Yemeği Maceraya Dönüştüren 11 İlginç Restoran: Dünyanın En Çılgın Konseptleri

HR Giger Bar - İsviçre H.R. Giger Bar, İsviçreli sanatçı H.R. Giger tarafından temalandırılmış ve modellemiş bir bardır. İki adet Giger Bar bulunmaktadır: İlki, 1992 yılında açılan İsviçre'nin Chur kentindeki H.R. Giger Bar'dır. İkincisi ise, 12 Nisan 2003'te Château St. Germain, Gruyères, İsviçre'de açılan Müze H.R. Giger Bar'dır. Barların iç mekanları, sanatçının "Alien" filmlerinde gösterilen biyomekanik tarzı temel alınarak tasarlanmıştır. Çatı, duvarlar, mobilyalar ve sandalyeler, Giger'in elinden çıkmış olup filmlerinde gördüğümüz tasarımlarla uyum içerisindedir. Özellikle, Giger'in tasarladığı yüksek sırtlı Harkonnen Sandalyesi, iptal edilen Dune film projesi için bir Harkonnen tahtı olarak düşünülmüştür. 2013 yılında, Sci-Fi Hotel zincirinin kurucusu Andy Davies, sanatçı Giger ile iş birliği yaparak Giger Bar markasını Amerika Birleşik Devletleri'nde geliştirme planlarına dahil etti.

Ithaa Undersea Restaurant - Maldivler Deniz seviyesinin beş metre altında, dünyanın ilk su altı restoranında yemek yemenin keyfini çıkarın. Panoramik mercan bahçesi manzaraları eşliğinde sunulan füzyon menüler ve kaliteli şaraplarla eşsiz bir deneyim yaşayın. Ithaa, özel yemek davetleri, düğünler ve özel etkinlikler için rezerve edilebilir. Öğle ve akşam yemeklerinde sunulan set menüler, yerel tatları Batı etkileriyle harmanlamaktadır. Yenilikçi restoranımız ayrıca sabah ortası kokteylleri için de açıktır.

Restaurant Under - Norveç Norveç'in Baly köyü yakınlarındaki Restaurant Under, deniz ürünleri restoranı olmanın ötesine geçiyor. Hem restoran hem de deniz yaşamı araştırma merkezi olarak tasarlanan bu mekan, deniz seviyesinden yaklaşık beş metre aşağıda, tamamen su altında bulunuyor. 2019 yılında açılan Restaurant Under, 11 metre genişliğinde ve 4 metre uzunluğunda dev bir pencereye sahip, bu sayede müşteriler deniz altındaki yaşamı gözlemleyebiliyor. Bir metre kalınlığındaki dış duvarları, midyelerin yapışmasına olanak tanıyarak doğal yaşamın devam etmesini sağlıyor. 100 kişi kapasiteli bu restoran, büyüleyici atmosferiyle dikkat çekiyor.

Dinner In The Sky - Belçika Eğer denizin derinliklerinde yemek yemek size korkutucu geliyorsa, rotanızı gökyüzüne çevirebilirsiniz. 2006 yılında Belçika’da kurulan Dinner In The Sky, müşterilerine dev bir vinçle yerden metrelerce yüksekte yemek yeme fırsatı sunuyor. Bu sıradışı deneyimde, emniyet kemerleri takılı şekilde şehir manzaralarının panoramik görüntüsünü izlemek mümkün. Belçika merkezli olan bu konsept, Avustralya, Çin, Kanada, Meksika ve ABD gibi birçok ülkeyi dolaştı ve 2008 yılında üç ay süreyle İstanbul Ortaköy’de de misafir oldu.

Annalakshmi Restaurant - Hindistan Annalakshmi, 1985 yılında Swami Shantanand Saraswathi tarafından kurulan ve insanlığa güven ilkesine dayanan uluslararası bir vejetaryen restoran zinciridir. Bu restoran zinciri, müşterilerinden adil buldukları miktarı ödemelerini teşvik eder. Adını bolluk tanrıçası Lakshmi'den alır ve Tamil/Telugu dillerinde yemek anlamına gelen "Annam" ile Lakshmi'nin birleşiminden oluşur. Annalakshmi, kar amacı gütmeyen Temple of Fine Arts (TFA) organizasyonunun gastronomi bölümüdür. İlk olarak 1985 yılında, Hindu dini lideri Swami Shantanand Saraswathi tarafından Kuala Lumpur'un Bangsar bölgesinde kurulmuştur. Swami Shantanand, 1970'lerde Hindistan'ın Rishikesh kentinden dünyada açlık olmayan bir vizyonla Malezya'ya taşınmıştır. Annalakshmi'nin Avustralya, Singapur ve Hindistan'da şubeleri bulunmaktadır. Bu restoranların sistemi, müşterilerin "istedikleri gibi yemelerini ve hissettikleri kadar ödemelerini" sağlar. 1989'da açılan Coimbatore şubesi, yerel hayır işlerine katılması ve güzel sanatları desteklemesiyle bilinir. 2013 yılında Chennai şubesi, Times Food and Nightlife Award tarafından En İyi Güney Hindistan Restoranı (Bağımsız) kategorisinde ödül kazanmıştır. Annalakshmi restoran zinciri, Swami Shantanand liderliğindeki ruhani grup üyeleri tarafından işletilir ve Güney ve Kuzey Hindistan vejetaryen spesiyaliteleri sunar.

The Rock Restaurant - Zanzibar Zanzibar'ın Michamvi Pingwe yarımadasının kumsalında, Hint Okyanusu'nun ortasındaki bir kayalığın üzerine inşa edilmiş The Rock adında ünlü bir restoran bulunuyor. 2010 yılına kadar balıkçı barınağı olarak kullanılan bu mekan, deniz ürünleri ve çeşitli yemeklerde uzmanlaşarak dünyanın dikkatini çeken bir restoran haline gelmiştir. Küçük yapısı nedeniyle aynı anda sadece 20 kişiyi ağırlayabilen The Rock, rezervasyon gerektirmektedir. Restoranın asıl dikkat çeken özelliği, mevsime göre değişen gelgitlerden etkilenmesidir. Gelgitin az olduğu dönemlerde karadan yürüyerek ulaşılabilirken, gelgitin arttığı dönemlerde ise tekne veya kayıkla ulaşım sağlanmakta ve müşterilere panoramik manzaralı bir yemek deneyimi sunulmaktadır.

El Diablo Restaurant - İspanya İspanyol mutfağının eşsiz restoranlarından El Diablo, yemeklerini aktif bir volkandan çıkan ısı ile pişirerek benzersiz bir deneyim sunuyor. Lanzarote adasındaki Timanfaya Ulusal Parkı'nda, 1824'te patlamış bir yanardağın üzerine kurulan bu restoran, İspanyol sanatçı César Manrique tarafından 1969 yılında açılmıştır. Restoranın mutfağında, 260 derece sıcaklıkta fokurdayan volkanın ısısıyla çalışan bir ızgara bulunuyor. Elektrik kullanmadan tamamen volkanik enerjiyle çalışan El Diablo, sürdürülebilir restoran konseptinin öncülerindendir. Ziyaretçiler, restoranın camlı yemek salonunda veya açık alanda, volkanik ısıyla pişen et ve taze deniz ürünlerinin tadını çıkarabilirler. Ayrıca, volkan ısısında pişirilen tavuk, sosis ve patates gibi çeşitli yemekler de sunulmaktadır. El Diablo'nun başarısı, çevreye olan saygısı ve doğal kaynakları sürdürülebilir şekilde kullanmasından kaynaklanmaktadır.

The Green Dragon Inn Pub - Yeni Zelanda Cotswolds'un kalbinde yer alan Cockleford köyü, dinlenme ve huzur arayanlar için sakin ve manzaralı bir ortam sunar. Modern şehir merkezlerindeki otellerin monotonluğundan uzaklaşmak isteyen ziyaretçiler için, The Green Dragon Inn benzersiz bir cazibe sunar – ünlü Robert Thompson (Kilburn’ün “Fare Adamı”) tarafından el işçiliği ile yapılmış barlar ve mobilyalar, harıl harıl yanan şömineler, kirişli tavanlar ve taş döşemeler, rahatlatıcı bir deneyim için sahneyi hazırlar. 17.yüzyıldan kalma bu han, lezzetli yemekleri, kaliteli şarapları, gerçek aleleri ve konforlu kır evi tarzı konaklamayı takdir edenler için popüler bir kaçış noktası olmuştur.

Ultraviolet by Paul Pairet - Çin Dünyanın ilk çok-duyulu restoranı olarak tanıtılan Ultraviolet, yemek deneyimini görme, işitme ve koku duyularını kullanarak zenginleştirir. Restoranda, her gece 10 misafir için tek bir masa bulunur ve 20+ çeşit yemek sunulur. Restoranın yemek odası, dekor, sanat eserleri, tablolar veya manzaralardan arındırılmıştır ve çok-duyulu teknolojiyle donatılmıştır. Her menü kursu, ışıklar, sesler, müzik ve/veya kokularla desteklenir. Ultraviolet, Fransız şef Paul Pairet ve VOL Group tarafından Mayıs 2012'de Şanghay, Çin'de açılan, tek masalı bir restorandır. Ekim 2014'te Ultraviolet, Les Grandes Tables du Monde organizasyonuna katılan Çin'deki ilk restoran oldu. Eylül 2017'de Michelin Rehberi Şanghay'ın ikinci edisyonunda Ultraviolet, 3 Michelin yıldızı aldı.

Trata Ayvalık - Balıkesir Cunda Adası’nda bulunan Trata Ayvalık. Geçmişte Şemsa Denizsel’in ünlü restoranı Kantin de dahil olmak üzere birçok seçkin işletmede çalışmış olan Tayfun Gökşin tarafından kurulan Trata Ayvalık, sizi Kuzey Ege’nin nefis lezzetleri ve manzarası eşliğinde keyifli bir akşam yemeğine davet ediyor.