Hayat

Van Gölü'nde su çekildi, eski yerleşim yerleri ortaya çıktı

Küresel iklim değişikliğinin etkisiyle Van Gölü'ndeki su seviyesinin düşüşü sürerken, bu süreç yeni yerleşim alanlarının ortaya çıkardı. Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Rektörü Prof. Dr. Necmettin Elmastaş, ortaya çıkan yapıların uzmanlar tarafından tarihlendirilmesi gerektiğini vurguladı

Abone Ol

Dünyanın en büyük sodalı gölü olan ve Türkiye'nin en büyük gölü unvanına sahip Van Gölü, 1.700 metre yükseklikte 3.712 kilometrekarelik bir alana yayılmaktadır. Su seviyesindeki düşüş, eski yerleşim alanlarını gün yüzüne çıkardı. Bu durumu belgelemek için dron ile yapılan görüntülemelerde, Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Rektörü Prof. Dr. Necmettin Elmastaş, ortaya çıkan yapıların uzmanlar tarafından tarihlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

Küresel iklim değişikliğinden olumsuz etkilenen Van Gölü'ndeki su seviyesi düşmeye devam ederken, bu çekilme ile birlikte daha önce bilinmeyen yerleşim alanları da açığa çıkıyor.

Bölgedeki en büyük mikrobiyalitlerin yanı sıra, Bitlis'in Tatvan ve Ahlat ilçeleri arasında bulunan Adabağ köyü civarında eski yerleşim kalıntıları dron ile görüntülendi.

Prof. Dr. Necmettin Elmastaş, "Su seviyesinin düşmesiyle birlikte mikrobiyalitler ve eski yerleşim kalıntıları yüzeye çıkıyor ya da çıkmak üzere. Bu alanlarla ilgili kapsamlı araştırmalar yapılması şart. Tarihçiler ve yerleşim alanları konusunda uzman kişiler, burada çalışmalar yapmalı.

Göl seviyesinin bir dönem daha yüksek olduğunu gösteren bu kalıntıların tarihlendirilmesi gerekiyor. Artık Tatvan'dan Ahlat'a ve Adilcevaz'a kadar olan kıyılarda bazı kalıntıları çıplak gözle görebiliyoruz" şeklinde konuştu.

Adilcevaz Yukarı Deniz Derneği Başkanı Cumali Birol, bölgenin daha önce keşfedildiğini ve dalışlarda bu kalıntıları görüntülediklerini belirtti. Bilim insanlarını bölgeye inceleme yapmaları için davet eden Birol, "Van Gölü Havzası'nın hemen her kıyısında yaşam izlerine rastlıyoruz. Bu alanların, birçok medeniyeti barındırdığını gösteriyor. 2007 yılında Adilcevaz kıyısı açıklarında gördüğümüz bu bölge ile ilgili daha önce paylaşımlar yapmıştık, şimdi daha belirgin hale geldi. Bu değerleri korumalı ve sahip çıkmalıyız. Araştırmaların yürütülmesi üniversitelere ve akademisyenlere düşüyor" ifadelerini kullandı.