Ülkemizde artan yoksulluk ve tarımdaki olumsuz gidişatın gıda sektörlerini etkilemesi, vatandaşın kaliteli gıdaya erişimini zorlaştırdı. Devletin tarım politikalarında yeterli ve doğru bir planlama gerçekleştiremediğini belirten uzmanlar, sektöre olan güvenin azaldığını ve vatandaşların kaliteli gıdaya erişiminin zorlaştığını söyledi.

Tarım yoksa yaşam yok

Küresel iklim krizinin artmasıyla tarım sektöründe yaşanan sıkıntıları anlatan Yüksek Ziraat Mühendisi Ferdan Çiftçi, yaşanan iklim değişikliğinin tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de üretimi olumsuz etkilediğini söyledi. Çiftçi, “Yıllardır tartışılan bir konu olan, kimilerinin kabul ettiği kimilerinin etmediğin küresel iklim değişikliğini yaşamaya başladık. Tarım tüm dünya için olduğu gibi ülkemiz için de hem gıda açısından hem de hammadde olarak topraktan üretilen malzemelerin kullanıldığı sektörler açısından büyük önem arz etmektedir. Tarım yoksa gıda, gıda yoksa da yaşam yok demektir” ifadelerini kullandı.

2022 yılında bugüne kadar yaşanan en büyük kuraklık dönemlerinden birinden geçildiğini vurgulayan Çiftçi, 2023 yılında 2022 ‘nin de etkilerini görmeye devam edildiğini söyledi. Çiftçi “ Oldukça kurak bir dönem geçirdikten sonra, beklenen yağışın beklendiği gibi düşmemesi, sıcakların artışı gibi faktörler tarıma oldukça fazla olumsuz etki yaptı. Özellikle Ege Bölgesi özelinde, meyve ve sebzelerde olumsuz etkileri görmeye başladık. Bölgenin en önemli ürünlerinden biri olan kiraz üretiminde yaşanan sıkıntılar, kalitenin düşmesine ve verimliliğin azalmasına neden oldu. Keza aynı şekilde zeytinler de fazla yağış ve sıcaktan etkilendi gibi gözüküyor. Bu yıl yağ konusunda da sıkıtılar çekme ihtimalini öngörmekteyiz” dedi.

Verim düştü

Sebze ve meyve bahçelerinde yaşanan sıkıntıların hububat ürünlerinde de görüleceğini söyleyen Çiftçi, “Hububat dediğimiz buğday gibi ürünlerin de bu yıl haşatında sıkıntılar yaşanabilir. Ekilme zamanında beklenen ve istenilen sonuçları almak yaşanan iklim değişiklikleri dolayısıyla oldukça zor olacak gibi gözüküyor” ifadelerini kullandı.

Zor günler geride kaldı şimdi çok daha zor günler bizleri bekliyor” sözlerini kaydeden Çiftçi, “Devletin bu konuda iyi bir planla tarımı desteklemesi gerekmektedir. Ayrıştırıcı değil bütüncül bir politikayla ilerlenmesi, yapılan planlarda çiftçiyi zor duruma sürükleyecek, cezalandırıcı yaptırımların yer almaması gerekmektedir. Tarım zaten oldukça zor durumdayken bu durumu daha fazla zorlaştırmadan, temiz su kaynaklarının korunduğu bir planla tarımı ayağa kaldırmaya çalışmak gerekmektedir” dedi.

Gıdaya güven azaldı

Tarımın geldiği noktada gıda güvenliğinin de yüksek oranda kaybedildiğine vurgu yapan İzmir Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Uğur Toprak, “Gıda konusunda iyiyiz demeyi çok isterdim ancak özellikle Tarım ve Orman Bakanlığı yaklaşık 14 aydır taklit ve tahşiş listelerini yayınlamıyor. En son önceki yıl martta yayınlamıştı. Biz bu listelere baktığımızda Türkiye’de maalesef gıda güvenliğinin sağlanamadığını görüyoruz. Gıda enflasyonu dünyada düşmeye başlamış olmasına rağmen ülkemizde önlenemez bir artışla gidiyor. Tüik’in rakamlarına baktığımızda yüzde 50’nin üzerinde bir gıda enflasyon rakamı görüyoruz. Bu da asgari ücretin armasına rağmen Türk-iş in rakamlarına baktığımızda yoksulluk sınırını geçemiyor. Vatandaş yoksul. Böylece hileli ürünler çok fazla. Vatandaş gıdadan kısmak zorunda olduğundan taklit ve tahşiş ürünler ortaya çıkıyor. Bunu önlemek için alım gücünü artırmak gerekiyor, aynı zamanda devletin denetim mekanizmasını artırması lazım. Bu da denetimi yapacak mühendisleri istihdam etmek gerekiyor.

Kaynak: Dilek Çakır