Hayat

Türk edebiyatına damga vuran 12 altın söz!

Türk edebiyatının zengin mirası, yüzyıllardır süregelen birbirinden değerli eserler ve yazarlarla doludur. Bu edebi hazinenin parıltılı yıldızlarından bazıları, eserleriyle sadece kendi zamanlarında değil, sonraki nesiller için de ilham kaynağı olmuşlardır. Söz konusu yazarların eserlerinden seçilmiş 10 unutulmaz alıntı, Türk edebiyatının derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkarırken, bu büyük ustaların kalemlerinden dökülen sözlerin zamanın ötesindeki gücünü hissetmemizi sağlar

Abone Ol

“Nasıl ağlamam, Dirmit kız. Bu bahar, açmadan toprağa düştü tomurcuklar. Dediler, bir gözünü uyku tutmayanımız vardı. Yüreği çarpa çarpa, bir seyre duranımız vardı. Toplardı tek tek solup dökülen yapraklarımızı, saklardı koynunda. Biz onun için dal sürüp yaprak verirdik, Akçalı bahçelerinde. Onun için tomurcuklanır, onun için kat kat açılırdık. Gün doğmadan koşardı, su yollarından geçer, duvarlar aşardı. Gelmedi bu bahar, gelmedi çok bekledik.” Sevgili Arsız Ölüm | Latife Tekin

"Köyde oturduğum sırada bir gün "ilginizi umarak" diye imzalanmış bir kitap gelmişti bana: Tutunamayanlar. Çok beğendiğim halde bunu Oğuz Atay'a bildirmek gereğini duymamıştım. Böylesine güzel roman yazan birinin başkalarını da yazacağını, benim yargıma gereksinmeyeceğini düşündüm. Yıllar sonra bir tanıdığına benim için, 'Romanımla ilgilenmedi.' demiş." Siz Rahat Yaşayasınız Diye | Yusuf Atılgan

"Sözüm ev kadınlarına değil. Ev kadınlığını da küçümsemiyorum. Bunca işte çalıştım, en zor ve nankör işin ev kadınlığı olduğunu bilirim. Benim üstünde durduğum, kadını bir ev çerçevesi içine kapatmak isteyen, böylece kadının coğrafyasını daraltacağını uman anlayış. Ortalıkta rahat cirit atabilmek için, hiç olmazsa nüfusun yarısını eve kapatma aklıevvelliği. Bu 'ev kadını' tamlamasında, kadını eve kapatmak gibi bir art niyet var." Bakmak | Sevgi Soysal

"Bu dünyada insanların korktuğu tek şey öğrenmekti. Acıyı, susuzluğu, açlığı ve üzüntüyü öğrenmek onların uykularını kaçırıyor, bu yüzden daha rahat döşeklere, daha leziz yemeklere ve daha neşeli dostlara sığınıyorlardı. Dünyaya olan kayıtsızlıkları bazan o kerteye varıyordu ki, kendilerine altın ve gümüşten, zevk ve safadan, lezzet ve şehvetten bir âlem kurup, keder ve ızdırap fikirlerinin kafalarına girmesine izin vermiyorlardı" Puslu Kıtalar Atlası | İhsan Oktay Anar

İyi ağrı­yım. Başarılı bir hüznüm. Taarruzda fuzuliyim. Müdahalede sakatım. Çünkü tanrıdan önce de kaos var. Insectisid | Küçük İskender

"Belleklerimizde irini kurumamış yaralar. Tırnaklarımızın arası hayattan kazıdığımız kirlerle dolu. Ne geçmişe güvenimiz var, ne bugüne, ne geleceğe. Ölülerimizi sırtımızda taşıyoruz. İnatla doğurmuyoruz. Çoğalmıyoruz. Geceleri daracık mezarlarda uyuyoruz. Gündüzleri ha öldük ha öldürdük diye korkuyoruz. Kötüyü gördük. Unutamıyoruz." Gergedan | Mine Söğüt

"Bugün hayatımızın bir tarafı tiyatro gardroplarına benziyor. Hamlet’in siyah elbisesini, Ophelia’nın süslerini, Kral Lear’in sakalını tek başına görmekten daha hazin pek az şey vardır." Beş Şehir | Ahmet Hamdi Tanpınar

"Şimdi buradayım. Her şeyin uzağında. Hiçbir savaşım yok. Hiçbir görevim yok. Hiçbir şeyi de doğrulamaya çalışmıyorum. Duruyor, odanın yarı karanlığına bakıyor, bekliyorum..." Ölmeye Yatmak | Adalet Ağaoğlu

"Kalıcı kitap sohbet değil yazıdır. Birkaç sayfaya sığdırılmak istenen bütün bir hayat. Ebediyete yollanan mesaj. Kimsenin söylemediği ve söylemeyeceği gerçek. Yazar o birkaç sayfayı kaleme almak için gelmiştir dünyaya. Mümkün olsa taşa kazır fikirlerini." Bu Ülke | Cemil Meriç

"Demek ki ben abıhayatta boğulmuşum. Şu mavi denizin beyaz köpüklü dalgaları üzerinde yuvarlanan gemilerin sandallarını gördükçe, ben de kendimi saadet denizinin mesut dalgaları üzerinde koşuyorum sanıyorum." Levayih-i Hayat | Fatma Aliye Hanım

"Bir ihtimalken bile güzelsin" | Turgut Uyar

Küçükken annem, yerde ekmek görünce: 'Yükseğe koy kuşlar yer' derdi. Sevdiklerimizi hep yüksekte tuttuk, acaba kuşlar mı yedi? | Can Yücel