Dünya

Geçmişten günümüze İsrail - Filistin sorunu: Filistin Devleti nasıl kuruldu?

Abone Ol

İsrail-Filistin sorunu, tarih boyunca süregelen bir çatışmanın merkezinde yer alıyor ve kökleri, çok eski dönemlere kadar uzanıyor. Ancak bu ihtilafın bugünkü karmaşıklığı ve yoğunluğu, özellikle 20. yüzyılın başlarından itibaren derinleşti. 1799'dan günümüze kadar, bu bölgedeki dinamikler ve uluslararası etkileşimler, Filistinli halkın karşı karşıya olduğu zorlukları ve ulusal kimlik arayışını şekillendirdi. İsrail-Filistin sorununun nasıl başladığını anlamak, bu tarihsel çatışmanın temellerini ve mevcut durumunu kavrayabilmek için kritik bir öneme sahip. Mayıs 2020'de Kudüs'te yaşanan gerilim, bu sorunun halen ne kadar patlayıcı ve çözülmemiş olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Peki, bu köklü anlaşmazlık nasıl başladı ve bugüne nasıl evrildi?

İsrail - Filistin sorunu nasıl başladı?

1799 yılında, Fransız General Napolyon Bonaparte’ın Osmanlı yönetimindeki Filistin’de bir Yahudi devleti kurulması önerisi, bölgedeki dinamiklerin temellerini atmıştı. Bu fikir, 19. yüzyılın sonlarına doğru Siyonizm hareketinin yayılmasıyla daha somut hale geldi. 1879'da Basel’de toplanan Birinci Siyonizm Kongresi, Theodor Herzl'in "Der Judenstaat" adlı eserinin etkisi altında, Filistin’de bir Yahudi vatanı kurulması fikrini benimsedi ve bu amaçla Dünya Siyonizm Teşkilatı’nın kurulmasını öngördü. Bu dönemde, Filistin'e göç eden Siyonistlerin sayısı artarken, bölgede yaşayan Arap topluluklarla arasındaki gerilim de yükseldi.

Birinci Dünya Savaşı sırasında, İngiltere’nin Arap güçlerinin desteğiyle Osmanlı hakimiyetine son vermesiyle birlikte Filistin'in idaresi değişti. 1917'de İngiltere, Filistin’de bir Yahudi vatanı kurulacağına dair Balfour Deklarasyonu'nu yayımladı. Bu deklarasyon, bölgedeki uluslararası anlaşmazlıkların temellerini oluşturdu ve İngiltere’nin bölgeyi manda yönetimine almasıyla sonuçlandı.

1929 ve 1936 yıllarında yaşanan kanlı çatışmalar ve Arapların genel grevleri, Siyonist göçmenlerin bölgedeki etkisini artırdıkça Arap topluluklarının tepkilerini de şiddetlendirdi. İngiltere’nin önerdiği ve BM tarafından onaylanan 1947 tarihli paylaşım planı, Filistin’i iki devlet arasında bölmeyi öngörüyordu. Ancak, Arap temsilcilerin reddettiği bu plan, bölgedeki çatışmaları daha da derinleştirdi.

Son olarak, 1948’de İngiltere’nin manda idaresine son verme kararının ardından başlayan şiddet olayları, Filistin’deki durumu daha da karmaşık hale getirdi. Siyonist ve Arap güçlerinin hazırlıklarının arttığı bu dönemde, hem Arap hem de Yahudi tarafları, bölgedeki haklarını koruma adına güçlerini seferber etti. Bu süreç, günümüze kadar süren İsrail-Filistin çatışmasının ilk adımlarını atmış oldu.

İsrail'in Kuruluşundan İntifada'ya: Orta Doğu'da Tarihi Dönüm Noktaları

1948: İsrail Devleti'nin Kuruluşu
İsrail Devleti, 2 bin yıl aradan sonra kurulan ilk Yahudi devleti olarak 14 Mayıs 1948'de Tel Aviv'de ilan edildi. Bu karar, İngiltere'nin bölgeden çekilmesinin ardından yürürlüğe girdi. Filistinliler, bu günü "El Nakba" yani "Felaket" olarak anıyor. İsrail'in kuruluşu, Arap devletleri arasında rekabete yol açtı ve Filistinlilerin bu dönemdeki rolü sınırlı kaldı.

1967 Savaşı
5 Haziran 1967'de başlayan ve altı gün süren savaşta İsrail, Mısır'dan Gazze ve Sina Yarımadası'nı, Suriye'den ise Golan Tepeleri'ni aldı. Ürdün'ün Batı Şeria ve Doğu Kudüs'ten çekilmesiyle İsrail, topraklarını iki katına çıkardı. BM Güvenlik Konseyi, savaşla toprak kazanımını reddederek İsrail'den çekilmesini talep etti. Bu süreçte 500 bin Filistinli mülteci oldu.

1973 Yom Kippur Savaşı
Mısır ve Suriye, 1973'te Yom Kippur bayramında İsrail'e saldırdı. Başlangıçta ilerleme kaydeden Mısır ve Suriye, İsrail'in karşı saldırılarıyla geri çekilmek zorunda kaldı. Savaş sonucunda ABD, Sovyetler Birliği ve BM'nin diplomatik müdahaleleriyle ateşkes sağlandı. Mısır ve Suriye toplamda 8 bin 500 asker kaybederken, İsrail 6 bin kayıp verdi.

1974: Arafat'ın BM'ye İlk Gidişi
Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) lideri Yaser Arafat, 1974'te BM Genel Kurulu'nda konuştu. Konuşmasında, Filistin halkının meşru çıkarlarının hesaba katılması gerektiğini vurguladı. Bu konuşma, Filistinlilerin uluslararası alandaki tanınma çabalarına önemli bir katkı sağladı.

1977: İsrail'de Sağın Yükselişi
1977'de Likud Partisi'nin lideri Menahem Begin, hükümeti kurarak Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nde yerleşim alanları açmaya başladı. Likud, Büyük İsrail ideolojisini savunarak toprak kazançlarını sürdürmeyi hedefliyordu.

1979: İsrail ve Mısır Barışı
Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat, 1977'de İsrail'e resmi bir ziyaret gerçekleştirerek barış sürecini başlattı. 1978'de Camp David anlaşmaları imzalandı ve Mart 1979'da İsrail-Mısır barış anlaşması yapıldı. Sina Yarımadası Mısır'a geri verildi. Sedat, bu hareketi nedeniyle Arap devletleri tarafından boykot edildi ve 1981'de öldürüldü.

1982: İsrail Lübnan'ı İşgal Ediyor
İsrail, Lübnan'a asker göndererek başkent Beyrut'a kadar ilerledi ve Filistin Kurtuluş Örgütü'nü Lübnan'dan çıkardı. Bu süreçte, 16-18 Eylül 1982 tarihlerinde Sabra ve Şatilla kamplarında yaşanan katliam, Ariel Şaron'un savaş suçlusu olarak anılmasına neden oldu.

1987-1993: İntifada
1987'de başlayan ve Batı Şeria'ya yayılan intifada, Filistinlilerin İsrail işgaline karşı kitlesel ayaklanmasını ifade ediyordu. Protestolar, taş atan Filistinliler ve genel grevlerle dikkat çekti. İsrail ordusunun karşılık vermesi sonucu birçok Filistinli sivil hayatını kaybetti.

Bu olaylar, Orta Doğu'daki karmaşık ve sürekli değişen siyasi dinamikleri anlamak açısından önemli dönüm noktalarıdır.

Oslo Barış Süreci ve Filistin-İsrail İlişkileri

1993 - Oslo Barış Süreci:
Haziran 1992'de İşçi Partisi'nin İsrail'de iktidara gelmesi, barış sürecinin başlangıcını müjdeledi. Başbakan Yitzhak Rabin, Dışişleri Bakanı Shimon Peres ve Yosi Beilin gibi isimlerle Filistinlilerle barış görüşmelerine başlandı. Körfez Savaşı'nın ardından FKÖ'nün zayıflayan konumu, barış görüşmeleri için bir fırsat sundu. Norveç'in girişimiyle başlayan gizli müzakereler, 20 Ocak 1993'te Oslo'da somut sonuçlar verdi. Filistinliler, işgal topraklarından aşamalı çekilme karşılığında İsrail devletini tanımayı kabul etti. Bu görüşmeler İlkeler Deklarasyonu'nu getirdi ve 13 Eylül 1993'te Washington'da imzalandı.

1994 - Filistin Yönetimi'nin Kurulması:
4 Mayıs 1994'te Kahire'de İsrail ve Filistin Kurtuluş Örgütü arasında İlkeler Deklarasyonu'nun uygulanmasına dair anlaşma imzalandı. İsrail, Gazze Şeridi'nden çekildi ve Batı Şeria'nın bazı bölgelerinde Filistin yönetimine yetki devri yaptı. Ancak, Filistin yönetimi içindeki zorluklar ve El Halil'deki bir katliam sürecin ilerlemesini engelledi. 1 Temmuz 1994'te Yaser Arafat Filistin topraklarına döndü ve Filistin Ulusal İdaresi'nin başkanı oldu.

1995 - İkinci Oslo Anlaşması ve Rabin Suikastı:
1995'te Batı Şeria'nın üç bölgeye ayrıldığı İkinci Oslo Anlaşması imzalandı. Ancak anlaşma Filistinliler arasında heyecan yaratmadı ve sağcı İsrailliler öfkeliydi. Başbakan Yitzhak Rabin, 4 Kasım 1995'te bir aşırı dinci tarafından suikaste uğradı. Bu olay, barış sürecinde büyük bir şok etkisi yarattı.

1996-1999 - Kilitlenme Dönemi:
1996 seçimlerinde sağcı Binyamin Netanyahu'nun seçilmesi, barış sürecini durma noktasına getirdi. Netanyahu'nun yerleşim inşaatlarına devam etmesi ve El Aksa Camii'nde arkeolojik tünel kazılması tepkilere neden oldu. 1997'de El Halil'in Filistinlilere devredilmesi ve 1998'de Wye River Beyannamesi imzalandı. Ancak, süreçteki belirsizlikler devam etti. 1999 seçimlerinde İşçi Partisi'nden Ehud Barak galip geldi.

2000 - İkinci İntifada:
Ehud Barak'ın barış umutlarını karşılaması mümkün olmadı. 28 Eylül 2000'de Ariel Şaron'un Mescid-i Aksa'ya yaptığı ziyaret, El Aksa İntifadası'na yol açtı. Barış görüşmeleri sonuçsuz kaldı ve intihar saldırıları arttı.

2002-2003 - Batı Şeria'nın Yeniden İşgali:
İntihar saldırıları ve Filistin şehirlerinin sık sık baskınlara uğraması, İsrail'in Batı Şeria'nın büyük bir kısmını işgal etmesine neden oldu. Cenin mülteci kampındaki operasyonlar uluslararası tepkilere yol açtı. 2003'te Dörtlü tarafından yayımlanan yol haritası süreci yeniden başlatma çabasıydı.

2004 - Yaser Arafat'ın Ölümü:
Yaser Arafat, Ekim 2004'te hastalandı ve Paris'teki hastanede tedavi edildi. 8 Kasım 2004'te hayatını kaybetti.

2005-2006 - İsrail'in Gazze'den Çekilmesi ve Hamas'ın Seçim Zaferi:
İsrail, Gazze ve Batı Şeria'nın bazı bölgelerinden çekildi, ancak Gazze'yi abluka altında tutmaya devam etti. Hamas, Filistin seçimlerinde büyük bir zafer kazandı. 2006'dan itibaren Gazze'de El Fetih ile Hamas arasında çatışmalar başladı ve Mahmud Abbas, olağanüstü hal ilan etti.

2008-2009 - Dökme Kurşun Operasyonu:
İsrail, Gazze'ye düzenlediği "Dökme Kurşun Operasyonu" sırasında 22 günde 1.417 kişinin hayatını kaybetmesine yol açtı ve 4.580 kişi yaralandı. Operasyonun amacı, Filistinli militanların roket saldırılarını durdurmaktı.