanda'nın Auckland şehir merkezinin yaklaşık 220 km güneyinde bulunuyor ve yılda yarım milyondan fazla ziyaretçi çekiyor. 1888'de Maori Kawhia Kabilesi'nin reisi Tane Tinorau tarafından keşfedilen mağaraların adı, Maori dilindeki "wai" (su) ve "tomo" (oyuk) kelimelerinden türemiştir. Tinorau, mağaranın tavandaki ışıltısını görünce etkilenmiş ve 1889 yılında eşi Huti ile birlikte turistler için keşif gezileri düzenlemeye başlamış. Günümüzde, mağaradaki rehberlerin çoğu Tinorau ve ailesinin soyundan gelmektedir. Mağaradaki ışıltının kaynağı, mantar ile beslenen küçük bir böcek türü olan mantar sivrisineği (fungus gnat) larvalarıdır. Bu larvalar, yumurtadan çıktıktan sonra mağara tavanına parlak, yapışkan ağlar örerler. Kuyruklarında bulunan özel organlarda mavi ışık üretirler. Diğer böcekler bu ışığı fark eder, ancak yapışkan ağları göremez. Işığa çekilen avlar, ağlara yapışır ve mantar sivrisineği avını bu şekilde yakalar. Bu böceklere “parlak örümcek-solucan” anlamına gelen Latince isimleri (Arachnocampa luminosa) verilmiştir.

General Carrera/Şilli General Carrera Gölü (Şilili kısmı, resmi olarak 1959'da yeniden adlandırıldı) veya Buenos Aires Gölü (Arjantinli kısmı), Patagonya'da yer alan ve Arjantin ile Şili tarafından paylaşılan derin bir göldür. Uluslararası alanda her iki isim de kabul görmektedir, ancak gölün yerli adı Chelenko’dur ve Aonikenk dilinde "fırtınalı sular" anlamına gelir. Diğer tarihi adı ise Mapuche kökenli Coluguape'dir; Arjantinli kaşif Francisco Moreno 1876'da bu gölü keşfettiğinde, Coluguape ismiyle birlikte Colhué Huapí Gölü'nü de bu isimle anmıştır. Göl, buzul kökenli olup And Dağları ile çevrilidir. Göl, Batı'da Baker Nehri aracılığıyla Pasifik Okyanusu'na, son buzul döneminde ise Deseado Nehri aracılığıyla Atlas Okyanusu'na akmıştır.

Skaftafell Ulusal Parkı/ İzlanda Skaftafell Ulusal Parkı, Avrupa'nın ikinci en büyük buzul olan Vatnajökull Buzulu'na, Jökulsárlón Gölü’ne ve birçok buz mağarasına ev sahipliği yapıyor. Vatnajökull Buzulu, İzlanda’nın %14’ünü kaplıyor ve etkileyici manzaralar sunuyor. Parka girildikten sonra yapılan 1,8 km’lik yürüyüşle buzullara ulaşılabiliyor. Buzulların altında volkanlar bulunuyor ve buzul kenarlarında oluşan etkileyici buz mağaraları dikkat çekiyor. Bu mağaralar, çözülmüş suların etkisiyle oluşan kısa ömürlü, kristalize yapılar içeriyor.

Kungur Buz Mağarası/ Rusya Kungur Buz Mağarası, Rusya'nın Perm Krayı'ndaki Kungur kasabasının yakınlarında, Sılva Nehri'nin sağ kıyısında yer alan bir karst mağarasıdır ve buz oluşumları ile ünlüdür. 1703 yılında coğrafyacı Remezov tarafından keşfedilen mağara, 1914'ten itibaren turistik bir merkez haline gelmiştir. Mağaranın toplam uzunluğu yaklaşık 5.7 km olup, 48 mağara ve 70 yeraltı gölü içermektedir. Üç farklı uzunlukta tur güzergahı sunulmaktadır: 1.5 km'lik klasik rota, 1.8 km'lik ikinci rota ve 2 km'lik en büyük rota. Yılda yüz binlerce ziyaretçiyi ağırlayan mağara, beş milyondan fazla kişi tarafından ziyaret edilmiştir. Mağara içinde, bir prensesin düşüp evlendiği rivayetiyle ilişkilendirilen "kadın gözyaşı" adında bir dizi dar taş basamağı da bulunmaktadır.

Melissani mağarası/Yunanistan Melissani Mağarası (Yunanca: Λιμνοσπήλαιο Μελισσάνης) veya Melissani Gölü, Kefalonya adasında, Sami'nin kuzeybatısında, Agia Effimia'nın yaklaşık 5 km güneydoğusunda, Argostoli'nin kuzeydoğusunda ve Poros'un kuzeybatısında bulunan bir mağara ve cenote'dir. Bu çöküntü, 1953 yılında kireçtaşı tabanının çökmesiyle oluşmuş ve su yüzeye çıkmıştır. Doğuda İyon Denizi ve Ithaca Boğazı bulunur. Mağara, ormanlarla çevrilidir ve dağ yamaçları batıda yer alır. Mağaranın girişine yakın bir alan, Sami ve Agia Efimia’yı bağlayan ana yol üzerinde yer almakta ve adanın kuzey kısmına erişimi sağlamaktadır. Bazılarına göre su o kadar berraktır ki, tekneler havada süzülüyormuş gibi görünür.

Mamut Mağarası/ABD Mamut Mağarası Ulusal Parkı, Amerika Birleşik Devletleri'nin Kentucky eyaletinin merkezinde, Brownsville kenti yakınlarında yer alan, dünyanın en uzun mağara sistemlerinden birine ev sahipliği yapan bir milli parktır. 400 mil uzunluğundaki bu mağara ağı, parkın toplam 214 km² (21,380 hektar) yüzölçümünü kapsar. Ulusal Park, ABD Ulusal Park Hizmetleri tarafından korunmakta ve en geniş bölümü Kentucky'nin Edmonson ilçesinde bulunur; bunun yanı sıra, parkın bazı kısımları doğuya doğru Hart ve Barren ilçelerine de uzanır.

Son Doong Mağarası/Vietnam Son Doong Mağarası, Vietnam’ın Quang Binh bölgesinde, Dong Hoi’nin 50 km kuzeyinde ve Hanoi’nin 450 km güneyinde bulunan dev bir mağaradır. İlk olarak 1991’de Vietnamlı yerli Ho Khanh tarafından keşfedilen mağara, 7,2 km uzunluğundadır ve Vietnam’ın balta girmemiş ormanlarında yer alır. Gürültü ve rüzgar nedeniyle yerel halkın girmekte cesaret edemediği bu mağara, 2009’da dünyanın en büyük mağarası olarak kabul edilmiştir. Mağara, kendine ait bir yağmur ormanı, büyük bir nehir ve küçük dağlara sahiptir. İçerisinde henüz keşfedilmemiş bölümler ve bilinmeyen canlı türlerinin bulunduğu düşünülmektedir. Mağaranın ana tünel geçiş bölümü 5 km’den uzun olup, en geniş noktaları 200 metre yüksekliğinde ve 150 metre genişliğindedir. Mağaranın dış kısmı ise oldukça engebeli ve tehlikeli olup, mağaraya giriş yapmak zaman alır.

Batu mağarası/Malezya Batu Mağaraları, Malezya'da bulunan bir mağara kompleksi ve tapınaklar dizisidir. Adını Malayca "taş" anlamına gelen "batu" kelimesinden alır. Bu kompleks, Hindistan dışındaki en popüler Hindu ibadet merkezlerinden biri olarak bilinir ve özellikle Murugan'a adanmıştır. Malezya'da düzenlenen Tamil Thaipusam festivali için önemli bir merkezdir. Batu Mağaraları, Hindistan'daki altı kutsal türbe ile Malezya'daki dört diğer tapınak nedeniyle Murugan için "Onuncu Mağaralar" veya "Tepe" olarak da anılmaktadır. Malezya'daki diğer üç tapınak ise Ipoh'daki Kallumalai Tapınağı, Penang'daki Tanneermalai Tapınağı ve Malacca'daki Sannasimalai Tapınağı'dır.

Cango Mağaraları/Güney Afrika Cango Mağaraları, Güney Afrika'nın Batı Cape Eyaleti'nde, Oudtshoorn kasabasının yakınlarındaki Swartberg Dağları'nın eteklerinde, Prekambriyen kireçtaşları içinde yer almaktadır. Ülkenin en etkileyici ve popüler turistik mağaralarından biri olarak bilinen ana mağara, birçok yabancı ziyaretçiyi kendine çekmektedir. Geniş bir tünel ve oda sistemine sahip olan bu mağaranın toplam uzunluğu 4 km'yi (2+1⁄2 mi) aşmaktadır; ancak, ziyaretçilere yalnızca bu uzunluğun dörtte biri açık olup, ziyaretçiler bir rehber eşliğinde gruplar halinde mağarayı gezebilirler.

Phraya Nakhon mağarası/Tayland Khao Sam Roi Yot Milli Parkı’ndaki Phraya Nakhon Mağarası, Tayland’ın doğa harikalarından biridir. Mağara, yaklaşık 200 yıl önce keşfedilmiş olup, keşfedenin kimliği konusunda tartışmalar vardır. İçindeki doğal güzellik, sabah saatlerinde güneş ışığının köşkü aydınlatmasıyla daha da belirginleşir. 1890 yılında, Kral Chulalongkorn’un (Rama V) ziyaretini anmak için mağara tabanına Khuha Kharuehat Köşkü inşa edilmiştir. Köşk, güneş ışığını tam olarak alacak şekilde yapılmış ve Prachuap Khiri Khan’ın simgelerinden biri haline gelmiştir. Mağaranın duvarlarında Kral Chulalongkorn ve Kral Prajadhipok’un imzaları yer almaktadır. Mağarayı en iyi ziyaret etmek için güneş ışığını göz önünde bulundurmak önemlidir; mağara genellikle sabah 10-10:30 civarında aydınlanır. Kalabalıktan kaçınmak için erken gitmek en iyisidir. Mağara, Bangkok’tan 110 mil, Hua Hin’den ise 45 dakika uzaklıktadır. Girişe kadar bol su taşımanız ve parkurları iyi bilen rehberlerle gitmeniz önerilir.

Dev Kristal Mağarası/Meksika Kristal Mağarası, Meksika'nın Naica bölgesinde, 300 metre derinlikte yer alan bir mağaradır. İçinde dev Selenit Kristalleri bulunmaktadır; bu kristaller, bugüne kadar keşfedilen en büyük kristallerdendir. Mağaradaki en büyük kristalin uzunluğu 12 metre, çapı 4 metre ve ağırlığı 55 tondur. Mağarada hava sıcaklığı 58 °C'ye kadar çıkabilmekte, nem oranı ise %80-90 civarındadır. Bu zorlu koşullar nedeniyle mağara doğal olarak korunmaktadır ve sadece özel bir madencilik firması olan Industrias Peñoles tarafından erişilmektedir. Bilim insanları, Naica Projesi kapsamında mağarada incelemelerde bulunmuşlardır. Mağara, yağmacılara ve çevre hasarına karşı korumak amacıyla ağır bir çelik kapıyla güvence altına alınmıştır. Mağaraya girmenin iki ana nedeni vardır: aşırı sıcaklık ve nem, ayrıca alçıtaşının kolayca hasar görebilmesi. Mağaradaki çalışma için, her dakika 55 bin litre termal suyun dışarıya aktarılması gerekmektedir. Bu sebeple, mağaranın yakın gelecekte sular altında kalması beklenmektedir.